Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Aralık '11

 
Kategori
Siyaset
 

Ermeni mezalimi

Ermeni mezalimi
 

Biliyorsunuz, Türklerin Doğu Roma İmparatorluğu kalıntısı, Bizans’la ilk ve son en önemli savaşı 1071 yılında Malazgirt’te olmuş  ve ondan sonra Türkler Anadolu’ya oluk oluk akmaya başlamışlardır. Fakat sanılmasın ki, ondan önce Türkler Anadolu’da mevcut değildi. Aksine , bir çok Türk aşireti; bir çok uç beyi Anadolu’ya çoktan girmişti ve sağda solda , bir çok yerlerde sürülerini otlatmaya başlamışlardı.

Türklerin Anadolu’ya girmesinde ve yerleşmesinde o tarihlerde Anadolu’da bulunan ve yer yer kent devletleri kuran Ermeniler’in  rolü olmuştur. Bu inkar edilemez.

Çünkü Ermeniler’in en büyük düşmanı Rumlar’dı. O tarihlerde ve daha önce, Anadolu’da Bizans Devleti’nin orduları ile Ermeni birlikleri arasında sürekli ve her yerde savaşlar olmuş ve çoğu kez Ermeniler kaybetmişlerdi. Türkler akın akın Anadolu’ya girince , Ermeniler Rumlara karşı kendilerine yeni bir müttefik buldular. Ve o tarihten sonra Rumlara karşı, Türklerle Ermeniler bir çok yerde birlikte hareket etmişlerdir.

Bizans Devletinin Fatih Sultan Mehmet tarafından 1453 tarihinde yıkılmasından sonra , Türkler yavaş yavaş  Anadolu’ya iyice hakim oldular ve 400 yıl Anadolu’da Türkler’le Ermeniler hiçbir sorun olmadan birlikte yaşadılar.

19.Yüzyılda, Osmanlı Devleti , ne zaman ki zayıfladı ve Ruslar Kafkaslar’dan Anadolu içlerine girmeye çalıştılar ; o zaman Ermeniler  Ruslar’la birlik olup Doğu Anadolu’da Erzurum, Van … taraflarında silahlı çeteler halinde geniş ölçüde katliamlara giriştiler. Bu olayların safhaları; bu olaylarda soykırıma uğrayan insanların, köylülerin mezar yerleri şimdi bilinmekte ve şahitlerinin anlattıkları tarihe geçmiş bulunmaktadır.

Uzun bir süre, Ermeni katliamı Anadolu’da surmüş; Bunun üzerine Osmanlı Devletinin başında bulunan Paşalar, özellikle Talat Paşa Ermeni çetecilerin Anadolu’dan daha emniyetli yerlere, Suriye’ye gönderilmesine karar vermişlerdir.

Genelkurmay Başkanlığı arşivindeki 1915 tarihli belgeler, soykırım iddiaları peşinde koşan Ermenilerin Van çevresinde masum köylülere yaptıkları tüyler ürpertici vahşete tanıklık ediyor.

Belgelerde, Van'ın Özalp ve Saray ilçelerinde Ermeniler tarafından bazı kadınların hamileyken karınlarının deşildiğini, bazılarının çocukları ile tandırda yakıldığı, genç kızların tecavüz edilip öldürüldüğü, erkeklerin ise kurşun ve süngü ile katledildiği gözler önüne seriliyor.

(Arşivde bulunan Özalp Kaymakamı Kemal'in imzasını taşıyan 4 Mart 1915 tarihli bir belge)

Belge :2

Özalp Kaymakamı Kemal'in gerçek incelemeleri sonucu hazırladığı 15 Mart 1915 tarihli bir başka belgede ise Saray'ın Yamanyurt köyünde Miha'nın eşi Fato'nun üç çocuğu ile boğazlandığı, Belecek'te Hanım Hatun'un ''Antranik adlı çete reisi tarafından tecavüz edildikten sonra beraberinde götürüldüğü'', Keçikayası köyünde Hacı Molla Sait'in ''kendi kızını eliyle boğazlaması için zorlandığı ve her teklifte uzuvlarından biri kesilerek şehit edildiği'' bildiriliyor.

(Özalp Kaymakamı Kemal'in gerçek incelemeleri sonucu hazırladığı 15 Mart 1915 tarihli  belge)

Belge : 3 

Van’da 1915 yılına ilişkin bulunan bir  belgede ise , Nezu Hatun'un tandırda yakılan iki torununun etini babasına ve annesine yedirmek üzere zorlandığı, bunu yapmak istememeleri üzerine öldürüldükleri, Nezu Hatun'un ise gördükleri karşısında aklını kaybettiği bildiriliyor.

Erzurum’da :

Erzurum’un 18 km kuzeyinde Umudum dağlarına sırtını veren Arzıtı ( Yeşilyayla ) köyü Ermeni katliamına sahne olan meskun mahallerden biridir. Bir mereğe doldurulup yaktıkları insanların kemikleri 1988 yılında yapılan kazı sonucu ortaya çıkarıldı.

Bunlar gibi Ermeniler’in sebep olduğu nice olaylar ortaya çıkarılmış ve bunlar belgelenmiştir. Bunların tümünü burada göstermeye imkan yoktur.

Daha sonra; 10 Ağustos 1920'de Fransa'nın başkenti Paris'in 3 km. batısındaki Sevr (Sèvres) banliyösünde Osmanlılarla İtilaf Devletleri arasında Sevr Antlaşması’nın imzalanmasından sonra , bu antlaşmanın hükümleri dolayısıyla , Anadolu paylaştırılmış ; Güney-Doğu Anadolu Bölgesinin büyük çoğunluğu  İngiliz-Fransız ortak  işgal bölgesi olarak ayrılmıştı. Bölgeye önce İngilizler girmek istemişler; Bölgenin belalı bir yer olduğunu görünce  yerlerini Fransızlara bırakmışlar , askeri birliklerinin çoğu Suriye’de  bulunan Fransızlar, Gaziantep, Kahraman Maraş, Şanlı Urfa kentlerini işgal etmek üzere harekete geçmişlerdir. 1919-1921 yılları arasında süren muhasaralar, insanların aç bırakılarak öldürülmeleri; Ermenilerle birlikte Türklere envai türlü işkencelerin yapılması bu tarihlere rastlar ; G.Antep; K.Maraş; Ş.Urfa bu tarihlerde merkezi hükümetin yardımlarından uzak kendi savaşlarını verirler ve Fransızları geri püskürtürler. “1920 yılında, Antep’i işgal eden Fransa, Antep’te yaşayan yerli Ermenilerden oluşan bin beş yüz kişilik “Ermeni Alayı” ile yirmi bin kişilik Fransız ordusu sivil Antep halkını aylarca kırmıştır.  Yerli Ermenilere, “size Ermeni Kilikya Devletini kurduracağız”  diyen Fransa,  Ermenileri Türklere karşı isyana teşvik etmişlerdi” (1)

Fransız işgali ve Ermeni tedhişi sonucu Gaziantep çevresinde sivil halktan 10 bin kişi ölmüştür. Bu bir soy kırım değil midir?

Tabii , bütün bu soykırımların hesabı da bir gün sorulur. İnsanlığın gözü hep mi kapalı kalacaktır.
…………………….
1. http://www.hakimiyetimilliye.org/index.php/hm-yazarlari/cevat-kulaksiz/1081106-fransizlar-gaziantep-te-turk-soykirimi-yaptilar-cevat-kulaksiz.html

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..