- Kategori
- Gündelik Yaşam
El Müslüman-i Türkiyya, Eyvah ki Eyvah, Yemişiz Ayva !
İşte! Rahle dedikleri de bu!
“Baba bana top alsana, / Al sana top, pat pat oyna, / Aldılar topu, Oya ile Suna / Ata ata, tuta tuta / Oynadılar”
Böyle başladık “Cumhuriyet çocukları” olarak alfabeye. Şimdi ipler, yabancısı olduğumuz ellerde. Bu yüzden de milletçe oynatmağa az kaldı zaten.
Babamız bizi lafla döver ve severdi. Akabinde de sözlüklerin başına toplanırdık. "Peder acaba ne demek istedi. Sevdi mi, yerdi mi" diye. O bakımdan Türkçe dersinde parmağı en çok ben kaldırırdım. Şimdi düşünüyorum da “dayatmalı" ders olarak Osmanlıca'yı öğretmeğe kalksalar, bu kadar başarılı olamazdım. Zira zılgıtlarla öğrenmiştim.
&&&
Babam, Ümmü Gülsüm hayranıydı. Gün 24 saat, Arap Radyosundan, hep bu şarkıyı dinler, bize dinletirdi. Kendisi Kerkük Türklerindendi. Biz böylelikle, tanımadığımız Ümmü Abla sayesinde, Osmanlıca'nın cilasını da ondan kapmıştık, kardeşim Muhlis ile beraber. Kadın öldüğünde, bütün dünya onun için: “ Şarkın bülbülü
sustu” diye başlık atmıştı.
&&&
Olsun canım sana helal,
Ali bana top al
N’apacan topu Memiş,
Top oynamak günah denmiş
&&&
Baba al bana namaz seccadesi,
İçinde de göstersin kıblesini
Elemtere şiş
Kem gözlere şiş
Yau bu ne menem iş?
Öğreniyoruz biz alfabeyi
Daha sökemedik Elif Be’yi
Vallahülazim,
&&&
Eller Ay’a biz yaya
Gel gidelim biz Ay’a
Ben Ay’ın Ademiyim, sense Ay’ın Havvası,
Emin ol yarayacak sana Ay’ın havası
Her gün yap Ay dolması, bir de Güneş tavası
Hiç kimse çıkmaz, bizi, nohutla kömürle aldatamaya
Dünya kazık dünyası, gel gidelim biz Ay’a
&&&
Demiştik, eller Ay’a, kaldık bizse yaya
Madem taktık Osmanlıca’ya
O zaman, rezil-i rüsva bu kafayla
Olacağız Ahrette, NATO mermer, NATO kafa
&&&
Ah ah ah. İki kere iki, beş edermiş.
Bu sultanlar devrinde, bunu böyle öğrendik,
Men Dakka men dukka
La rahatte fiddünya
Elemtere şiş, kem gözlere şiş,
Osmanlıca oldu şimdi de mafiş,
Arap okur oradan yalelli
Bizse buradan paralelli paralelli
Yamuklar oldu daha yamuk,
Hipotenüslerse oldular uçuk
&&&
Bir sabah kalkıp bakmışız,
Aaa, güzel Türkçemiz cıbıldak kalmış
Ön yıkamalı makineye atılmış,
Durulanıp paklanmışız.
Kurutulmağa alınmışız.
Çalkala yavrum çalkala
Oy dingala dingala
&&&
Osmanlıca ayağına,
“Ben senin ümmetin miyim be ! ” diyemeden
Araplaşmışız.
Uyan ey Sunam uyan
Derin uykulardan
Bana denmedi deme, o zaman
&&&
Yesin O’nu ninesi
Yemen’den gelir sesi,
Ya Seydi Ya Abdülrezzak
Ya Hacı Fışfış, buradan yak
&&&
Sen bana hayran, ben sana şükran
Hapı yuttu bu devran,
Bizim düğün ne zaman?!
Kadifedendir kesesi,
Oku bakim dersini,
Osmanlıca'nın fendi
Yesin onu ninesi
Başlıyoruz şimdi:
&&&
Yazılı sınav’a : “ Mevkute-i hezeyan,
Cimnastiğe : “ Endaze-i üryan,
Teneffüse : “Mahşer-i velvele,”
Yabancı koleje: “Medrese-i kefere”,
Burs’a : “Beleş-i fir kayme”
Tasdiknameye : “Darbe-i mabat.
Cinsel alete : “Hayret- ül maslahat
Derseniz, yandı gülüm keten helva
El Müslüman-i ahaliyye Turkiyya,
Ayvah ki, Ayvah, yemişiz ayva !
&&&
Selamünaleyküm, aleykümselam
Bakmışın birgecede Araplaşmışız vesselam
&&&
Ya ehlen, ve sehlen
Ört ki, ölem !