Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Aralık '14

 
Kategori
Futbol
 

Emre Belözoğlu: Gündemden Düşmeyen Adam!.

Emre Belözoğlu: Gündemden Düşmeyen Adam!.
 

Giriş

“Emre Belözoğlu'nun vukuatları” başlıklı bir dosya dönüp duruyor.

Dosya, kapsam olarak, yerine göre farklılık gösteriyor. Genellikle ilk iki “vukuat” dışında kalanlar, Emre’nin Fenerbahçeli olarak başına gelenler.

O, ilk ikisi, ilgi çekmez mi?

(Emre, bilenler bilir, Fenerbahçe’ye gelmeden önce, Galatasaray’da el üstünde tutulurdu. Emre'ye tepki gösterenler, Fenerbahçe taraftarlarıydı. Fenerbahçe’ye gelince, saflar yer değiştirdi.

Ne demeli?

Bizdeki futbola, futbolcuya bakış açısı!.)

Emir, Demiri Keser

Emre, “15 Kasım 2005: Türkiye-İsviçre (4-2) Maç sonu sahada ve koridorlarda İsviçreli futbolculara saldıranlar arasında yer aldı, 2 maç ceza yedi.”

İsviçreli futbolculara, son düdükle birlikte bir saldırı başladı; saldırının görünmeyen kısmı ise koridorlardaydı. Saldıranlar, birer “nefer”di. Emir nereden gelmişti? Başkomutan yardımcısı, İsviçreli futbolculara çelme takmış, tekme savurmamış mıydı?

Özetin özeti: “Nefer”ler, yani Emre’ler, emri yerine getirmişlerdi!.

Medyaya “Milli” Selam

Emre, “12 Eylül 2007: Türkiye-Macaristan (3-0): Asisti sonrası kendisini eleştiren basın tribününe dönerek küfür anlamında 'kol' işareti yaptı.”

(Yine içinde “Niye?”, “Kime?” sorularının yanıtı olmayan, “bütün”e havale edilen “vukuat”...)

Emre, o “kol işareti”yle günlerce dile dolandı. Emre’nin ne ahlaksızlığı kaldı, ne de adamlığı. Oysa o “kol işareti”, “milli hareket”ten sayılırdı!.

(Gel gör ki, benzer “hareket"i, ulu çınar İlhan Cavcav,  bir zamanlar “şeref tribünü”nde çekince, gıkı çıkmayanlar olmuştu. Kimileri bunu Cavcav’ın yaşlılığına yormuş, bu yüzden de hoşgörüyle karşılamış olabilirler.) 

*****

Yaşamak Hatırlamaktır

Ülker Tamer, anılarından derlediği kitabına “Yaşamak Hatırlamaktır” adını vermiş. Biz de, Emre’nin “vukuat”larından o “kol işareti”nden hareketle, o günlerde yazdığımız bir yazıyı (“Milli Temsilci” Kaptan Emre) anımsadık.

İşte o yazıdan birkaç alıntı:

Türkiye-Macaristan milli maçı.
İşler iyi gitmiyor; herkes sıkıntılı, sinirli; barut fıçısı gibi.
Kalecimiz oyundan atılacağına, Macaristan penaltı kazanacağına, bir oyuncusunu yitiriyor.
Ve...
Beklenmedik bir anda, beklenen goller geliyor.
Gel de sevinme!

Elbette, en çok, sahadaki futbolcular sevinecek.
Kaptan Emre, kaptanlığını gösteriyor, milli temsilciliğe soyunuyor.
Örnek (!) bir hareketle, futbolun görselliğine görsellik katıyor.

Soruların sorulmadığı yerde, biz, “kendin pişir, kendin ye” usulüyle yazıyı "farklı anlatım"la sürdürmüş, Emre’yi kınayanlara seslenerek bağlamıştık:

Futbol bir şovdur, görsel bir oyundur, diyen siz değil misiniz?
İşte size görsellik!
İşte size şov!

Son söz:

Hakemler için ilk akla gelen,“Hakem de insandır”, “istemdışı davranış”,  başkaları için niye akla gelmez ki?
 

 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..