- Kategori
- Sinema
Elizabeth görülmeye değer muhteşem bir film

Elizabeth Savaşçı Kraliçe, son zamanlarda gördüğüm ve beni en çok etkileyen filmlerden biri.
Görüntü, kostüm, mekan düzeni, sanat yönetmenliğindeki başarı, konuyu anlatmadaki ustalıkla birleşince, gerçekden olağanüstü bir film çıkmış ortaya.
İngiltere'nin bakire kraliçesi adı altında ünlenen Elizabeth' in, kraliçeliğinin görkemli gücüne karşın, sıradan bir korsana aşık olmasıyla yakalandığı karşılıksız tutkunun kendisine verdiği acı, muhteşem bir biçimde anlatılmış.
Onca savaşın altından kolaylıkla kalkan, gerektiğinde kendi kuzenini gözünü dahi kırpmadan ölüme gönderen bu güçlü kadının, sarayda odasında yapayalnız kaldığında, karşılıksız kalan aşkı için dökdüğü gözyaşları, aşkın kraliçe de olsa, bir kadını nasılda pençesine düşürebildiğinin çok güzel bir örneği.
Sevdiği erkeğin, kendi himayesindeki bir saray kızına aşık olması ve ondan bir çocuğunun olması Kraliçenin acılarını dayanılmaz derecede arttırmış ama sonradan çok sevdiği bu iki insanın bebeğini bağrına basarak, gerektiğinde çok sert olabilen kalbinin ne denli yumşak olduğunu göstermiştir.
Beni en çok etkileyen bölüm ise filmin sonunda Kraliçenin sözleri oldu.
Şöyle der Elizabeth bu bölümde.
"Ben Elizabeth, İngiltere nin Bakire kraliçesi.
Hiç evlenmedim, hiç erkeğim ve çocuğum olmadı.
Halkımın annesiyim, onlar benim çocuklarım.
Bunun için özgürlüğü yalnızlığı seçtim.
Ve Tanrı'dan yaşantımın bundan sonraki bölümünde bu özgürlüğe katlanabilmem için dayanma gücü diliyorum"
Bu kısacık anlamlı söylev, bence çok çarpıcı olup, onca ihtişam, güç ve iktidara rağmen kraliçe bile olsa, bir insanın yalnızlık karşısındaki dayanılmaz güçsüzlüğünü çok yalın bir şekilde anlatmakta.
Gerçekten seyredilmesi gereken çok hoş bir yapıt olduğunu düşünüyorum.