- Kategori
- Güncel
Erdoğan Hükümeti haber alma hürriyetini engelliyor mu?

T.C. tarihinde ilk kez askeri darbe yönetimlerinde dahi görülmemiş olan medya üyelerinin Emniyet Müdürlüğü Hizmet Binalarına girmeleri ve mesleklerini yerine getirmeleri yasaklanmıştır.
Demokratik, hukuk devletinde basın özgürlüğüne yapılan ‘faşizan’ uygulama, 12 Eylül 1980 darbe yönetimlerinde dahi görülmemiş ‘müdahale’ ve ‘sansür,’ ‘Şeffaf Türkiye’nin ‘karanlığa’ doğru yönelmesidir.
Blog yazımın ‘başlığını’ oluşturan T.C. Anayasası’nın Basın ve yayımla ilgili Basın Hürriyeti Madde 28’de yer alan; ‘Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır’ hükmüdür.
Ancak bundan böyle; ‘Erdoğan Hükümeti tarafından Anayasa’nın ilgili maddesi hilafına haber kaynağına ulaşmak, haber ortamında bulunmak Adli Kolluk Yönetmeliği’nde yapılan değişikle yasaklanmıştır.
Sosyal barışın oldukça risk edildiği bugünlere nasıl geldik:
‘Biz hiçbir zaman gönüller kırmanın tarafında değiliz, gönüller yapmanın tarafında durduk ama dik durduk, dikleşmedik’ söylemi ile eylemi arasındaki ‘çelişki’ Erdoğan Hükümeti’ne olan ‘güven’i sarsmıştır.
Yıllardır ‘yargı bağımsızlığı’ ve ‘tarafsızlığı’ ‘yürütme’ organı ‘siyasal iktidarlar’ tarafından kontrol altına alınmak istenmiştir.
Başbakan Erdoğan’ın AKP Grup Toplantıları’nda, meydanlarda Cumhuriyet Savcıları’na verdiği talimatla savcılar iktidarın emrinde olmak zorunda bırakılmışlardır.
Bu anlayış ‘yargı bağımsızlığına’ gölge düşürmüş, kamuoyunda ‘yargı’ ve ‘adalet’ kavramlarına‘güven’ kalmamıştır.
Ayrıca ‘dürüst,’ ‘yurtsever’ ve sadece ‘görevini yapan,’ ‘yansız’ ‘Cumhuriyet Savcılarının‘evrensel hukuka,’ ‘Anayasa’ya,’ ‘yasalara,’ ‘kuvvetler ayrılığı’ ve ‘yargının bağımsızlığı’ ilkelerine aykırı değişiklikilekolluk kuvvetleri üzerindeki etkisi kırılmak istenmektedir.
Yargı gücünün yanında ‘dördüncü kuvvet’ olan ‘medya’ da bu denge içinde işlev göredir.
Genellikle iktidarlar ‘dördüncü kuvvet’ olan ‘medya’yı ‘yandaş’ yapabilmek adına gereğinde ‘aba altından sopa göstermişler.’
Siyaset tarihimizde Menderes Hükümeti basını kontrol altına alma amacıyla 26 Kasım 1957’de yayınlanan bir kararname ile gazete ve dergi kağıtlarının tek elden ithali ile sınırlama getirmiştir.
Her dönem saflarına çekemediği ‘medyayı’ cezalandıran iktidarlar ülkemizin ‘demokrasi’ yarışında geri düşmesine neden olmalarına karşın; Sayın Başbakanım yakın tarihimizden ders almamışa benziyor.
25.12.2013, İzmir, Türkiye
Not: Fotoğraf Alıntıdır.