Elim sanata düşer usta...

Sanatçı dendiğinde aklınıza kimler geliyor? Kimler sanatçı, kimler değil tartışması yapmak değil niyetim. Sadece akıp giden hayatın içinde hangi değerlerimizi zamana karşı yitiriveriyoruz? Kimleri zamana karşı unutup gidiyoruz? Bunların cevabını aramak.

Askerliğimi yaptığım Şanlıurfa' nın büyülü havasını iyi bilirim. Bu coğrafyada yaşayan insanları da iyi tanırım. İbrahim Tatlıses , kebap ve Balıklı Göl'den ibaret değildir Şanlıurfa. Ne yazık ki orada bulunduğum zaman tanıma fırsatı bulamadığım bir değeri daha var Şanlıurfa'nın: Kazancı Bedih(Yoluk).

Asıl mesleği olan " kazancılıktan " dolayı öyle anıldı. Belediye' den emekli olduktan sonra boş gezmemek ve günlük harcını kazanmak için küçük bir dükkanda cezve,demlik tamirciliği de yaptı. Benim Şanlıurfa' da ondan bihaber olduğum dönemdir ve hala çok üzülürüm gidipte elini öpemediğime,kendisini yakından tanıyamadığıma ve karşılıklı bir asker sigarası yakıp " mırra kahves i" içemediğime...

Tanımayanların da Eşkiya filminde okuduğu gazel ile haberdar oldukları Kazancı Bedih Türkiye' nin en önemli gazelhanlarından biriydi. Davudi sesi ve kendi farklı yorumu ile Şanlıurfa' da yakaladığı şöhreti , 70 li yaşlarda tüm Türkiye' ye yayıldı. Sesini çok iyi kullanmakla birlikte ud, cümbüş ve tambur çalmasını da gayet ustaydı. Çok güzel gazel okuması, gazel okuma geleneğine büyük katkı sağladı. Bundan dolayı kendisine 'Pir"denildi. Kendisinden sonra yetişen birçok sanatçı gazel okurken Kazancı Bedih' i taklit etti.

Onca yokluk , yoksulluk arasında bile gece okuluna giderek okuma öğrendi. Çünkü uzun gazelleri dinleyerek ezberleyemiyordu. İşini iyi yapmak isteyen tipik bir Anadolu insanı Kazancı Bedih.Gece okulu, emeklilikte bile günlüğünü çıkarmak uğruna tamir işleri yapmak bile O' nun alçakgönüllüğüne birer örnektir. Ünü yayıldıktan sonra TV lerde ve İstanbul' un renkli gece yaşamında bile " Şanlıurfa Sıra Geceler i"yapılmaya başlandı.

2004 yılı ocak ayında ,15 yaşında babası tarafından zorla evlendirildiği eşiyle birlikte evlerinde uykudayken, katalitik sobadan sızan gazdan zehirlenerek aramızdan ayrıldı.

Bazı insanlara ölümü yakıştıramayız ya, aynı öyle biçimde oldu gidişi. Ara sıra adı anılır televizyonlarda, içim burkulur o mağrur oturuşunu ve yanık yanık gazelini, türküsünü okurken...