- Kategori
- İlişkiler
Erkek Hep Seks İster Tek Eşle Kalamaz

********************************************************************************************************************************************************************************************************
Erkek beyni özgür cinsellik yaşamaya programlanmıştır, bu onun gelişiminin sonucudur.
İnsanlık tarihi boyunca, savaşlar erkek sayısını azaltmış, bu yüzden topluluğun nüfusunun sürekli arttırılması gerekmiştir.
Savaştan dönen erkeklerin sayısı, gidenlerin sayısından çok daha azdır.
Bu da dulların sayısını arttırmakta, savaştan sağ dönen erkekler için bir harem yaratmaktadır.
İnsanlığın soyunun sürmesinin, başka yolu yoktur.
Erkek çocukların doğması harika bir olay olarak nitelendirilir.
Çünkü o topluluğu düşmanlara karşı savunmak için, çok sayıda erkeğe ihtiyaç vardır.
Kız çocuğunun doğumu hayal kırıklığı yaratmaktadır, çünkü yeterince kadın vardır.
Bu durum yüzyıllarca, böyle sürüp gitmiştir işte.
Geçmişten gelen bu genetik bağın yanına, bir de erkeğin sahip olduğu büyük bir hipotalamus ve yüksek
testosteron düzeyini eklerseniz; günümüz erkek cinsel davranışının hangi temellere dayandığını
anlayabilirsiniz. Bu tamamen üreme dürtüsünün desteklenmesidir. Mümkün olduğunca etrafa çok tohum
saçmak ve kendinden olan sayıyı çoğalmak azim ve karalılığının eyleme geçmesidir. Ucuz bir
hovardalık macerası olarak nitelendirilmesin lütfen, yıllardır gelen kodlamaya ihanet etmeyelim değil
mi?!
İşte bu sebeplerden ötürü, erkekler tek eşliliğe uygun değillerdir.
Zaten, günümüzün erkek dünyasına odaklı seks endüstrisi, bu gerekçeyi en katmerli sekilde
kullanmaktadır. Erkek tek eşli yaşasa bile, beyni çok eşliliğe yatkındır ve bunun yansımasını vesair
kanallardan gizli veya aleni sergilemek zorundadır.
Kaçar yolu yok çünkü.
Erkeğin özgür cinselliği yaşamak arzusu, tamamen biyolojik dürtüler sonucu oluşan bir eğilimdir.
Aldatmaya kılıf veya çapkınlığa teşvik primleri niteliğinde değildir. Zamanla birlikte, insanın içinde
bulunduğu koşulların ve yaşam şartlarının değiştiğini göz önüne alırsak; biyolojik isteğin koşulların
gereklerine uyum sağladığın,ı fakat bu uyum sağlama sırasında bocalayışını ve ortaya çıkanları
yaşamaktayız.
İçgüdüsel olarak cinsel istek duymak ve bunun genlerden gelen bir doğallık yaşaması, şu zaman için
yeterli ve olurluluğu olan bir durum değildir. Zamane erkekleri, bu doğal olanı eyleme geçirip heba
olmamak için; biyolojik dürtülerine dikkat etmelidir.
Kadınlar için, aynı durum söz konusu değildir. Belli bir azınlık kadın, erkeklerle aynı durumda iken genel
sayının motivasyonu farklıdır. Evini, yuvası korumakla yükümlü kadın beyni, cinsellik konusunda farklı
kriterler geliştirmiştir. Seks arzusu duymadan önce duygusal bir ilişki yaşamak en azından duygusal bir
bağın ortaya çıkması gereklidir. Çoğu erkek, bu bağın oluştuğunu hisseden kadının, neden daha rahat
davrandığını anlayamaz.
Horoz, tavuklarla aralıksız çiftleşebilen şehvetli bir erkek kuştur. Ancak, aynı tavukla günde beş kereden
fazla çiftleşmesi mümkün değildir. Altıncıda ilgisini kaybeder. Oysa karşısına yeni bir tavuk çıkarsa, o
gün ilk kez çiftleşiyormuş gibi heyecan duyabilir. Buna ‘horoz etkisi’ denilir. Erkekler içinde durum,
bundan mütevelli. Yapılan araştırmalar erkeklerin yüzde sekseninin bu durumda olduğunu göstermiş.
Hadi kadınları da söyleyeyim yüzde üçmüş!
Yani görünen ve ortaya çıkan o ki; neslin devamının sağlanması için erkeğin özgürce cinsellik yaşama
dürtüsü, geçmişten gelen bir kod. Anlamaya çalışmalı, hak vermeli.
Eeee, peki her çiçekten bal almaya mazeret olur mu günümüzde?
O kadar uzun boylu değil! İnsan sayısı tehlikede değil artık, bunu yerleştirsinler beyinlerine, ilerideki
nesiller rahat eder hiç değilse!
İlgili sözler:
Seks söz konusu olduğunda; kadınların nedene, erkeklerin yere ihtiyacı vardır.
Kadın sevdiği erkekle bol bol seks ister. Erkek bol bol seks ister.
‘Sen berbat bir sevgilisin’ dedi kadın. ‘Bunu iki dakikada nasıl anladın.’ diye sordu adam!
Seks kadınların evlilik için ödediği bedeldir. Evlilik erkeklerin seks için ödediği bedeldir.