Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Nisan '19

 
Kategori
Sosyoloji
 

Ekrem İmamoğlu: 2023 Seçimleri

Son zamanların popüler ismi, 25 yıldır alınamayan belediyeyi alan, İstanbul'un mührünü alan, en geniş kitleden oy alan, CHP'nin ne idüğü belirsiz ve saçmalayan ruhunu adeta yeniden yerine getiren adam; Ekrem İmamoğlu...

Peki soruyorum; seçim öncesine kadar kaçınız Ekrem İmamoğlu denilen adamı tanıyordunuz? Bir fikriniz var mıydı? 16 yıldır belediyeyi elinde tutan AKP'den mührü alan, ülkenin son başbakanını aday olarak elemeyi başaran bu adamın sırrı ne?

Bu işin bir değil birçok sırrı var elbet. Sosyologların analizlerini merak edip okuyanınız elbet vardır. Karşı tarafta ne kadar ittifak olursa olsun bu seçimde vatandaşın en ciddi tepki gösterdiği şey ekonomi oldu.

EKONOMİ VE STATÜKOCULUK

Erdoğan'ın her seçimde meydanlarda dile getirdiği "Bizden önce devletin parası yoktu" gerçeğinin uzun yıllar sonra negatife dönmeye başlaması sonun başlangıcı oldu. Azalan maddi gelir huzursuzluğu artırdı, hizmetleri azalttı.

Bir diğer sorun AKP'nin CHP'leşmeye başlaması oldu. 20-30 yıl öncesinin CHP'sini hatırlayın. Statükocu tanımına cuk oturan bir partiydi (Kaldı ki hala öyledir). AKP ise çok çalışan ve yenilikçi imajıyla bugünlere geldi. 

Ancak seçim kazanmayı alışkanlık haline getirdikçe tembellik, insanlara yukarıdan bakma, güç bende artık tavırları ve çalışma performansını düşürme AKP'yi günümüz statükosuna dönüştürmüş bulunuyor. Elbette vatandaş da uyumuyor ve bu tavrı cezalandırma ihtiyacı hissediyor.

İMAMOĞLU'NUN GENİŞ KİTLELERE HİTAP EDEN KİŞİLİĞİ

İmamoğlu, soyadından da anlaşılabileceği gibi CHP'de bulunan ve Kemalizm ile alkolizmi karıştıran genel kitleden ayrılan, toplumun DNA'sına uygun bir kişilik. Bu da muhafazakar tabanın oy verme olasılığını artırıyor.

CHP'lilerin İmamoğlu'na oy vermesi bir noktada biraz sorun yaratır mı diye düşünebilirsiniz. Aslında doğrudur da. CHP'de maalesef namaz kılmanın devleti parçalama niyeti taşıyan bir eylem, başörtüsü takan herkesin ilk amacının cumhuriyeti yok etmek olduğuna inanan bir kitle var.

Bu kitle 80 darbesiyle bu anlamsız bilgilere şartlandığından başka bir gerçekliğin varlığını kabul etmeleri zor. İmamoğlu'nu da şeriatçı sanmaları çok olasıdır ama muhtemelen. "Yok abi şeriatçı olsa CHP'den aday olmaz" düz mantığı ve el yordamıyla ona inanarak oy vermişlerdir.

Tıpkı İzmir gibi... İzmir'de adayın kim olduğunun ve ne yaptığının bir önemi yoktur. Klasik koşullanmış olan İzmir seçmeninin önüne kimi CHP'den aday koysanız rahat ve aynı oy oranıyla seçilir. Selahattin Demirtaş'ı da Devlet Bahçeli'yi de CHP'den aday gösterin %70 oy oranıyla seçilir. Böyle bir memleket maalesef baba ocağım İzmir...

Peki MHP kökenli olan İyi Partililer ve PKK kökenli olan HDP'liler nasıl İmamoğlu'na oy verdiler dersiniz? HDP'lilerin motivasyonu son derece basit ve net. Bir işin devlete zarar verme olasılığı olduğunu söyleyin ve gerisini düşünmeyin. HDP'liler şu an devleti AKP'den ibaret gördüklerinden ve ona zarar verebilecek bir şeyi desteklemeleri gerektiğine inandıklarından düşünmeden İmamoğlu'na evet mührünü bastılar. Muhatap olduğum tüm HDP-PKK sempatizanlarının kendi beyanları aynen böyle...

Peki ya İyi Partililer? Orada da bunun birebir zıddı bir motivasyon var. Onlar da AKP'nin devlete zarar verdiğine inandıklarını söylüyorlar ve AKP'yi koltuktan indirdikleri zaman bu zararın bir yerinden dönerek kara geçeceklerini söylüyorlar. Fakat nasıl olup da bu görünmez ortak paydada buluştuklarını sorduğumda tahmin edeceğiniz üzere "Lan! Yoksa sen de gizli AKP'li misin?" sorusunu yöneltiyorlar.

Bu son derece saçma ve anlamsız durum ülkemize özel ve mantık sınırlarının son derece dışında, fakat alıştığımızbir durum... Çok takılmıyorum artık.

CHP'NİN YENİ VE GERÇEK BİR LİDERİ OLARAK İMAMOĞLU'NUN YÜKSELİŞİ

AKP'lilerin anlayamadığım bir tavrı sonucunda bir süper kahramana dönüşen İmamoğlu'nun Kılıçdaroğlu'nun da İnce'nin de tahtını silip süpürecek bir karizmaya bu kadar kısa sürede nasıl kavuştuğunu inanın anlamakta zorlandım.

