- Kategori
- Seçim
Emek, demokrasi, özgürlük blokunun Adıyaman mitingi…

Geçen Cumartesi (27 Mayıs 2011) Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku, Haziran 2011 seçimleri vesilesiyle ilimizde bir miting düzenledi.
Konuşmacıları izlemek üzere Sakarya Caddesi’ne gittim. Vardığımda, alanda hatırı sayılır bir kalabalık oluşmuştu.
O esnada EDÖB’nin Adıyaman bağımsız adayı Veli Büyükşahin konuşuyordu. Kendime uygun bir yer ararken, biraz zaman kaybettim.
Derken Uzay Süper Market’in köşesinde, platforma yakın bir yerde dikilerek, mitingi izlemeye başladım.
Büyükşahin, içeriği BDP politikalarına uygun söylemlerle harmanlanmış, çarpıcı ifadelerle kalabalığa sesleniyordu.
Alandaki genç ve hararetli partililer ellerindeki bayrak, döviz ve pankartlarla tempo tutmuş, konuşmacıya tezahüratta bulunuyorlardı.
Çünkü söylemler kulağa hoş geliyordu: özgürlükten, kardeşlikten, barıştan ve bunlara dayalı oluşturulacak demokratik toplumdan bahsediliyordu.
Bu arada farkında olmadan dalmışım. Darbe öncesi günlere; yani ta gençlik yıllarıma (70’li yıllar) kadar gitmişim.
O zamanlar ağzımızdan hiç düşmeyen “halkların kardeşliği, özgürlük, emek, demokrasi vs.” ifadelerini uzun bir aradan sonra tekrar duymak güzeldi.
Doğrusu Veli Büyükşahin’in ses tonu fazla etkileyici değildi. Ancak konuşmasının içerik zenginliği açığı kapatmaya yetiyor, hatta artıyordu da.
Derken DTK (Demokratik Toplum Kongresi) Eş başkanlarından Ahmet Türk, konuşma yapmak üzere platformda öne çıkarak, halkı selamladı.
Duruşu, hareketleri ve ses tonu izleyicileri etkilemiş olmalıydı ki; Kürtçe sloganlar eşliğinde, alkışlı bir tezahürat koptu.
Türk, alkış ve sloganlar eşliğinde konuşmaya devam etti. Biraz Kürtçe, biraz da Türkçe karıştırarak kalabalığa hitap etmeye çalıştı.
Yoğun tezahürat yüzünden zar, zor konuşabiliyordu. Buna rağmen, alandaki kalabalıktan da hayli memnundu.
Konuşmasının başında bir ara heyecanlandı ve sesi titredi. “Kürtçe mi, yoksa Türkçe mi konuşsam” diye bir ikileme düştü.
Fakat çabuk toparlandı ve hitabına Türkçe devam etti.
Konuşmasının büyük bir bölümünde ilin ve yörenin ortak sorunlarına (etnik, sosyal, kültürel ve ekonomik sıkıntılara) değindi.
Otuz yılı aşkın süredir yok yere, yörede sürdürülen savaştan ve bu nedenle ölen insanlardan bahsederek, akan kanın derhal durdurulması gerektiğini ifade etti.
Devamla idarenin sorunlara yaklaşımı konusunu dile getirdi. Bu bağlamda Başbakan Tayip Erdoğan’ın tutarsızlığını eleştirdi.
Mitinge katılım ve duyulan ilgi, Blok’un adayı Büyükşahin’in ilde hatırı sayılır bir oy potansiyelinin olduğu kanıtı gibiydi, adeta.
Her şey rağmen bu konudaki yorum ve öngörülere son noktayı koyacak olan seçim sandığıdır.
Bu nedenle o günü bekleyip, görmek lazım!