Ergenekon tahliyeleri

İlker Başbuğ, Tuncay Özkan, Levent Göktaş, Sedat Peker, Kemal Kerinçsiz, Dursun Çiçek (Balyoz yalanından hükümlü olduğu için özgürlüğüne bir süre kavuşamadı) , İbrahim Şahin, Alparslan Arslan, Yalçın Küçük, Şener Eruygur, Hasan Iğsız, Mehmet Ali Çelebi, Merdan Yanardağ, Alaaddin Sevim, Doğu Perinçek, Oktay Yıldırım, Atilla Uğur, Hikmet Çiçek, Mehmet Demirtaş, Muzaffer Tekin, Boğaç Kaan Murathan, Hurşit Tolon, Durmuş Ali Özoğlu, Veli Küçük, Fuat Selvi, Levent Ersöz, Serdar Öztürk, Tuncer Kılınç, Mehmet Eröz, Mustafa Dönmez, Deniz Yıldırım, Nusret Taşdeler, Fikret Emek, İsmail Yıldız, Aykut Metin Şükre, Kemal Şahin, Kemal Alemdaroğlu, Ergün Poyraz, Sevgi Erenerol, Fikri Karadağ, Erkan Önsel, Turhan Özlü, Mehmet Bedri Gültekin, Hasan Ataman Yıldırım, Mehmet Zekeriya Öztürk, Erhan Timuroğlu, Semih Tufan Gülaltay...

Tahliye edildiler.

***

Ergenekon davasına bakan 13. ağır ceza mahkemesinin ilk başkanı hakim, ekleriyle birlikte binlerce sayfayı bulan Ergenekon iddianamesi'ni tam okuyamadan kabul etmek durumunda kaldıklarını, dijital delillerin ve tanık ifadelerinin doğruluğunun araştırılmadığını, Ergenekon terör örgütü'nün gerçek değil kurgu olduğunu, sahte dijital deliller ile ilgili Tübitak'ın başta yanlış raporlar verip sonradan raporlarını düzelterek bu delillerin düzmece ve sahte olduğunu tespit ettiğini, davayla ilgili "üretilmiş" delilleri toplayanın ve tanık ve şüphelilere yöneltilecek soruları hazırlayanın savcı Zekeriya Öz değil emniyet güçleri olduğunu, dahası Ergenekon operasyonu'nu başlatan ümraniye bombalarının bu dava özel yetkili mahkemelerde görülsün diye üretildiğini beyan etmiş bir söyleşisinde. Bu, işin bittiği yerdir.

***

Asrın yalanı olan bir davada, TSK'yı ve muhalif duran insanları küçük düşürmek, seslerini kesmek amaçlı yapılan tezgahtan başka bir şey değildi. Mahkumlar savunma verirken ''Yav he he'' modundaki hakimler, olayları çarpan yandaş medya... Halkın genelinde daha çok muhafazakar kesimde bir güvensizlik yaratmıştı mahkumlar adına ama orada bir demokrasi savaşı verildiğini herkes unutmuştu. İnsanların önüne suç koyamadan müebbet hapis cezasının verildiği düzmece bir mahkemeydi. Yalan iddianameler diyorum, Balyoz davası mesela... Hanefi Avcı bugünkü polis teşkilatında ne var ne yok yazdığı için Devrimci Karargah Örgütüne üye diye attılar adamı içeri. Atladıkları bir şey vardı. Fikir olarak sağcı birisiydi. Çelişkiye gel !

***

İsmini hatırlayamadığım bir şahıs gidiyor, tanık imzası atıyor. İmza var ama kişi ortada yok. Bir araştırılıyor ki bu şahıs çok önce vefat etmiş. Böyle bir davadır Ergenekon davası ! Cumhuriyet tarihinin en büyük skandal davasıdır her şeyin başında. Ne demiş Bakunin, "Hukuk iktidarın fahişesidir". Bu böyle bir davaydı. ''Bize suikast yapacaklar'', ''Bizi bombalarla öldürecekler'' vb iftiralarla muhalif olan herkesi içeri atıp, ortada tek bir muhalif bırakmama gayreti sonuçsuz kaldı gibi. En sonunda görüldüğü gibi şimdi kendileri birbirlerini yemekle meşguller !

***

Şöyle bir ülke düşünün...

Bebek katili şahıs ülkenin demokratikleşmesi adına ön plana atılıyor. Devlet gidip bu adamla konuşuyor öte yandan bu ülke için canını ortaya koyan insanlar düzmece belgelerle içeri alınıyor. Ama artık bugün her şey geride kaldı. Tahliyelerin çıkması çok geç olsa bile sevindirici bir şey. Biliyoruz, tahliyeler biraz politik, adalet tam manasıyla yerine bulmadı ama karanlık günler geride kalacak gelen Balyoz tahliyeleri ile birlikte...

***

Parayı cebe atıp yoksulun hakkını yiyenlerin karşılaşması gerekir adaletle. Ya da demokratik hakkını kullanırken öldürülen çocukların canını alanların... Biz biliyoruz ki herkesin adaleti şaşar ama Yüce Allah'ın asla ! Yoksa bizlerde bilirdik duvardaki ''Adalet'' kelimesine gülmeyi !