Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Aralık '10

 
Kategori
Güncel
 

Erdal Eren'in Şahsında Darbecilere Lanet Okumak

Erdal Eren'in Şahsında Darbecilere Lanet Okumak
 

Daha küçücük bir çocuktum… Darbe yeni olmuştu. Şu 12 Eylül darbesi denen darbe. Annemin ve babamın memnuniyet hallerini halen hatırlarım o darbenin zamanında. Ve abimin, anneme ve babama “görürüz” deyişindeki kinayeli ifadesi de zihnimde yer etmişti. Ve sonraki günlerde görmüştük her bir şeyi tek tek… Anlamaya çalışıyordum pek tabiki olanları… Ama o çocuk aklımla bir yere kadar anlamlandırabiliyordum olanları. Ve derken o siyah beyaz cam da sürekli görünmekte olan Kenan Evren’in, vatandaşları sükûnete davet eden konuşmalarına tanık oluyordum. İkinci bir emre kadar hiç kimse sokağa çıkmayacaktı. Ve derken normal yaşamımıza döndük… Sokakta oynamaya başladık. Okula gidiyorduk, mahalle arasında top oynuyorduk ve keyfimizce sinemaya gidiyorduk. Bizim için fazlaca bir şey değişmemişti. En azından benim için o sıralar çok da fazla bir şey değişmemişti. Ama aradan birkaç yıl geçince çok şey değişmeye başlamıştı yaşamımızda. Ama henüz darbenin ilk günleriydi. Huzur ve sükûnetten bahsediyordu televizyonlar.

Sonra mı?...

Duvarlar yazılarla donatılmıştı. Boş bulunan her duvarın üzerine rengârenk yazılar yazılır olmuştu boya ile… Ve o yazılardan o denli çok mesajlar çıkarmıştım ki… O yazılardan yazılanların bir çoğunu halen aklımda tutarım. Darbe öncesinde daha çok yazı yazılırdı duvarlara. Her yan sabah kalktığımızda rengârenk olurdu. Çevremizdeki bütün duvarlar örgütlerin sloganları ile süslenirdi. Ama darbe sonrasındaki sloganlardan birisi var ki… Bu gün hatırlamamak imkânsız…

Darbe sonrası duvarları süsleyen o hüzünlü slogan “Erdal Eren Ölmez” sloganıydı. Ama öldürdüler Erdal Eren’i. Gencecik bir çocuğu, suçu dahi sabit değilken, türlü dalaverelerle suçunu sabit hale getirdiler ve öldürdüler. Bir sabah kalktığımızda öğrenmiştik Erdal Eren’in idamını. Ve rahmetli annemin lanet okuyuşunu dinlemiştim. Bir süre öncesine kadar Kenan Evren ve arkadaşlarına alkış tutan annemin tavrı terse dönmüştü. Hepsine lanetler okuyor, beddualar ediyordu. Gencecik bir çocuğu yok yere asmışlardı. Hem de suçsuzken… Suçunu sabit hale getirerek kör gözüm parmağıma asmışlardı. Ve duvarlar “Erdal Eren ölmez” sloganı ile dolmuştu. Sonraları daha sık duyar olmuştum bu sloganı. Ve 1991 yılının yazında Erdal Eren’in hayatını anlatan bir kitap okumuştum. Henüz daha çok küçükken devrimciliğe ilgi gösteriyor Erdal Eren. Çeşitli derneklere üye oluyor, mitinglere katılıyor. Kitle hareketlerinin içerisinde yer alıyor. Henüz daha yaşı onyediye geldiğinde bir eylem sırasında, bir eri öldürmekten tutuklanıyor. Teraneden bir mahkeme süreci sonrasında idam cezasına çarptırılıyor. Yaşı onyedi olduğu halde kemik yaşını büyültüp idam ediyorlar Erdal Eren’i. Bütün kanıtlar katilin Erdal Eren olmadığına işaret etse de Milli Güvenlik Konseyi denen darbeci kurul Erdal Eren’in bir an önce idam edilmesinin onayını veriyor ve ceza infaz ediliyor. Erdal Eren’in idamı sonrasında bütün dünya darbecilere lanet okuyan demeçler vermeye başlıyor. İdamın önüne geçebilmek adına sivil toplum kuruluşları mücadele ediyor ama en nihayetinde dönem bir darbe dönemidir ve zaten olmayan demokratik zemin üzerinden bütün bir haklarda tümü ile gasp edilmişken Erdal Eren’in idamını durdurmak mümkün olmamıştır.

12 Eylül darbesinin en acılı hadisesidir Erdal Eren’in idamı.

Aradan otuz koca yıl geçmesine rağmen Erdal Eren halen anılmaktadır ve darbecilere lanetler okunmaktadır. O lanetler okunmaya devam edecektir aradan bir otuz sene daha geçsede…

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..