- Kategori
- Güncel
Erdoğan'ın "Başkanlık" hırsı mı? ABD örneği
Recep Tayyip ERDOĞAN üç seçim dönemi T.C. Başbakanı olarak ülkeyi genel çoğunluğa, dış gözlemcilere, Balkanlar ve Ortadoğu halklarına, Batı Dünyasının politikacılarına göre Dünya’da son on yılın en başarılı Devlet Adamı olarak ‘gıpta’ ve ‘takdir’ edilmekte, ‘örnek’ ve ‘önder’ ‘lider’ olarak kabul edilmektedir.
T.C. tarihinde ‘yenilikçi,’ ‘reformist,’ ‘devrimci,’ ‘vizyon sahibi’ ‘Devlet Adamı’olarak (2002-2014) dönemleri arası T.C. Başbakanı ve (2014-2019) döneminde T.C. Devleti’nin ilk Başkanı olarak yer almak istiyor.
Başbakan ERDOĞAN’ın Başkanlık hırs ve tutkusu bir yana en üst düzeyde ve örnek gösterilen Amerikan Başkanlık Sistemi’nin ’siyasal,’ ‘kültürel’ ve ‘tarihsel’ “altyapı” açısından T.C. Devleti ile A.B.D. arasında farklılıklar bulunmaktadır.
Amerika Kıtası’nın 1492’de Avrupalılar tarafından ilk kez keşfinden sonra İspanyollar, Portekizler, Fransızlar ve İngilizler Yeni Dünya’da yerli halkın elinden aldıkları toprakların yeni sahibi oldular.
Avrupalılar, Amerika’dakitopraklarını genişlettikten sonra, İngiltere başta olmak üzere çeşitli ülkelerden ‘göçmenleri’ Yeni Dünya’ya yerleştirip ‘koloniler’ kurdular.
İngiltere’yi yenilgiye uğratmış ‘içişlerinde serbest,’ ‘bağımsızlıklarını’ ilan eden on üç koloniden oluşan ABD’ni 1787 yılında kurdular.
Bugün ABD, 50 Eyaletten meydana gelen bir ‘federal birliktir.’
Bireyler, Alman asıllı Amerikan, Meksika asıllı Amerikan, Çin asıllı Amerikan’dır. Amerika’da yaşayanları “Amerikalı değil, Amerikan; İngiliz asıllı Amerikan, Portekiz asıllı Amerikan, İtalyan asıllı Amerikan gibi.
Diğer yanda, başta ABD ve özellikle ‘uluslararası emperyalist güç odaklarının’ ortaya koyduğu “ülkelerin, ulusların küreselleşmesi ile sınırların kalkmayabaşladığı savları asılsız olup; Türkiye’yi, Türk Ulusu’nu ‘mezheplere’ ve/veya ‘etnik kökenlere’ göre ‘ayrıştırmayı’ hedeflemektedir.
Emperyalist G 20 Devletlerinin ülke içindeki uzantıları ve/veya işbirlikçileri de bilerek veya bilmeyerek; sözde ‘küreselleşmiş dünyada’ ‘T.C. Milli Eğitim ve Milli Savunma Bakanlıklarının’ isimlerinde yer alan ‘Milli’ sözcüğünün kaldırılmasını önermektedirler
ABD’de sadece isminin başında ‘National’(Milli)sözcüğü bulunan 58 Milli Park bulunurken; ‘Milli Güvenlik Konseyi,’ ‘Milli Narkotik Kontrol Politikası Ofisi,’Milli Demiryolu Yolcu Şirketi,’ ‘Milli Coğrafya Birliği,’ gibi onlarca ‘Milli Kurum’ ‘küreselleşmiş’ dünya koşullarına rağmen başarıyla görevlerine devam ediyorlar.
ABD geçmişte ‘ortak ulusal bilinci,’ ‘benzer kültürel yumağı’ bulunmayan Dünyanın dört bir yanından göçmeni bir araya toplayarak yeni bir Ulus, yeni bir Devlet kurma başarısını göstermiştir.
George WASHINGTON1492 yılına kadar insan yüzü görmemiş bakir topraklarda, başlangıç ortak paydası bir milimetre dahi örtüşmeyen toplama göçmenlerden
“Tek ülke, tek anayasa, tek yazgı” yaratmıştır.
Her şeyi ile ‘kendine özgü bir ülke olan Türkiye, yıllardır ‘darbeleri,’ ‘cunta rejimlerini aşmış,’ olgunluk sürecindeki “Parlamenter Sistem”i bir kenara bırakan;
Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN “HIRS” ve “TUTKUSU” ile “BAŞKANLIK” peşinde mi?