- Kategori
- Güncel
Ermenistan’ la imzalanmaya çalışılan ve imzalanabilen protokol…

Bu sorgulamada; protokol gerekli miydi, kimin için yararlı ya da zararlı gibi yüzlerce konu vardır ama onlara girmeyeceğim. Sonradan, başkalarıyla yapılmış ve bilmediğimiz anlaşmalar yoksa, Diaspora bu denli kızgın olduğuna göre, Türkiye için kötü birşey olmayacak gibi de görünüyor.
Konumuz; dün televizyonun karşısında çakılakalıp, bir ‘’ tarihi ’’ anlaşmaya tanık olma düşüncesiyle beklerken gördüğümüz, protokolün imzalanacağı binaya; gülen, sevimli mi sevimli, insanı dinginliğe iteleyen yüzüyle ilk gelen olup, ardından ABD Dışişleri Bakanı’ nın, Ermenistan Dışişleri ekibinin gelmeyeceğini öğrenen Dışişleri Bakanı’ mızın durumu…
Şimdi SORGULAYALIM;
Dışişleri bakanlıkları; değil birkaç dakika, birkaç saat, birkaç gün, birçok ay, yıl, yüzyılın bile hesabını yapabilen, öngörebilen insanların konuşlandığı, görevlendirildiği alanlardır. Ya da olmalıdır.
Milletin vekili olan kişi, hele milletin vekillerinin seçtiği cumhurbaşkanının ‘’ Al yönet! ‘’ diye teslim ettiği ülkenin başbakanı tarafından, dışişleri bakanlığı gibi, ülkenin, en hafif deyimiyle; saygınlığının, şerefinin, haysiyetinin teslim edildiği makama getirilirse, yaşanmış olan öyle bir durumda ne yapmalıydı?
Kaç kişinin tercihiyle o makama gelmiş olursanız olun, kimlerin yönlendirmesi, emri ile seçilmiş ve oraya konmuş olursanız olun, o anda sizin oradalığınızda en küçük bir sorumluluğu olmayan milyonlarca insanı da temsil etmekteyseniz, nasıl davranırdınız?
Dindar insanlar sabır insanlarıdır. Dışişleri Bakanı da inanılmaz bir sabır sahibi olduğunu göstermiştir. Yani iyi bir dindar olduğunu…
Ama uluslar arası ilişkiler din iman işi değildir.
Dün yaşanan olayda siz olsaydınız ne yapardınız?
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yüzde kaçı orada kuzular gibi beklerdi?
Çoğunluğun temsilcisi idiyseniz, çoğunluk o şekilde mi davranırdı?
Haydi sorgulayın ve yorumlarınızı iletin bize, okuyanlar doğrusunun hangisi olduğunu sizden öğrensin.