- Kategori
- Öykü
Emekçi Halk
Sabah uyandı çünkü güneş pencereye dayandı
Gözlerini ovuşturarak içeri sızan ışığa ayandı
Hanımeli yasemin kokteyl kokusunu içeri aldı
Kuşlar ötüşür çok sesli selamsız bandosu sardı
Sokak çoktan canlanmış bakkal kapısını açmış
Terzi söküğünü dikemez dercesine işten kaçmış
Yanındaki berber manav tabureleri dışarı atmış
Simitçi peynir bağıran fiyakalı arabasıyla çayı kapmış
Malik’te o gün sokağa belki bir umut eski iş arkadaşlarını görürüm diye çıktı.
Evde aylardır yat otur tasası hastalığı keyifsizliği geçecek değildi sıktı.
Atladı taksiye acımadık yeri kalmadı paraya kıydı
Yol boyu sağlı sollu gökdelenleri geçerek trafikte canından bıktı
Tam altı ay olmuştu iskeleden düşerek kolunu bacağını kırmıştı
Beş ay öldü öldü dirildi yoğunluk bakımlarla hastanelerde kıyıldı
İşte şimdi tam da kırbeşinci kattaki sıvacıya bakarak ellidört katı sayıyordu
Hey gidi emekçi Malik “bu senin eserindir ama sahip olamazsın “ diye sayıklıyordu
Oysa bırak sahipliği can güvenliği olmayan şantiye yarım kalan bedenini haykırıyordu...
Abba. 1 Mayıs 2019. Öykü-Emekçi Halk.