- Kategori
- Güncel
Emin Çölaşan'a FETÖ Suçlaması

Türkiye 1960 darbesinden sonra büyük bir terör saldırısı, siyasi cinayetler, anarşi ve kaos furyası ortamına sokuldu. Toplumu kutuplaştırıp çatıştırma amaçlı komploların biri bitti, biri başladı. 60 yıldır sürüyor. Bu süre zarfında onbinlerce insanımızı yitirdik. Ve saldırı halen sonlandırılabilmiş değil.
Saldırıda yüzlerce terör örgütü kullanıldı. Bunlardan biri de FETÖ kısaltmasıyla isimlendirilen terör örgütüydü. Terör tarihimizin en kanlı katliamı olan 15 Temmuz 2016 tarihine kadar pek kimse farkında değildi. O güne kadar hep bir “hizmet hareketi” olarak gösterilir ve bunda başarılı olunurdu. 15 Temmuz gecesi uyanıldı, şükür, hedefe ulaşmaları önlendi.
FETÖ bir gecede ortaya çıkmış bir yapılanma değildi. Bugün görülmektedir ki, örgüt, lideri Fethullah Gülen’in ilk gençlik yıllarından itibaren desteklerini esirgemeyen okyanuslar ötesi gizli ellerin yardımlarıyla oya işlenir gibi ilmek ilmek örülerek 15 Temmuz kalkışmasını yapabilecek güce erişmiş. Yani neredeyse 60 yıl…
Peki bu süre zarfında kimse farkına varmadı mı? Vardı elbet. Aydınlıkçılar – Vatan Partisi grubu, Cumhuriyet yazarları ve başka pek az kişi… Bu çevreler ilk oluşum anından itibaren bu örgütün mahiyetini, niyetlerini, örgütsel yapısını, iç işleyişini, finansal kaynaklarını, nihai hedeflerini, dış bağlantılarını bütün yönleriyle ortalığa saçmışlardı.
FETÖ hakkında toplumu uyarmaya çalışanlar, Necip Hablemitoğlu örneğindeki gibi katledildiler. Başka pek çokları Ergenekon kumpasının birinci hedefleri oldular. Hepsi düzmece delillerle ve örgütün yargıdaki ve emniyetteki uzantılarınca cezaevlerine dolduruldular…
Bütün bu insanların FETÖ hakkında toplumu ve devleti uyandırmaya güçleri yetmedi.
Ne zaman ki MİT Müsteşarını tutuklamaya kalkıştılar, 17 – 25 Aralık operasyonlarıyla Hükümeti düşürmeye kalkıştılar, cilaları dökülmeye başlandı. Yine de 15 Temmuz kalkışmasına kadar nasıl bir ihanet şebekesiyle karşı karşıya olunduğu tam anlaşılamadı.
İşte 15 Temmuz öncesinde var gücüyle bu örgütün foyasını meydana çıkarmaya çalışan ve geçmişte yazdıklarına bugün bakıldığında bir gün karşımıza çıkacak olan 15 Temmuz katliamı çılgınlığını yıllar, hatta on yıllar öncesinden gören ve bu tehlikeye dikkat çekmeye çalışan yazarlarımızdan biri Emin Çölaşan’dır. Seversiniz, sevmezsiniz… Siyasi görüşlerini beğenirsiniz, beğenmezsiniz… Ancak Emin Çölaşan FETÖ’nün ipliğini yıllar öncesinden pazara çıkarabilmiş bir cesur gazetecidir. Bu özelliği nedeniyledir ki, örgütün nefret listesindeki kişilerin başında Emin Çölaşan gelir.
FETÖ çetesiyle hiçbir ilişkisinin olamayacağında toplumumuzun görüş birliğine sahip bir diğer ismin Necati Doğru olduğunu söylemek de yanlış olmayacaktır.
Bu gerçekleri yadsıyabilecek tek bir vicdanlı yurttaş yoktur.
Böyle iki insanı FETÖ’ye yardımdan yargılamaya kalkışmak en başta yargıyı töhmet altında bırakmak demektir. Bu iddia, FETÖ soruşturmalarının tamamını adaletsizlik şüphesinin gölgesi altına alır ve FETÖ’nün işine yarar.
Yine, bu insanların yargımız mensupları tarafından FETÖ’yle ilişkilendirilerek takibata uğratılmaları Hükümetimizi de, muhaliflerine karşı adilane olmayan baskı şüphesi altına alır.
Kanaatimizce ortada hatalı bir değerlendirme mevcuttur ve bu hatanın yüce Türk Adaleti’nce yargılama süreci içinde düzeltileceğine olan inancımız tamdır.
Kenan IŞIK