- Kategori
- Anılar
Elveda Aynur Şimşek,

34 Sene kadar önceydi onu tanıdığımda. Büyük kızım İlkokul 2. sınıfa gidiyordu. O zamanlar İlk Okullarda Aralık ayının ilk haftası Yerli Mallar Haftası olarak kutlanıyordu. Biz de o gün bir kaç veli çocuklaımızın okulunda buluşmuş ve bugünü kutlamaya hazırlanıyorduk. İçimizde hamile bir de anne vardı. İşte bizi o hamile anne tanıştırdı o gün.
İsminin Aynur olduğunu öğrendiğim genç hanım benim yaşımda simsiyah saçları, parlayan gözleri ile çok sevgi dolu bir insandı. Sanat Tarihi Öğretmeni ve tek çocuğu olduğunu ve bizlere yakın oturduğunu da o gün öğrendim.
O günden sonra arkadaşlığımız ilerledi. Çocuklarımız aynı sınıfta idi ve ortak konumuz o kadar çoktu ki. İlerleyen günlerde sınıf öğretmenimizin de katılımı ile 7,8 velilik bir grup kurmuş ve okul dışında da toplanmaya başlamıştık. Yerli Mallar günü hamile olan arkadaşımız daha sonra bir kız bebeğe sahip oldu, Ondan heveslenip bizler de çocuk sayımızı 2 ye çıkartmaya karar verdik. Aynur da bir bebek sahibi olmak istiyordu. Oğluna bir kardeş vermek en büyük dileği idi. Gene bir arkadaşımızın toplantısında günün süprizi benim ve Aynur'un gelecek bebekleri idi. Aynur benden önce sahip olacaktı bebeğine. Ne yazık kı Aynur beklenmeyen bir şekilde bebeğini kaybetti ve tek oğlu kardeşsiz kaldı.
Aradan yıllar geçti, Ayrılıklar oldu.Ama biz kalan 5 kişi ve öğretmenimiz periyordik zamanlarda bir araya gelmeyi hiç ihmal etmedik.Birbirimiz çok seviyorduk ve bir arada olmaktan büyük keyif alıyorduk. Bu arada çocuklarımız büyümüş, okullarını bitirmiş, meslek sahibi olmuş ve evlenmişlerdi. torunlarımız da olmaya başlamıştı. Belki çocuklarımız artan hayat güçlüklerinden birbirlerini göremiyor, hatta birbirlerini arayamıyorlardı ama biz gene ayda bir buluşuyorduk. Birbirimize torunlarımızın resimlerini gösteriyor, çocuklarımızdan haberler veriyorduk. Çocuklarımız sokakta karşılaşsa belki birbirlerini tanıyamıyacaklardı ama biz muntazam bir araya geliyorduk.Bu arada acı tatlı günlerimizde, büyüklerimizin kayıplarında, çocuklarımızın düğünlerinde mutluluk ve acılarımızı paylaşıyorduk.
Aynur ve eşi emekli oldular, Heybeliada'da babadan kalma evlerini restore edip kış yaz orada oturmaya başladılar. Aynur her toplantımıza büyük bir özveri ile katılıyordu. Bizim de diğer arkadaşlarımızla en büyük keyfimiz Aynur'un toplantı günleri idi. Hep beraber toplanıp onun Adadaki evine gitmek, onun harika çay masasında bizler Için hazırladığı tavuklu börekleri, kekleri yemek , sohbet etmek ne keyifti.
Bu arada beraber seyahatlerimiz de oldu. İki yıl öncesi küçük kızımın Eskişehir Konseri için beraber yaptığımız yolculuk çok güzel anılar bıraktı bize.Bostancı İstasyonundan Aynur ve arkadşları trene bindiklerinde nasıl da mutlu idik. Eskişehir konserinden sonra yaptığımız geziler, konuşmalar daha dün gibi. Güzel anılar silinmiyor, İnsanın hep aklında kalıyor.
Geçtiğimiz yıl Aynur'un rahatsızlığını öğrendik.O aklıllı, cin gibi kadın artık bizleri tanıyamıyacak hale gelmişti. Sanırım hiç bir arkadaşımız onu o halde görmeye dayanamıyordu. Aynur anılarımızda hep siyah ışıltılı gözleri, harika zekası ile kalsın istedik. Biliyorum hepimiz suçluyuz onu daha sık aramadığımız için. Ama dediğim gibi onun hasta halini görmeye dayanamadık.
Dün Aynur'un vefat haberini aldık. Bugün toprağa verilecek.Ama Aynur anılarımızda hep ışıl ışıl bakacak bizlere.Seni hiç unutmayacağız Aynur Şimşek. Çok anılar paylaştık beraberce.
Dün vefat haberini alınca gruptaki diğer arkadaşımıza rica ettim. Ne olursa olsun, bundan böyle hastalık hallerinde birbirmizi daha sık arayalım. İnsan sonra vicdan azabı çekiyor. Keşke vedalaşsaydım diye.
Elveda Aynur........