Erdoğan ve İmamoğlu

Siyasi ortaklık çok zordur. Yani ittifak kurmak. Koalisyon hükümeti oluşturmak. Geçmişte bunun örneklerini çokça gördük hiç biri başarılı sonuçlar elde edemedi istisna haricinde çünkü bizde uzlaşma kültürü yok denecek kadar az. Bu yüzden tek başına iktidar dönemlerinde ülke yatırımlarının sağlıklı yapıldığı şeklinde bir kanaat oluşmuştur toplumda.

Zordur dedik siyasi ortaklık. Ticari ortaklık gibidir siyasi ortaklıklar. Hatta evlilikler gibidir. Anlaşma sağlanmadığı sürece, düşüncelerin ve ideallerinin örtüşmediği sürece ne evlilikler yürür ne de ticari ortaklık. Ülkede kadın hakları ve ekonomi konusunda gelenek kültür ön planda olduğundan yürümeyen evlilikler olsa da yürüyormuş gibi gösterilerek önce çekirdek aileye daha sonra ülke gelişimine dolaylı şekilde zarar verildiği görülür farkında olunmadan.

2002 yılından itibaren Erdoğan'ın ülkede yapmış olduğu somut yatırımları görmezden gelmenin haksızlık yapılacağını sürekli yeri geldiğini söylerim.

Zor olmadığını düşünüyorum bir siyasetçi için gelişen dünya koşullarında kendi bakış açılarını değiştirmek. Demirel'de gördük geçmişte örneğini.

Mesele ülkenin gelişmesi ve muasır medeniyetler seviyesine taşınmasıysa (- ki bu sözü zaman zaman Erdoğan tarafından da dillendirildiğini duyarız) gerisi teferruattır..

Ülkenin eski sığ politika kültürleriyle zaman kaybedecek vakti olmamalıdır teknolojinin bu denli hızlı gelişen dünya ortamında. Hele hele sağ politika'ymış sol politika'ymış gibi iptidai söylemlerle zaman kaybetmeye hiç mi hiç zamanı olmamalıdır.

Erdoğan'ın bundan sonra izlemesi gereken politikalardan biri henüz kesin resmi sonuç alınmamış olsa da en son YSK'unun yapmış olduğu açıklamaya göre fazla oyların İmamoğlu'nun olduğu yönündeki durumu baz aldığımızda ve mazbatasını alması durumundan sonra birlikte elele vererek başta İstanbul olmak üzere ülkeyi Ortadoğu'nun göz bebeği haline getirmek olmalıdır diye düşünüyorum.

Erdoğan-İmamoğlu birlikteliği öncelikle İstanbul'daki rant gelirinde büyük yavaşlama görüleceğini ve kaç medeniyeti barındırmış olan İstanbul'un uluslararası kültür merkezi olmaması için hiç bir neden kalmaz diye düşünüyorum.

Büyük Osmanlı medeniyetini (Osmanlıcı değil dikkatinizi çekmek isterim) modern dünya'ya İmamoğlu'nun İstanbul'u yönetmesiyle kapı aralanacağına inancım vardır.

Erdoğan ve İmamoğlu birlikte hareket etmeleri durumunda ülke ekonomisinin de (gerek turizimde olsun gerek yabancı yatırımcı olsun) ivme kazanacağını ve küresel bağlamda kalkınma ile birlikte söz sahibi olacağını öngörmekteyim.

İmamoğlu'nun dürüst temiz politik duruşu Erdoğan ile birlikte uyumlu çalışabileceklerini şimdiden söyleyebilirim.