Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

01 Aralık '14

 
Kategori
Futbol
 

Hakemler, Fenerbahçe'nin mi, yoksa Eskişehirspor'un mu gollerine sevindiler?

Hakemler, Fenerbahçe'nin mi, yoksa Eskişehirspor'un mu gollerine sevindiler?
 

Fenerbahçe, puana gereksinimi olan takımlara “dirilten ilaç” oluyor!.

O takımlar, öylesine etkili bir oyun tutturuyorlar ki, “Bugüne kadar neredeydiniz?” yollu bir sitemi hak ediyorlar. Ayrıca, gürültü patırdı da olsa, “iki kişilik” oynayıp maça bir “heyecan” katıyorlar. Böylece “seyir keyfi” veren maçlar izleniyor.

Bu açıdan bakınca, altlarda gezinen Eskişehirspor da alkışı hak etti.

Ortada toplam 4 gol var, “kardeş payı” misali...

Öne geçiren goller Eskişehirspor'dan, eşitliği getirenler Fenerbahçe’den...

*****

Acaba hakem/ler, 4 golden hangisine daha çok sevinmişlerdir?

Hakemin gole sevinmesi akıl işi mi?

Kuşkusuz “Hayır”; ama...

Gaziantepspor-Galatasaray maçından bir “ilginç görüntü”, ister istemez, “Hayır”ı taca atıyor. Çünkü 0-0 giden maçın son dakikasında, Burak Yılmaz'ın kafa vuruşunda top kaleye giderken, hakem Özgür Yankaya’nın sağ ayağıyla topu tamamlar, ağlarla buluşturmak ister gibi öyle bir hareketi var ki... Bilinçaltının dışavurumu, açıkçası sevinme göstergesi olan o hareket, hakemin de  taraftar gibi gole sevindiğinin kanıtı oluyor!

Böyle olunca, Fenerbahçe- Eskişehirspor maçının hakem/lerinin neye sevinip sevinmedikleri akla geliyor.

Hakemler, hakemler, ah hakemler!.

Kararlarıyla konuşan hakemler!.

Hakemlere o kadar “yetki”, “yük” olarak sırtlarına yüklenirse, kimileri şaşıracaktır kuşkusuz. Onun için de, maçlardan sonra futbol, teknik taktik konuşulmuyor; maç, sanki hakemlerin maçı gibiymiş, hakemler konuşuluyor.

*****

Fenerbahçe’nin en belirgin özelliği neydi?

Az pozisyon vermek...

Ama dün farklı, açık vermede cömert bir Fenerbahçe vardı. Ayrıca, faullerle karşı karşıya kalan, sakatlık sorunu yaşayan Fenerbahçe, bu kez, az faulle oynayan bir rakip buldu karşısında. Eskişehirspor, ilk faulü 22. dakikada yaptı.

Yani?

Başka maçlarda gördüğümüz gibi, Fenerbahçe’de özellikle kimi futbolcularını sakatlamaya yönelik hareketler yoktu.

Sakatlar rakiptendi.

Sakatlanan, çıkmak zorunda kalan, oyunda kaldıkları sürece etkili olan/lar, Hürriyet Gücer ile Ömer Şişmanoğlu’ydu.

Ya Hürriyet ile Ömer kalsaydı?

*****

İlk yarıyı yediği tek golle kurtaran Fenerbahçe, niye bu kadar “topal"ladı durdu?

Futboldan anlamayan, ama maçı seyredenler bile, Mehmet Topal’ın ikinci yarıda oyuna girmesinden sonraki durumu görünce, soruya yanıt bulmuşladır. Ama Mehmet Topal, bütün maçlarda oynayacak değil ki... O zaman, onun yokluğunda “topal"lamayı önleyecek önlemler alınması gerekiyor mu?

Görüldü ki, önlem alınmamış. Oysa İsmail Kartal, maç öncesi, “Eskişehir’i hafta başından beri analiz ettik” demişti.

Eskişehirspor atlarda, ama “3 Büyük”lere karşı dirençli olduğunu bir kez daha gösterdi.

(“Bu sene İstanbul'da Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe maçları oynadık. Üç maçta da kaybetmedik, ama kazanacağımız maçlar oynadık. Galatasaray maçında ofsayt kararı var, Beşiktaş maçında golümüz ve penaltımız verilmedi. Rakibin golü ofsayttı. Fenerbahçe maçında da olanları gördük.”, Ertuğrul Sağlam)


Son söz:

Emre’den hiç söz etmedik; çünkü  “gözetim altında” olan Emre, kendinden söz ettirmeyi kimseye bırakmıyor!.
 



 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara