- Kategori
- Psikoloji
Erkek olmanın tehlikeleri

myeaym.blogspot.com
Bu günlerde gazetelerde ne kadar sık, erkeklerin kadınları acımasızca öldürdüğü haberleri görüyorum. Bazen sinirlerime hakim olamadığımda acaba benim de içim de “domuz bir erkek” mi gizli diye kendimden şüphelenmeye başladım. Çünkü sapıtan erkeklerin belli bir kültür seviyesi yok gibi. Her gün gazeteleri okurken sıra kimde diyorum;
(mesela bu gün Van’da adam bir aylık karısını güya rüyasında boğarak öldürmüş.)
Neden?
Peki biz erkeklere ne oluyor?
Erkek bebek pipisini göstere göstere büyümedi mi?
Erkek çocuğun akranını dövmesi cesaretlendirilmedi mi?
Kuşaklar değişdikçe toplumda kadının yeri bambaşka bir konuma geliyor. Eskiler bile, mesela annem, ya da kayınvalidem (bilerek ya da bilmeyerek) babalarımızın vakti zamanında çektirdiklerini bir bir çıkartıyor. Siz deyin “ilahi adalet”, ben diyeyim “attığın taşın dönüp bir gün…”
Artık kadınlar her söyleneni kabul etmiyor. Talep ediyor, istiyor, “hayır” diyor, diretiyor, “bu benim hakkım” diyor, “daha iyisi” diyor, konuşuyor,konuşuyor,ya da susuyor, dediğini eninde sonunda kabul ettiriyor. Daha da kötüsü erkeğinden daha bi gözü kara…
Oysa şimdi etrafınızdaki kadınlara dikkat edin. Sadece düşünün…
O genç yaşlarda çevremiz tarafından “kaldırıldığımız(pohpohlanan)” erkekliğimiz şimdi neredee?
Tahtımızdan mı olduk?
Erkeklik zırhımız mı düştü?
Kadınlar duygularını, sevinçlerini, acılarını ya da çelişkilerini hissedip konuşabilme yetisine sahipken biz erkekler duygularımızla yüzleşmek yerine kaçmayı(mağramıza çekilmeyi) ya da başarısızlıklarımızı dış nedenlere bağlamayı tercih ederiz. Kadınlar sorun halledilinceye kadar konuşur ya da alışveriş yapar.
Biz hayır diyorsak hayırdır, kadın hayır diyorsa evet de olabilir hayır da. Evetde de aynı mantık geçerli… Normal hale bırakırsan piyango gibi (çıkma ihtimali 10 milyonda bir). İstediğin yanıtı alabilmen içinse, bu kesinlikle erkeğin sunduklarına %100 bağlı…
Sadece bu yeni roller erkeğe ağır geldi. Hep bu kesmeler öldürmeler hazımsızlıktan.
Kabul edelim:
Tahtımızdan olduk.
Erkeklik zırhımız düştü.
Artık duygularımızı paylaşmalıyı öğrenmeliyiz. Kadınımızın yaptığı gibi sık sık telefonda gerçekten hissederek dertleşmeliyiz. Kadınımızın güçlenmesini “gurur yapmadan” kabul edebilmeli, biz erkekler de “talep etmeyi, istemeyi” öğrenmeliyiz. Bir dost (kadın da olabilir tabi eşiniz…) omzunda gerekirse “sünepe ya da yumuşak” demelerine aldırmadan ağlayabilmeliyiz. “İlla adam gibi adam” olmalıyım tiriplerine sokarak kaçmamalıyız kendimizden. Ne kadar bencil deseler de kendimize zaman ayırmalıyız. Hayatımız “performansımıza” bağlı olmamalı artık, bazen sayı da alamayacağımızı kabul etmeliyiz. Yani, bizim de başımız ağrıyabilmeli artık…
Ve en önemlisi şu katı “erkeksi tutumdan”(erkek gücü ve ayrıcalığı) da kurtulmamız gerekiyor. Bu tutum biz erkekleri yadsımakta ve yok etmektedir. Vurmak, kırmak, kesmek, boğmak, kısaca “Kaldırılmış erkek” değil “normal bir insan” olduğumuz gerçeğiyle yüzleşmeli, kadının kolayca girdiği rol modellere biz de kolayca girebilmeyiz.
Son olarak, “arapca dersi” koymayı düşünen birileri “erkek olmanın ya da kadın olamanın tehlikeleri” gibi psikolojik konuları daha derinlemesine ders olarak okullara koymalı ki her gün artan bu vahşet haberlerini okumak zorunda kalmayalım.
ÖMERŞERİF 29/01/2012 00:30
Yararlanılan Kaynak: Erkek Olmanın Tehlikeleri (Herb Goldberg) Öteki Yayınevi