Empatinin gücü aşkına !

Duygudaşlık(empati) kurmak bir insanın diğer bir insan veya canlı ile benzer duygular yolu ile özdeşleşmesi ve onu anlamasıdır.

Her insanın benzer duygular içinde olması, davranış ve düşünce şekillerinin de bu duyguların etkisiyle oluştuğunu kabul etmemiz bize duygudaşlığın sınırsız kapılarını açarak duygudaşlık kurduğumuz insanın odaklanmadaki sınırlılığında onu anlamamızı ve hoşgürülü olmamızı sağlamaktadır.

Duygudaşlık bize tüm insanları anlayabilme özgürlüğünü veriyor. Bu özğürlükten yararlanmak isteyenlerden bir şartı var duygudaşlığın. Bencillik duygusunu bu özgürlükte seyirci olarak tutmak. Çünkü o sahnedeyken kendini geçici olarak yok sayma oyunu oynanamamakta. Evet duygudaşlık kurmada benlik askıya alınmalı. Sonra mantık onunla bizim bağımızı kuracak ve ortaya anlam katacaktır.

Duygudaşlık sizi dünyanın en zengini olmanıza çağırıyor ya da açlık sınırında yaşayan bir insan bilincine. Dünyaya yön verenlerin gözüyle bakmaya ya da dünya hayatından çekilmiş ve onu seyreden bilgenin düşüncesine çağırıyor sizleri. Bir yanında ölümü taşıyan zirve tırmanıcısı dağcı ve bir yanda süratle yarışan bir ralli yarışçısının soluğuna çağırıyor.

"İnsana ait olan hiçbir şey bana yabancı değildir" diyen düşünür. Bütün insanları anlayabileceğimizi öne sürmüştür. Bende bir adım atarak "Duygularımızın iyisi kötüsü yoktur, bizler amacımıza göre onları şekillendiririz." diyorum.

Hangi meslek, mevki ve şartlarda olursa olsun her insanı ve onun yaşadıklarını dugyudaşlık ile anlayabilir, hoşgörü ve eleştiri tercihlerini sunabiliriz. Bir adım ilerisi ise saklanan duyguların ortaya çıkarılmasıdır. O noktada insanları içlerinde yargılayan vicdan terazisinin nasıl olduğunu görüp kendine duyduduğu saygının derecesine tanık olabiliriz.

Sanatın önemli kaynaklarından biri de duygudaşlıktır. Duygudaşlık kurma sonucunda oluşan mantıksal iletişimdir sanat.

Duygudaşlığın özgür yolcuğunda size hoşgörünüzün genişliği ile iyi yolculuklar dilerim.

resim http://galeri.milliyet.com.tr