Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Nedim Bahçekapılı

http://blog.milliyet.com.tr/fikih

07 Ocak '21

 
Kategori
Üniversitelinin Sesi
 

Erbakan’ın Aziz Hatırasına.

Prof. Dr. Nedim Bahçekapılı

Merhum Erbakan’ın Aziz Hatırasına.

Yıl 1995. Takriben  günümüzden 26 yıl önce. O zamanlar “kırmızı koltuk” diye halk arasında ün yapmış bir tv programı vardı. Siyaset, sanat, iş dünyasının önde gelen isimlerini konuk eder sorular yöneltir, bir hayli de izlenirdi.

Bu kez program yapımcılarının her halinden  kendisini itibarsızlaştırmak için oraya çağırdıkları belli bir siyasetçi oturmuştu kırmızı koltuğa. Soru soran iki gazetecinin vucut dili, yüz ifadeleri, hazırladıkları sorular ve soru sorma biçimleri  bunu çok açık belli ediyordu. Hele bayan olanın kıyafeti ve oturma biçimi muhatabıyla nasıl bir sinir harbine girdiğini çok net ele veriyordu.  Çıplaklığın kendisine kattığı değere o denli inanmıştı ki, karşısında oturan devin kısa insan ömrüne sığdırdığı onca başarıya rağmen kendisine asla denk olmadığından   emindi.    

Elbette muhatap da bütün olan bitenin gayet farkındaydı. Ama dilinden bilgi ve hikmet, gözlerinden ise zeka fışkıran o bilge adam işinin ne kadar zor, görevinin ne kadar ağır olduğunun zaten bilincindeydi.

Engin bilgi ve tecrübesi, yüksek nezaket ve zerafetiyle hasımlarının bütün planlarını öyle boşa çıkarıyordu ki, mat edilmek için getirildiği studyoda adeta kahramanlaştı. Kendisine fırsat veren Tv. kanalına büyük bir nezaketle teşekkür ettikten sonra cümlelerini sıraladı:  

“Öncelikle belirtmeliyim ki tenkitlerim şahıslara değil düşünce ve fikirleredir “

“Bizim görüşümüz hakkı üstün tutan görüştür. Sultan Fatih’in, bu milletin öz görüşüdür.”

“ Batı kuvveti üstün tutar. Kuvveti üstün tutarsanız zalim olursunuz.”

“ Batının düşüncesi Roma’ya, Roma eski Mısır’a dayanır. Kısacası bunların zihniyeti Firavun zihniyetidir.”

“İstanbuldaki masonik çevreler, parayı halktan çekip Amerikadaki siyonist çevrelere pompalıyor”.

 

 “İslam sömürüye engel olduğu için bu siyonistler İslama düşmandır.” “ Faizci köle düzenini yıkıp yerine adil düzeni kuracağız”

 

“Halkımızla aramızda engeller var halkımız bizi duymuyor.. Duysa başkasına oy vermez. Basın bize ayrımcı davranıyor”

“ Kamuoyu araştırmaları halkı yönlendirme amaçlı bir şebekedir.”

 

İstediğine bir türlü erişemeyen Hanımefendi son bir ümitle muhatabın üstüne  gidiyor.

“Allah size oy vermeyenlere bela mı verecek”

 “Siyonistlerle alıp veremediğiniz nedir”.

 “O zaman sizin görüşünüz dini bir görüştür”

“Hep kabahatleri batılılara atıyorsunuz.”

Ama boşuna çırpınıyordu. Karşısındaki muhatap öğrencilere ders veren bir hoca edasıyla  hakikatleri anlatıyor, anlatıyor,  ama  program sunucularının arzu ettiği  zülfüyare bir türlü dokunmuyordu.  Adeta mayınlı tarlada mayına basmadan hızla yürüyordu.

Bütün bu komplo, tehdit, aşağılanma ve engellermeler karşısında  bilge adam asla yılmadı, hayatı boyunca mücadelesini sürdürdü.  Çünkü O ülkesi ve milleti için kutsal bir mücadele verdiğine inanıyordu. Bahsettiğimiz tv programından 16 yıl sonra vefat ettiğinde, Türkiye tarihinde  görülen en büyük cenaze merasimiyle halkı tarafından uğurlandı. 1950 li yılların başında  Almanya’da doktora yapan, Doğuyu ve Batı’yı çok iyi tanıyan  bu bilge adamı o gün   anlamayanlar, bugün özlemle anıyor,  takdir ediyorlar. Evet zaman insanlara geçte olsa bazı gerçekleri öğretiyor.

Eğer Onun bir kabahati varsa halkından 50 yıl önde gitmesiydi.

 

 
Toplam blog
: 13
: 110
Kayıt tarihi
: 05.01.21
 
 

Özgün düşünceye saygılı, bilimsel kriterlere riayet etmek prensibimdir. Tarih felsefesi, hukuk ve i..