- Kategori
- Deneme
Enaniyet sofrasında zehirlenen kalpler
Bugün enaniyet ve benlik üzerinde durmak istiyorum. Çünkü günümüz insanının en büyük amansız hastalıklarından biri şüphesiz. Beni derinden üzen hadiselerden biri ise bir arkadaşımın kendi alanında çok uzman olduğunu iddia edip bu noktadan sonra herkesi aşağı bir sınıfta görmesi ile kalbimde oluşan kırıklıkların birer serzenişleridir bu düşünceler.... Mevzu bahis enaniyet...
Fethullah gülen Hoca Efendî'nin de üzerinde çok durduğu bir konu. Bir gün Halil Necipoğlu hocam bir televizyon programında hocası Bekir Sıtkı Sezginin kendilerine şu nasihatlerde bulunduğunu belirtti. ''İnsan bir konuda uzman olabilir, alanınn en iyi öğreticilerinden biri olabilir. Koskoca bir adamda olabilir, dünyanın parmakla gösterdiği bir insanda olabilir ama EDEP YA HU!!!
Yani alanında bir çok ilke imza atmış olan insanın bu ilmine binaen diğer insanlara kendini zorla dinletmeye kalması sonra da zorla dinlettiklerini dinlemek istememesi en büyük ayıp olsa gerek. Allah zenginliği dilediğine, ilmi de isteyene vereceğini söylemiş. Lakin ilim sahipleri ilmi ile amel etmiyorsa ve bu uğurda da insanları zor durumda bırakıyorsa akibeti ukbada çok fena olacaktır. Çok bilgili olmak o zata veya zevatlara kimseyi küçük görme hakkını vermez. Kaldı ki Allah bu ilmin hesabını soracağı zaman bunun cevabını verebilecek gücü kendinde bulabilecek mi? Veremez.....
Yahu azizim bu adamlar hep kendileri mi doğru... Hiç diğer insanlar doğru istikamette olamazlar mı? Takvanın sadece ilme dayalı olduğunu mu zannediyorlar? Allah ıslah eylesin....
Söylenecek bir çok konunun yanında içimden gelen bu sıkıntılı hislerin bir katresini paylaşmak zorunda kaldım. Selam dua ve baki muhabbetle...