- Kategori
- Kitap
Epik bir yolculuk: Ninatta'nın bileziği

Tarihin bilinen ilk büyük savaşı olan Kadeş savaşı, 3.300 yıl önce yaşanmış ve Mısırlılar ile Hititleri birbirine düşürmüştür. Sadece savaş değil savaş sonrasında yapılan Kadeş anlaşması da tarihte ilkler arasındadır.
Polisiye türünde bir usta olan Ahmet Ümit'in Patasana'dan sonra Hititler üzerine yazdığı 2. roman olan Ninatta'nın Bileziği'nde Hititler döneminden inanılmaz bir aşk hikayesini anlatırken aynı zamanda Kadeş savaşını da okuyucaya aktarıyor.
Ahmet Ümit bu kitapta farklı ve destansı bir dil kullanmış. Kolay okunuyor. Epik bir roman olduğu kadar sürükleyici de. En fazla 1 saat içinde bitirebilirsiniz.
Anadolu'da hafızalarımızdan silinmiş, unutulmaya yüz tutmuş uygarlıkların yılmaz takipçilerinden olan yazar, bu kitabında da yine bizleri bir tarih yolculuğuna çıkarıyor. Bu yolculukta 12 tablet içinde farklı konu başlıklarıyla insanoğlunun bir türlü vazgeçemediği, yıllar geçse de aynı tutkuyla bağlandığı aşı da anlatıyor. Bir kadının kendi hayatını bile hiçe sayacak kadar çok sevdiği bir erkeği, savaş döneminde onu kaybetmesini ve yıllar boyu beklemesini anlatıyor.
Tabletler Hitilere özgü dualarla bezenmiş. Yasak bir aşkın esiri olan 2 insan, tanrılar tarafından cezalandırıldığı düşünüyorlar ve çareyi yine tanrılarda arıyorlar. Zaman zaman sarsılda da umutlarını yitirmiyorlar.
***
Bir kadının bir erkeği ne kadar sevebileceğini, ne kadar tutkuyla ona bağlanabileceğini gösteriyor kitap. Evli ve çocuklu olması da engellemiyor Ninatta'yı. Tutkularına yenik düşüyor ve herşeyden çok sevdiği adamla, Nuvanza'yla yakınlaşıyor. Onun kadını oluyor.
Olaylar da bundan sonra gelişiyor. Bu yasak aşk sonucu çocuğunu ve karısını kaybediyor Nuvanza. Ninatta'ysa kendini bir günahkar olarak görüyor ve kitapta sık sık yaptığı gibi yine okura sesleniyor.
''Beni suçlamayın, kimse beni benim kadar suçlayamaz'' diyor.
Okurken bir yandan hüzünlenirken öte yandan iyi bir kitap okumanın keyfiyle donanıyorsunuz. Böyle bir aşkın varlığının günümüzde mümkün olup olmadığını da soruyorsunuz kendinize?
Ya da beni böylesine seven bir kadın/erkek oldu mu? Olacak mı?
Aynı soruyu Ahmet Altan'ın En Uzun Gece romanında da soruyorsunuz..
***
Kitabın en ilginç yanı okuru da içine alması. Sık sık bir yabancıya yani okura seslenen kitapta Ninatta üzerindeki lanetin kalkması için 12 bileziğin 12 ayrı Hitit kentine gömüldüğünü söyler. Kitabın 12 tabletten oluşmasının nedeni de budur. Yabancı bunu okusun ve ona yardım etsin.
Okurun yapması gereken bu 12 bileziği bulmaktır ama binlerce yıl sonra bu ne kadar mümkündür bilinmez.
Bir yabancı olarak ona yardımcı olamayız. Bundan sonra da kimse ona yardım edemez sanırım.
Bu genç kadının yaşadığı aşk çok büyük ve derindir. Yaşamının anlamıdır hatta Kadeş savaşını bile bu aşka bağlayacak kadar da dünyaya kapatmıştır kendini.
Kadeş savaşında uzun bir dönem yanlış bilgilendirdiğimiz de ortaya çıktı. Olayı Mısırlıların duvarlara yazdıklarıyla öğrenmiştik oysa çıkarılan Asur tebletlerinde durumun hiç de sandığımız gibi olmadığını gördük.
***
Ninatta'nın bileziği tarih ve aşkı bir arada görmek isteyenleri keyifli bir yolculuğa çıkarıyor.
Soluksuz okuyacaksınız..