- Kategori
- Mizah
El clasico ve Babaannem
Yazının sonunda söyleyeceğimi baştan söyleyeyim bu sefer müsaadenizle. Bu yazıda bahsi geçen kişiler ve olaylar hayal ürünü olmayıp, tamamen gerçektir. Ama hikâyenin öznesi olan kişi ve yaşattığı olay bana halen gerçek üstü gelmektedir.
Hikâyemiz üç gün önceki bir maç ve akabinde yaşananlarla ilgilidir.
Malum senede iki defa gerçekleşen ve futbol müritleri için izlenmesi bir nevi farz olan el clasico( nam-ı diğer Real Madrid- Barcelona futbol karşılaşması) 10 Nisan günü gerçekleşti ve yurdun çeşitli bölgelerinde ve Kktc’de törenlerle kutlandı. Bizde ailecek üstümüze düşeni yaptık ve o güne(ki cumartesi akşamı olmasına rağmen) hiçbir program yapmayarak ekran başına toplandık. Başlama vuruşuna saatler olmasına rağmen evin erkeklerinin gözlerindeki heyecan bir kilometre öteden okunabiliyordu. Herkes(daha doğrusu gençler) ileride torununa messi’yi nasıl anlatacağının provasını yapıyordu birbirine. Maçın başlamasına yarım saat kala evdeki erkekler maçın sonucu için iddiaya girmeye karar verdiler. Herkes 10 lira koyup maçı kimin kazanacağını yahut beraberlik mi olacağı yönünde tahminlerde bulundu; ben, erkek kardeşim, babam, eniştem ve halamın oğlundan oluşan erkek güruhunun tahminleri bir kağıda yazıldı ve maç beklenmeye başlandı. Bu sırada bahis miktarını yükseltmek için anne ve babaanne de bahse katılmaya ikna edildi, Anne real madrid’e parasını yatırmaya karar verdi, babaanneye ise takımların ismi ikişer üçer defa söylenerek, bunların arasından seçim yapması istendi. Babaanne hiç tereddüt etmeden barcelona dedi ve “kaç kaç yeneceğini de söyleyeyim istersen” diyerek skor tahmininde de bulundu. Herkes ona yüzünü dönmüş tebessüm ederken, o çok kararlı bir şekilde işaret parmağını sallayarak "bak göreceksin 2-0 yenecek" dedi. Bunun akabinde diğer bahisçiler de skor tahmininde bulundu ve bunlar da kağıtlara yazılarak bahse dahil edildi.
Maç başlayınca bir taraftan dantel örmekte olan 87 yaşındaki babaanne(maşallah) bana seslenerek, barcelona’nın "karalar mı yoksa beyazlar mı" olduğunu sormuş ve "koyu renkte olanlar babaanne" şeklinde cevap verdikten sonra maç izlenmeye devam edilmiştir. Pedronun ikinci golünden sonra kafalar hafif babaanneye döner gibi oldu ama daha uzun zaman var barça fark atar ya da bu maçta daha çok gol olur denerekten tekrar izlenmeye devam edilmiştir. Derken messi yüzde yüzlük goller kaçırmaya başladı(bakın sayın okuyucu; messi diyorum, goller kaçırdı diyorum, yüzde yüzlük diyorum). Hele bir pozisyonda ceza sahası üzerinde topu göğsünün üstünde yumuşatıp, bomboş pozisyonda yere indirmeden çok çabuk bir hareketle kaleye vurması anında, hayat dursa ve yeryüzünde yaşayan milyarlarca insana sorsalar bir tanesi hariç herkes gol olur derdi(rıdvan başta olmak üzere). Ama o inanılmaz pozisyonda casillas, inanılmaz bir refleksle topu çıkarmış ve de topu çıkarmakla kalmamış bir de halen dantelini örmekte, bir yandan da kendinden emin bir şekilde göz ucuyla maçı izlemekte olan o tek kişiyi de haklı çıkarmıştır benim gözümde. O pozisyondan sonra ben de maçın 2-0 biteceğini anlamış bulundum artık. Çünkü dünyanın gözü üzerindeki koskoca el clasico'yu Artvin'de divanının üstünde dantel ören yaşlıca bir kadının içgüdülerinin yönlendirdiğine kesinlikle kani olmuştum.
Sonuçta tüm bahsi - skoru da bildiği için- babaannem kazandı. Bahis başlarken yanında olmadığı için benden borç aldığı 10 lirayı bana iade etti, kazancını da diğer torunları arasında bölüştürdü. Babaannemin ticari zekâsının iyi olduğunu bilirdim ama böyle eli hiç cebine gitmeden, kelimenin tam anlamıyla “yattığı yerden” para kazandığına ilk defa şahit olmuştum. Bu sırada yıllarca iddia oynayan ve kayda değer hiçbir şey kazanamayan ama futbol bilgisiyle övünüp duran birkaç erkek de- ben dâhil- iddiayı ve şans oyunlarını bir daha oynamama kararı alarak kamuoyunda şok etkisi yarattı.
İşte bu da böyle bir anımdır diyerek bitirmek isterdim ama bitirmeden şunu da söylemek istiyorum. Futbol için messi neyse, benim için de babaannem odur. İkisi de kendi çapında mucizeler yaratmaktadır. Sonuç olarak, hayatım boyunca bana unutamayacağım bir deneyim yaşatan ve el clasico'ya bambaşka tatlar katan babaannemin ellerinden öperim.
El clasico’yu yönlendiren ellerin dert görmesin senin…