Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '09

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Erbakan II. Abdülhamit olabilir mi?

Erbakan II. Abdülhamit olabilir mi?
 

Hamas’ın Suriye’nin başkenti Şam’da sürgünde bulunan lideri Halit Meşal bir süre önce daha doğrusu 2008 senesinin Aralık ayında ülkemizde radikal muhafazakâr olarak bilinen bir gazeteye verdiği röportajda şunları ifade etmiş:

“Sultan Abdülhamit Han’ın Siyonistlere karşı olan, o onurlu duruşu çok önemli. Bunu unutamayız. Türk Halkı, Osmanlı’ya yakışanı yapmaya devam etsin. Türkiye’de ki tüm İslami hareketler bizim için çok kıymetlidir. Özellikle Üstat Erbakan, bizim için çok önemlidir. O, Siyonizm’i ümmete anlatan çağımızın Abdülhamit’idir.”

Halit Meşal anlaşılan bir dönem siyaset sahnesinin en önemli figürlerinden birisi olan Necmettin Erbakan’a büyük bir hayranlık duyuyor.

Bu hayranlık o kadar büyük ki Erbakan’ı Sultan Abdülhamit ile aynı seviyede tutuyor. Fakat tüm bunları ifade eden Halit Meşal acaba şu anda kendi askerlerinin başına bomba yağdıran İsrail uçaklarının pilotlarının eğitimini Konya’dan aldığını ve bu kararın alınmasında söz konusu belgenin altında dönemin başbakanı Necmettin Erbakan’ın imzası olduğunu biliyor mu? (kaynak: kEditör-Haberler/Politika/Ankara Kulisi…”Bu ne yaman çelişki” başlıklı yazı/TRT6keditör.com/haber_3118.html).

Anlaşılan bilmiyor. Yoksa herhalde böyle bir ifade sarf etmezdi. Ayrıca Erbakan’ı benzettiği II. Abdülhamit’in aynı mevzularla alakalı kararlarda oldukça dikkatli ve ziyadesiyle hassas davrandığını biliyorlar mı? O zaman söz konusu farkı kaynağını belirtmek suretiyle ve direkt gene Abdülhamit Dönemi’nden bir anekdotla ifade etmek istiyorum.

“Sultan Abdülhamit Han’ın başarı ile karşı koyduğu konulardan biri de Filistin meselesi idi. Yahudiler Arz-ı Mev’ud (vaat edilmiş topraklar) üzerinde devlet kurma çalışmalarına İngiltere’de başlamışlardı. Bu gayenin tahakkuku için Siyonist teşkilatlar kurup zengin gelir kaynakları temin ettiler. Siyonist hareketlerin başına geçen Theodor Herzl, Filistin’de ki bir Yahudi devletinin kurulması için çok çalıştı. Yahudiler 1870 senesinden itibaren Filistin toprakları üzerinde zirai yerleşme merkezleri teşkil etmeye başladılar. 1870–1896 seneleri arasında, Filistin’de on yedi tarım kolonisi kurdular. Daha sonra Herzl, bin bir zorlukla Sultan Abdülhamit Han ile görüşme imkânı bulabildi. Ondan Filistin’de bir aristokratik cumhuriyet kurmak için izin istedi ve bazı tekliflerde bulundu. Hatta Osmanlı Devleti’nin bütün borçlarını ödemeyi taahhüt ettiler. Sultan, Herzl’in bizzat veya dostları vasıtasıyla yaptığı teklifleri kabul etmeyerek tarihe altın harflerle geçen şu cevabını verdi:

“Ben bir karış dahi olsa toprak satmam; zira bu vatan bana değil milletime aittir. Milletim bu devleti kanlarını dökerek kazanmış ve yine kanıyla mahsuldar kılmıştır. O bizden ayrılıp uzaklaşmadan tekrar kanlarımızla örteriz. Benim, Suriye ve Filistin alaylarımın efradı birer birer Plevne’de şehit düşmüşlerdir, bir tanesi dahi geri dönmemek üzere hepsi muharebe meydanlarında kalmışlardır. Bu vatan bana ait değildir. Türk milletinindir ve ben onun hiçbir parçasını veremem. Bırakalım Yahudiler milyarlarını saklasınlar. Ancak benim imparatorluğum parçalandığı zaman onlar Filistin’i karşılıksız ele geçirebilirler. Ben canlı bir beden üzerinde ameliyat yapılmasına müsaade etmem.”

Netice itibariyle; Abdülhamit ve Erbakan’ı aynı kefeye koyan Halid Meşal ve onun gibi düşünenlerin söz konusu hususta bir kez daha kafa yormalarını bu vesileyle tekrar hatırlatmak isabetli olacaktır.

 
Toplam blog
: 204
: 673
Kayıt tarihi
: 07.02.08
 
 

Adım Harun ÖZYURT. 11 Şubat 1983 günü Almanya'nın Frankfurt şehrinde doğdum. 1986'da Türkiye'ye dönd..