Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mayıs '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Emektar çamaşır makinemin anısına…

Emektar Teba çamaşır makinem bozuldu, evlat acısı derler ya öyle bir acı yaşadım. O kadar alışmıştım ki adeta bir parçam gibiydi canım makinem. İlişkimiz tam 9 sene önce eve taşındığımda başlamıştı, ikinci el çok da ucuza almıştım Topkapı spotçular çarşısından. Senelerce tık demeden çalıştı durdu, didindi tek bir leke bile bırakmadı. Bu kadar çamaşıra bu kadar eziyete bir of denilmez miydi, dememdi… Son zamanlarında da tekmeleyerek çalıştırdım kendilerini adeta köle İzaura gibi. Kapağını kapat deterjanı yumuşatıcıyı koy çalıştırma düğmesine bas çalışmayınca yandan bir tepik yer ve tıkır tıkır çalışırdı. Çalışırken biraz yerinden kıpırdama ve dolaşma huyu vardı ama mis gibi çamaşır yıkardı. Gün geçtikçe tekmeler işe yaramaz olunca yenisine bakmaya başladım mecburen. Rabbim ne çeşit çamaşır makinesi varmış şaştım kaldım. On hatta yirmi programlısı, elmas kazanlısı, kilo kontrol ayarlısı bin bir çeşit. Birkaç mağazaya gittim kafa da karışınca hem bilinir hem de uygun bir şey almak istedim ve inanmiycaksınız ama internetten çamaşır makinesi aldım. Büyük bir savaş kazanmışçasına mutlu oldum, çünkü deli gibi dolaşmadan kafa karıştırmadan yeni emektar çamaşır yıkama kölesini seçmiştim. Teslimat günü geldi çattı, eski emektarı çektim yerinden, üzüldüm. Adeta banyoda yer etmiş garibim kendine bomboş kaldı…
Yeni çamaşır makinem jilet gibi, bilmem kaç programı var, elmas kazanlı (elmas kazanın ne işe yaradığını hala anlamış değilim) tam tamına 7 kg. çamaşır yıkama kapasitesi üstelik çocuk kilidi de var. (tabi bunu kedi kilidi olarak değiştiriyorum) Servis elemanı anlattıkça anlatıyor, ipekli programı en iyi makineymiş (hayatım boyunca ipekli bir şeyim olmadı) kısa programda çamaşır temizliğinde sağladığı etkiyi hiçbir makine başaramazmış. Sanırsınız ki uzaydaki bir uydunun özelliklerini anlatıyor, alt üstü bir çamaşır makinesi ve çalışacağı tek program da kısa programdı…
Servis elemanı ayrıca Türk kadınlarının çok deterjan kullandığını hiç gerek olmadığını, fazla deterjanın çamaşır makinelerini tıkadığını bile anlattı. Adam gittiğinde artık çamaşır makinesi imal edebilecek kadar bilgiye sahiptim ama bu bilgiyi bir dahakine kullanmayı planlıyorum.
Şimdi yeni çamaşır makinem ile baş başa kalmıştık, birikmiş dağ kadar çamaşır gözümün içine bakarken duramazdım daha fazla. Verdim çamaşırı verdim çamaşırı, hooop kısa program verdim deterjanı yumuşatıcıyı çalıştır düğmesine basıp bekledim. Beklediğim olay büyüktü, servis adamı benim beklentilerimi yükseltmişti ve makine sağ döndürdü sola döndürdü durdu. Sağ döndürdü sola döndürdü durdu, ciddi ciddi gerçekten durdu çalışmıyordu. Gözüm banyonun kapısında duran emektara takıldı, onunla hiç böyle bir problemimiz olmazdı verirdim çamaşırı garibim yıkardı. Hemen servisi aradım, makinenin bozuk olduğunu daha ilk defadan problem çıktığını, işte bildiğiniz haklı müşteri lagalugaları ettim durdum. Evden çıkan servisi aradılar ve servis adamı geri geldi, makineye baktı ve dedi ki bir defada 7 kg. yıkayabilirsiniz daha fazla değil. Şaştım kaldım yedi kilo yüz gram yıkayamazdım, yedi kilodan az olabilirdi ama fazlası asla… Mecburen alışacaktım…

Eski emektarımı atmaya hurdacıya vermeye uzun süre kıyamadım, daracık koridorda şimdi üstüne öte beri atılma görevini başarıyla yapıyordu. Yenisine de alışınca gönül soğudu, bir gün sokaktan geçen bir hurdacıya seslenip üstüne on lira para alıp verdim… Koridordaki yeri de uzun süre boş geldi gözüme, burkulmuştum. Şimdi kim bilir hangi geri dönüşümlerde… Seni hiç unutmayacağım.

Yeni emektarım çamaşırı az sulu ya da çok sulu çıkartabiliyordu, program ayarlarını anlamasam da macera olsun diye hepsi tek tek seçtim denedim. Şimdilerde çamaşır günlerimde programdan programa koşuyorum. Veriyorum çamaşırı veriyorum çamaşırı…

 
Toplam blog
: 18
: 280
Kayıt tarihi
: 07.05.09
 
 

Kedileri, bisküvili pastayı, pazar günlerini uyuyarak geçirmeyi çok severim. Yeni ayakkabı kokusu..