Elestirmenler!

Bir sitenin kalitesini site katilimcilari belirler, katilimcilari kalitesiz olan bir sitede ne tartisabilecek bir forum konusu ne de sandalyenize yaslanarak kahvenizi icebileceginiz bir blog yazisi okuyabilirsiniz. Sosyal bir dernegin kalitesini ise üyeleri ve bu üyelerinin yapmis oldugu calismalar ve bu calismalarin kamuya yansimasi belirler. Bir filmin kalitesini genel izleyicinin almis oldugu hazdan mi yoksa elestirmenlerin yazilarindan mi anlarsiniz? Yoksa bir tiyatroyu kendiniz mi izlemek istersiniz, ya da; aman elestirmenlere bir bakayim mi dersiniz?

Dünyada 7 milyar insanin damak tadi farkliligi, bakmak ile görmek farkindaligini yasayamayan 6.4 millyar insan varken, nasil olurda insanlar baskalarinin bir yemek veya restorant hakkinda yazdiklarini okuyarak yemekten ayni tadi alabileceklerine ve restorantin ayni samimiligi-sicakligi kendilerine de verecegine inanirlar!!

Simdi bunlarda nereden cikti dediginizi duyar gibiyim.. Anlatayim efendim..

Elestirmenlerinde bir kalitesi vardir.. Bu kaliteyi belirleyende ne yazik ki sadece cevreleri, cevresi iyi olan, biraz agzi laf yapan, hatta yazin sicaginda bile boynuna bazen atki bazen de fular takan, en önemlisi sandalyede otururken arka ayaklarini ileriye uzatip düsecek bicimde sandalyeyi arkaya kadar egebilen olmali. Arada alayci bir kahkaha da atabiliyorsa ekstra puanlari coktan topladi bile.. Isterse futboldan, mankenlerin ic camasirlarina kadar her seyi elestirip yazabilir, tv lerde ahkam kesebilirsiniz.

Ortaköy diye bir semt var park bulmak cok zor bu semtte ve benim yolum bu semte düstü.. Yol arkadasim önemli bir sirketin genel müdürü.. Parktan cikarken bak burasi Ertekin in yeri dedi.. Ertekin kim dedim saskin ..Güldü.. Yok canim bilmiyor olamazsin diye saskin saskin yüzüme bakti.. Gercekten bilmedigime kanaat getirdikten sonra; Hincal Uluc un sürekli Ertekin in oradaydim diye bahsettigi yer burasi, hani bir is adamimiz jip hediye etmis falan dedi..

Vaktimiz var yagmur durana kadar hem kahve icelim hemde toplanti öncesi bir ön hazirlik yapalim dedik ve iceri girdik.. Icerisi kücük olmasina agmensamimi bir hava yaratilmis.. Bizden baska kimse yok.. iki kahve söyledik, garson sempatik biri ama lauballi görünüyor. Kahvelerimiz gelmeden ellerimi yikamak icin lavobaya gittim.. pardon kapisina dayandim ama iceri giremedim kapi kilitliydi. Garson geldi kendi denedi ve patronun enson cikan kisi oldugunu anahtarin buralarda bir yerde olabilecegini söyledi ve aramaya basladi..10-15 dakika sonra anahtari patronun alip gittiginden emin oldu ki, catal bicak ile kapiyi acmaya calisti.. Acamadi ve biz kahvelerimizi icip ciktik. Aksam gec saatte arabayi almaya parka geldigimde acaba önyargili mi davraniyorum diyerek tekrar Ertekin e bir bakayim dedim..Iceride birkac kisi vardi, Hollanda li elestirmenlerin taktigini denemeye karar verdim..Yoldan gecen bir genc cifte eger biraz zamanlari varsa burada bir kahve icebilirler mi diye sordum. Gencin eline 20 tl tutusturdum ve orada neyi begendigini neyi begenmedigini bana anlatmasini lavobaya da bakmasini rica ettim. 15 dakika sonra gencler arabamin yanina geldiler.. Ictikleri suda kahve kokusunu algiladiklarini ama Türk kahvesinin bol köpüklü, tost ekmeginin penir alerjisi oldugunu lavobanin ise 3 gündür tamirci bekledigini, ihtiyaci olanlarin bedava Besiktas belediyesi tuvaletlerine gönderildigini söylediler. Calisan tek kisi demek ki O da Belediye wc sini kullaniyor üstelik is yerini kapatip gidiyor diye düsündüm.

Burada elestirmenin arkadas olmasindan ve reklamlardan komisyon almasina falan bakmiyorum. Kaliteye diyorum ve düsünüyorum..Hollanda da böyle bir yerin degil tuvaletler, i elinizi yikadiginiz cesmesi bile calismasa yaptirana kadar kafeteryanizi acamazsiniz. Actiniz diyelim; iceri giren her müsterinize oturmadan lavobanizin calismadigini söylemeniz gerekmektedir. Bunlar kalitedir. yoksa muhabbetini sevdiginiz bir insani ve islettigi bir yeri sirf muhabbetini sevdiginiz icin kaliteli diye anlattiginizda kendi kalitenizinde ne oldugunu ortaya koymus olursunuz.

Bu tür yazilar yazip gürme oldugunu söyleyen, üstelik spordan yataga her konuda bilge oldugunu iddia eden bir elestirmenin yazilarina inanarak kendisini kaliteli yasayanlar sinifinda gören ne kadar insanimiz var acaba?