Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Nedim Bahçekapılı

http://blog.milliyet.com.tr/fikih

07 Ocak '21

 
Kategori
Alışveriş - Moda
 

N Bahçekapılı ve Türkçe Kuran

Kitab-ı Mukaddes Tecrübesi Işığında Türkçe Kur’an’la İbadet Meselesi 
 
 
 
Hrıstiyan topluluklar Miladi ilk üç asırda Roma Imparatorluğu içerisinde, düşman bir çevrede hayatta kalma mücadelesi veriyorlardı. Kostantin, Roma devletinin idaresini ele aldıktan sonra yayınladığı fermanla (M.S. 312) bu baskılara  son vermiş, 380 yılında ise İmparator Thedose, Hıristiyanlığı Roma devletinin resmi dini ilan etmişti. Artık Pazar günü resmi tatil oldu ve inkarcılık (heresy) devlete karşı işlenmiş bir suç sayıldı.  
 
 
 
Hristiyanların Kutsal Kitabı  Ahd-i  Cedîd, Yunan dilinde yazılmıştır. Artık sıra Kutsal Kitabın Latinceye çevrilmesine gelmişti. Miladi IV. yüzyılda Papalığın görevlendirdiği Saint Jerome Kitab-ı Mukaddesi Latince ye çevirerek bu görevi de yerine getirdi.  Çeviriye “Vulgate yaygın nüsha” denildi. 
 
 
 
Yahudi kültür ve düşüncesine yabancı bir toplum olan Romalıların anlayacağı bir çeviri yapmaya özen gösteren St Jerome, bunu yaparken, Roma’nın halk dilini ve “hukuk konseptini”i kullanmaya özen gösterdi. Hatta bazı araştırmacılar, Roma İmparatorluğunun yönetim, kurumlar ve hukukla ilgili terimlerini kullanarak yapılan bu tercüme neticesinde, Kitabı Mukaddes’e latin elbisesi giydirilmiş oldu, dediler. Diğer bir ifadeyle, bundan sonra Kitabı Mukaddes’e artık “latin gözlüğü”yle bakılacaktı. Böylece Kilise’nin hukukla ilgili düşüncesine, Roma hukuku işin başında müdahil oldu.  Zira “Vulgate”, Kilise tarafından sadece bir model olarak değil, tam anlamıyla esas metin olarak benimsenmişti. (Bk. Walter, Ullmann, The Church and the Law in the Earlier Middle Ages, London 1975, 184;  Nedim Bahçekapılı, Basılmamış Doktora Tezi, s.72) 
 
 
 
Bazı Batılı araştırmacılar bu tercüme olayını, Hristiyanlığın bir ölçüde bozulma-dejenere olmasının sebebi görürler. 
 
 
 
Batı’daki bu tecrübelerden sonra Kur’an’ın herhangi bir dildeki tercümesinin, ibadetlerde esas alınacak kadar Kur’an yerine konulmasına bir de bu yönden bakmak gerekir diye düşünüyorum. Kur’an’ın her dile çevrilmesi, araştırılması, yorumlanması bir tercihten ziyade zorunluluktur, görevdir. Ancak bunların, O mübarek-kutsal metne bir alternatif olarak ileri sürülmesinin  binbir  türlü sakıncası olduğu anlaşılıyor. 
 
 
 
“Biz onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik.” 
 
“Onu (Kur’an’ı)  okuduğumuz zaman sen onun okunuşunu takip et.” 
 
Toplam blog
: 13
: 110
Kayıt tarihi
: 05.01.21
 
 

Özgün düşünceye saygılı, bilimsel kriterlere riayet etmek prensibimdir. Tarih felsefesi, hukuk ve i..