Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Temmuz '08

 
Kategori
Siyaset
 

Ergenekon'u savunmak demek...

Ergenekon'u savunmak demek...
 

Radikal İnternet gazetesinden


Tarihsel süreçte kronolojik olarak anlatmak gerekirse;

Ergenekon'u savunmak demek, ittihatçıları; Talat, Enver ve Cemal paşaları savunmak demek...

Ergenekon'u savunmak demek, 27 Mayıs'ı; TC Başbakanı'nı ve bakanlarını asanları savunmak demek...

Ergenekon'u savunmak demek, 1971'de genç subayları kandırarak bir komünist darbe yapmayı planlayanları savunmak demek...

Ergenekon'u savunmak demek, 1 Mayıs 1977'de işçi katliamını, 16 Mart 1978'de üniversite öğrencileri katliamını, 24 Aralık 1978'de Maraş halk katliamını savunmak demek...

Ergenekon'u savunmak demek, 70'lı yıllarda umudumuz, geleceğimiz, baharımız 5000 taze fidanı, baharlarını yaşatmadan toprağa gömenleri savunmak demek...

Ergenekon'u savunmak demek, Savcı Doğan Öz'ün, eski başbakanlardan Nihat Erim'in, Bakan Gün Sazak'ın, gazeteci Abdi İpekçi'nin katillerini savunmak demek...

Ergenekon'u savunmak demek, Abdullah Çatlı'yı, Oral Çelik'i, Mehmet Ali Ağca'yı savunmak demek...

Ergenekon'u savunmak demek, 12 eylül'ü, işkencelerini ve idamlarını savunmak demek...

Ergenekonu'u savunmak demek, A. Taner Kışlalı, Bahriye Uçok, Turan Emeç, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Eşref Bitlis, Gaffar Okkan, Necip Hablemitoğlu katillerini savunmak demek...

Ergenekon'u savunmak demek, Susurluk'u savunmak demek...

Ergenekon'u savunmak demek, Danıştay'a saldırıp, üye Mustafa Yücel Özbilgin'i öldüren, 4 üyeyi de yaralayan Alparslan Arslan'ı savunmak demek...

Ergenekon'u savunmak demek, bürökrasinin ve siyasetin içine sızmış, devletin hazinesini tüketen çeteleri savunmak demek...

Ergenekon'u savunmak demek, ışığı söndürmek, karanlığı savunmak demek...

Ergenekon'u savunmak demek, yeniden 70'li yıllara dönmeyi istemek demek...

Ve Ergenekon'u savunmak demek, Atatürk'ün gösterdiği Muasır Medeniyet'ten uzaklaşıp, Türkiye'nin sonsuza kadar 3. dünya ülkesi olarak kalmasını istemek demek...

Ergenekon hukuksuzluk demek. Hukuksuzluk da bireysel anlamda bileği güçlü olanın zayıfı, erkeğin kadını, yetişkinin çocuğu ezmesi, ağızlarındaki lokmayı alıp yemesi ve gerekirse öldürmesi demek.

Ekonomik anlamda hukuksuzluk, zenginin fakiri, patronun işçiyi ezmesi, hakkını yemesi demek.

Sosyal anlamda hukuksuzluk, güçlü çetelerin toplumda terör estirmesi, can güvenliğini ortadan kaldırması ve toplumun kanını emmesi, silahlının silahsızı ezmesi demek.

Demek ki, Ergenekonu savunmak hukuksuzluğu savunmakla eşanlamlı. Nitekim Ergenekon sanıklarından bir tanesi toplumun huzurunda, açık açık; "Bazı zamanlar hukuk askıya alınabilir, hukukun rafa kaldırılacağı zamanlara yaklaşıyoruz!" mealinde sözler söylemiştir.

Yine bir başka zanlı; "Darbeler Türkiye'yi 30 yıl geriye götürür. Oysa şeriat 100 yıl geriye götürür" demiştir. Bu sözün tersten okunması "100 yıl geri gitmektense 30 yıl geri gitmeyi tercih edelim" demektir!

Oysa toplumların tek güvence kaynakları hukuktur. Hukuktan başka sığınacak liman yoktur. Bu nedenle israrla sadece ve sadece hukuku savunmalıyız. Bir kere hukuksuzluk başladığında nereye kadar gideceği, ne kadar süreceği ve kimleri vuracağı bilinemez. Hatta o kadar ki, hukuksuzluğu getirenler yani hukuksuzluğun iktidar temsilcileri bile güvende değillerdir. Çünkü artık kişisel menfaatler ön plana çıkmıştır ve pastanın paylaşımı söz konusudur. Artık sizin haklarınız ve canınız onların insafına kalmıştır. Kaos ortamı oluşturup amaçlarını gerçekleştirmek için kendi düşünce arkadaşlarını bile acımadan öldürebilen insanlar ne kadar insaflı olabilirler?

Bunun en bariz örneği 27 Mayısta yaşanmıştı. İhtilalin en önemli stratejik hedefi Radyo Evi'ni teslim alıp, ihtilalin ilk duyurusunu kendi ağzından yapacak kadar önemli ihtilalci Albay Alparslan Türkeş bilahare Hindistan'a sürgüne gönderilmiş, yine ihtilalin en önemli aktörlerinden Talat Aydemir ve bir arkadaşı idam edilmişlerdir. Bunun tersi de olabilirdi.

Hukukun en güzel uygulaması da demokrasi rejiminde mümkün olabilmektedir. Bunun için ne pahasına olursa olsun demokrasimize sahip çıkmalıyız. Herkesin görüşleri farklı olabilir ama herkesin birleşeceği ortak paydamız demokrasi olmalıdır. Bu nedenle bırakın demokrasinin kaldırılması, daha da geliştirilerek güçlenmesi için çabalamalıyız.

Ergenekon'cuların iddia ettikleri "Demokrasi giderse yine gelir, Cumhuriyet giderse bir daha gelmez" yalanına kanmamak lazım. Demokrasi gittiğinde hangi cumhuriyetin geleceğini kimse kestiremez. Ama partiler gidebilir. AKP gider BKP gelir. Önemli olan demokrasi içerisinde, demokratik kurallarla bu değişimin sağlanması. Tıpkı yanıbaşımızdaki Avrupa'da olduğu gibi.

 
Toplam blog
: 337
: 4184
Kayıt tarihi
: 03.08.07
 
 

Hukukçuyum... Hukukun üstünlüğünün ve hukukçunun saygınlığının ülkemde gelişmesini ve kalıcı olma..