AKP hiç müdahale etmese belki sıradan bir galibiyet olabilecek seçimler, fantezi bir itiraz sürecinin ardından bir savaş kahramanı yarattı.

Mağdur olan, efendiliğini bozmayan, mağdurken bile uzlaştırıcı rolü üstlenen İmamoğlu'nun tavırları ve tercihleri onu İstanbul'un yeni kahramanına dönüştürdü.

Son zamanda ise vitesi iyice yükselten İmamoğlu Erdoğan'ı karşılamaya gitmesi, Erdoğan hakkında saygılı bir dil kullanarak ayrıştırıcılığı ortadan kaldırması ve Erdoğan'ın twitter mesajlarından bazılarını retweet etmesi ile "Ben İstanbul'a değil devlete talibim" güvenini yaratmaya başladı.

Kılıçdaroğlu ne yapacak?

İmamoğlu CHP'nin başına gelecek güce şüphe yok ki erişecektir. Kılıçdaroğlu'nun saçma sapan yönetim anlayışı büyük ihtimalle İmamoğlu ile ortadan kalkacaktır. Hiçbir galibiyeti olmayan ve iki cümleyi biraraya getiremeyen Kılıçdaroğlu'na karşı devlet adamı ciddiyeti ile hareket edebilen bir İmamoğlu...

Fakat bu süreçte Kılıçdaroğlu daha önce defalarca yaptığı gibi rakip olarak ortaya çıkan İmamoğlu'nu yok etmek isteyecektir. Fakat artık işişten geçti. Buna gücü yetmeyecektir. Yahut bunu zorla yapsa bile CHP'nin İstanbul'u kaybetmesine sebep olacaktır. 

Peki ya CHP'ye oy veren karma kitle?

İşte İmamoğlu'nun başını ağrıtacak olan budur. HDP'liler bu zaferin ardından kritik görevlere PKK'lıların getirilmesini isteyeceklerdir. Kılıçdaroğlu'nun nasıl bir adam olduğu düşünüldüğünde bu isteği güle oynaya kabul edeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

İyiHDP'lilerin girdikleri deliklerde İstanbul'un altını oymaya başlamaları gerek milli güvenlik, gerekse maddi kaynakların terör örgütüne aktarılması dolayısıyla İmamoğlu'nun dolaylı yoldan haraca bağlanması sonucunu doğuracaktır. Bu da İmamoğlu'nu bir yerden sonra belediyeyi yönetemez hale getirecektir.

Bunun bir sonucu olarak ya eline sopayı alıp kan emicileri temizlemeye girişecek ya da kendisini bekleyen kaçınılmaz son olan mağlubiyete razı olacaktır. İşte o gün geldiğinde İmamoğlu'nun hangisine dönüşeceğini göreceğiz.

Kısa vadede olacaklar...

İmamoğlunun ilk dönemi belediyeyi bir daha kaybetmek istemeyecekleri için deliler gibi çalışmayla geçecektir. Bu sürece AKP'ye gıcık kapan herkes destek olacak ve canla başla belediye için çalışacaklardır. Akıl ve mantık bunu söylüyor.

Bunun bir sonucu olarak büyük ihtimalle İmamoğlu ikinci seçimi de almayı başaracaktır. Fakat sonra bu tempo aşağı inecek, CHP'li şirketlere ihaleler balıklama servis edildikçe, çıkarlar daha fazla devreye girdikçe çirkinlşeme başlayacak ve İmamoğlu'nun nasıl bir lider olduğu ortaya çıkmaya başlayacaktır.

Özetle cumhuriyetin 100. yılında yapılacak seçimler için hemen hiçbir öngörümüz yok diyebiliriz. Bu ülkenin sürprizlerle dolu olması her şeye neden olabilir. Kim bilir, belki başkanlık sistemine göre ikinci başkanımız İmamoğlu bile olabilir.

Fakat bir şeyden eminim. CHP'nin içini bir kanser hücresi gibi sarmış olan ve Kılıçdaroğlu'nun gözü gibi baktığı PKK'lılar gelecekte İmamoğlu'nun başını çok ağrıtacak. Ne alaka dediğinizi duyar gibiyim. Çok alaka diyorum. İstanbul'u yöneten Türkiye'yi yönetir. İmamoğlu sıradan bir göreve gelmedi. O artık bir devlet yöneticisi... Kılıçdaroğlu'nun yarattığı bu canavarla yüzleşmek de İmamoğlu'na düşecek.

İnce'nin hayal ettiğini başarıp CHP'yi PKK'dan temizlerse Atatürk'ten sonra en sevilen ikinci CHP'li başkan olabilir ve Atatürkçülüğün doğası gereği sahip olunması gereken özellikleri taşıyan parti lideri olabilir. Açıkçası bunu başarırsa kendisini alnından öpmek isterim.

Fakat bir kahraman olabilecekken sadece bir belediye başkanı olursa her şeye çok yazık eder. En önce de kendisine ve CHP'ye...

Birkaç ay önce adını bile duymadığım İmamoğlu'ndan benim de beklentilerim var. Umarım düşündüklerimi yapar, tersini değil...

Allah ömür verir de 2023'ü görürsem bu yazıyı tekrar okumak ve öngörülerimin nasıl sonuçlandığını görmek isterim. Umarım ülke için hayırlısı olur.

 

 
Toplam blog
: 352
: 2915
Kayıt tarihi
: 05.06.10
 
 

Jack Amca, düşünsel dünyasındaki gelişmeleri dışa vurmak niyetiyle başladığı yazı yazma sevdasına..