Ergenekon cemaat mi?

Yıllardır ibretle izliyoruz. Ülkemizde kocaman bir çukur oluşturuldu. Adına Ergenekon dendi. Önce ülkesi için cansiperane çalışmış, ancak Türk ulusunun bağımsızlığını birinci öncelik olarak kabul etmiş ve Türkiye için Avrasya seçeneğinin de dikkate alınmasını istemiş muvazzaf veya emekli ne kadar subay varsa içine dolduruldu. Arkadan iktidara muhalif bilim adamları, gazeteciler ve adı ön plana çıkan ne kadar vatansever varsa ilave edildi. Daha sonra Sarkozy’den Merkel’e, içerde ve dışarda AKP Cemaat koalisyonunun isteği dışında kim bir milim hareket ettiyse ergenekoncu ilan edilip sanal bile olsa o çukura atıldı.

Neden sorusunun cevabı ise bu insanların hükümeti yasal olmayan yollarla devirecek darbe planladıklarıydı. Oysa Türkiye’de azıcık okuma seven herkes bilir ki Türk ordusu bağlı bulunduğu ABD emretmezse darbe yapmaz. O emrederse sivil iktidarın bunu önlemesi diye bir durum söz konusu bile değildir.

Bunun apaçık böyle olduğunun herkes tarafından iyi anlaşılması ve vatansever kesimin de okyanus ötesine biat etmesinin sağlanması için ilkokul öncesi çocukların bile inanmayacağı komik sahte deliller üretildi. Mesela 2004 tarihli olaylarda kullanılan 2007 model araba gibi. Bu basit hatalar bilerek yapıldı ve ortaya çıktığın da yetkililerin hiç biri paniklemedi. Yani bilerek yapılmıştı ve halkın korkup baş eğmesi isteniyordu.

Ortalıkta toz duman biraz yatışıp, insanların heyecanı geçtiğinde bazı garip durumlar ortaya çıkmaya başladı. Mesela özel yetkili mahkemelerin iktidarın organı gibi çalıştığı kimi yazarlar tarafından açıkça yazılsa da iktidardan veya özel yetkili savcılıklardan tepki gelmiyordu. Hatta iktidar yetkilileri bu durumları kullanıyor, ülkede özgürlük var diyorlardı. Oysa yine bu ülkede protesto pankartı açan öğrenciler yıllarca hapse atılıyordu. Yani pek anlaşılmayan bir durum vardı.

MİT’in Oslo’da PKK ile görüştüğünün basına sızdırılması filmin giderek final sahnelerinin yaklaştığının göstergesi gibiydi.

“Hakan Fidan, Emre Taner ve Afet Güneş’i ifadeye çağıran Özel Yetkili Savcılığın dosyasında MİT’e ağır suçlamalar var. Dosyada, MİT’in Oslo’da PKK ile 9 maddelik bir mutabakat metni imzaladığı, Öcalan için mektup kuryeliği yaptığı ve Habur olayının hükümete karşı bir operasyon olarak planlandığı öne sürülüyor”.

Gazetemizde yer bulan bu bilgi sanki bazı sırların üzerini açıyor. Öncelikle kim neden bu bilgiyi basına sızdırdı. MİT’in yaptıklarından, hele başında Hakan Fidan varken başbakanın haberdar olmaması mümkün değildir. Öyle ise kimler neden bu bilgileri basına sızdırarak hükümet aleyhine kullanılmasına yol açtılar?

Bir soru daha; Neden bu güne kadar olaya ilgi göstermeyen özel yetkili savcılık bu isimleri sorguya çağırdı? Bu başbakana karşı yapılmış bir darbedir.

Peki, AKLA GELEN HERKES ERGENEKON ÇUKURUNDA İSE KİM BUNLAR? Bu soruyu düşünün ce gözler cemaate çevriliyor. Zira ondan başka bakılacak yer kalmadı. Yıllardır polisin ve yargının önemli kademelerini cemaatin işgal ettiği yazılıp çiziliyor ve itiraz eden de olmuyordu. Şimdi sırada MİT varsa ardından hükümetinde Ergenekon çukuruna atılacağı düşünülemez mi? Yoksa cemaat hükümete istediği şeylerin hepsini yaptırdı ve şimdi onu diskalifiye mi ediyor? Bütün bunlar beynimizden geçen kurgular, senaryolar. Hatta senaryonun sonunda şu soru da sorulamaz mı, acaba cemaat gerçek Ergenekon mu?

İzmir 2012