- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Erkan Petekkaya’yı izlemek!
Erkan Petekkaya’yı izlemek!
Evet, Erkan Petekkaya’yı izlemek nasıl bir duygu? İnanılmaz. Hani hop oturdum hop kalktım deniliyor ya aynen öyle. O bir aktör Delikanlı Sadi oluyor zaten. Onun yaşadıklarını yaşıyor, onun çocukluğunda varmış gibi hissediyor ve ruhu ile gözlerini, yüreği ile sesini birleştiriyor.
Bu nasıl bir oyunculuktur?
Kırmızı Oda’da elbette seçilmiş oyuncular oynuyor, konuk oluyor, hayat veriyorlar. Hangisi iyi değil denildiğinde bir anda cevap vermek pek mümkün değil.
Çıta var. Çıtayı artırdılar ve daha da artırdılar.
Sonra Erkan Petekkaya geldi. Çıta artık en üstlerde.
Sanat buysa sanat.
Oyunculuk buysa, oyunculuk.
İzleyenle gönül bağı kurabiliyor mu?
Onunla yaşana biliniyor mu?
Ekrandan değilde yanında gibi hissettiriyorsa, sizce bunun adı nedir.
Bunu yapana ne denir?
Ben AKTÖR diyorum.
Aktör nedir?
Aktör Erkan Petekkaya’dır.
Ve elbette onun gibi, yüreği ile bu işe gönül vermişlerin lakabıdır, adıdır, anılmasıdır.
Delikanlı Sadi’nin ağlamasında da ağladım, gülmesinde de ağladım. Onun bakışlarında da ağladım, onun gülüşünde de ağladım.
Kırmızı Oda’yı izlemek gerçekten bir ayrıcalık.
Bir yazar olarak Gülseren Budayıcıoğlu’nu nasıl taktir etmem, nasıl kutlamam ve kalemine sağlık olsun demem.
İzleyenler kendi hayatlarından demler buluyorlar.
İzleyenler bir çeşit terapi görüyorlar.
İzleyenler canı gönülden takdir ediyorlar.
Ve Erkan Petekkaya gibi aktörlerin aldıkları paranın her kuruşunu hak ettiklerine karar veriyorlar.
Kırmızı Oda’da ayrıca bir Binnur Kaya gerçeği var ki alkışlamamak mümkün değil. Gözleriyle şefkati dağıtan kadın.
Bir başka yazımda mutlaka ondan da söz etmeliyim.
Nazan Şara Şatana