Elinde Kürtçe mealli Kur'an bunlar 'ateist,' 'zerdüşt' diye bağırmak ayrımcılık değil mi?

Elinde Kürtçe mealli Kur'an bunlar 'ateist,' 'Zerdüşt' diye bağırmak ayrımcılık değil mi?

Artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti her yönüyle şirazesinden çıkmış bulunmaktadır.

Çok partili parlamenter sisteme geçildiği günden günümüze dek DP'nin iktidarla tanıştığı 14 Mayıs '50,'54,'58 genel seçimleri dışında tüm genel ve yerel seçimler öncesi ve sonrasını bilfiil yaşadım.

Ancak din unsurlarının, siyasetle bu kadar iç içe yaşandığı görülmemiştir.

Meydanlarda bir Cumhurbaşkanı elindeki Kürtçe mealli Kur'an-ı Kerim-i Kürt halkına sallayarak gösterdikten sonra HDP, İmralı ve Kandil'i İslam Dini konusunda yeterli saymayan, onlarla polemik başlatan tutumu ile Türk Siyaset Tarihi'nde önemli yer alacaktır.

Bir Cumhurbaşkanı kurucu genel başkanı olduğu parti adına Kürt halkından oy isterken Kürtçe Kur'an-ı Kerim 'manipülatör ajan' olarak dünyevi işlerde kullanılmıştır.

Böylece Anayasa'nın 'laiklik' hükmü ihlal edilmiş, din politikada araç olmuştur.

Anayasa'da yer alan 'tarafsızlık' ilkesi ihlal edilerek, AKP saflarında kendi hırsı adına Türkiye modeli Başkanlık Sistemi'nin TBMM'nde kabul edilebilmesinde gerekli 400 milletvekili için kampanya sürecinde açıkça oy istemiştir.

Anayasa'nın 10. maddesinde: "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir."

Bu ülke topraklarında binlerce Türk ve Kürt vatandaşımızın yaşamını yitirmesine ve Mehmetçiğin şehit düşmesine neden olan terörist başı ve kurmaylarının 'aşağılanmaları' ve 'yok sayılmaları' 'ateist' ve 'Zerdüşt' kimliği ile özdeşleştirme hakkını tanımaz.

Ayrıca bir Cumhurbaşkanı'nın İmralı ve Kandil'e 'ateist', 'Zerdüşt' ve eski Bakan Zafer Çağlayan'ın kullandığı 'Yahudi' sözcüklerini hakaret ve değersizleştirme amacıyla kullanması da Anayasa ve İnsan Hakları Evrensel Bildirimine aykırıdır.

Bu sistemde 'ateist,' 'Zerdüşt' ve 'Yahudi' vatandaşlarımıza ön yargılı bakış açısıyla yapılan ayrımcılık ve saygısızlıktır!

02.06.2015

Şükrü Bülent Türtat

Not: Fotoğraf Alıntıdır