Erzin ve Narenciye

“Akdeniz ikliminin karakteristik özelliklerini taşıyan Erzin ilçemiz; uygun iklim şartları, toprak yapısı ve arazi koşulları sayesinde güçlü bir narenciye dikim alanına ve üretim potansiyeline sahiptir. İklim koşulları ve uygun toprak yapısına ilaveten; gelişen tarımsal üretim teknolojileri ve iyi tarım uygulamaları (Europgap) sayesinde ilçemizde yüksek kalitede narenciye üretimi gerçekleştirilmektedir. Özellikle Portakal – Washington Navel ve Mandarin - Satsuma (Rize) çeşitleri yüksek kalitesi sayesinde Avrupa, Rusya ve Ortadoğu süpermarket ve hal pazarlarında yoğun taleple karşılaşmaktadır. Dolayısıyla ilçemizin temel gelir kaynağını narenciye üretimi oluşturmaktadır.2007 yılı verilerine göre ilçemizde yetiştirilen toplam 400.000 ton narenciyenin 2/3 ü bölgemizde faaliyet gösteren Narenciye Paketleme ve İhracat Firmaları tarafından ihraç edilmiş olup geri kalan kısmı yurtiçi piyasalarda değerlendirilmiştir.

Bölgemizin ve ilçemizin önemli gelir kaynaklarından olan narenciyenin 2008–2009 yılı hasat ve ihracat sezonunun yaklaştığı şu günlerde geçtiğimiz sezon yaşanan olumsuzlukların tekrarlanmaması için; üreticilerimize, ihracatçılarımıza ve hükümetimize önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir. Özellikle ülkemizin toplam yaş sebze ve meyve ihracatının % 30 unu gerçekleştirdiğimiz Rusya ile geçtiğimiz sezon yaşanan ve ilaç kalıntısından kaynaklanan ihracat krizinin tekrarlanması bölgemiz için bir felaket olacaktır. Bunun için üreticilerimiz ilgili resmi kurum ve kuruluşlar, meslek odaları ve ihracatçı birliklerimiz tarafından uyarılıp yönlendirilerek ilaç kalıntısına karşı doğru, etkin ve yaygın uygulamalar ve mücadele sağlanmalıdır.

Mücadelenin etkin ve izlenebilir olması için mülki idare, ilgili tarım müdürlükleri, mahalli odalar, ihracatçılarımız ve üreticilerimiz arasında koordineli bir çalışma gerekmektedir. Bu konuda il ve ilçe Tarım müdürlüklerinin başlatmış olduğu bilgilendirme toplantıları memnuniyetle karşılanmıştır.Ancak yeterli değildir. Ayrıca narenciye ihracatında uygulanan destekleme primleri arttırılarak; rekabet içerisinde olduğumuz ülkelerdeki uygulamalar da dikkate alınarak tatmin edici bir seviyeye getirilmeli ve mutlaka erken (Eylül ayı içerisinde) açıklanmalıdır. Son yıllardaki uygulamalar izlendiğinde destekleme primlerinin 80 usd/ton lardan 40 usd/ton lara düştüğü görülecektir. Ayrıca primlerin geç açıklanmasından kaynaklı olarak ihracatçımız önünü görememekte ve alım yapamamaktadır. Şu anda bölgemizdeki ihracatçıların toplam ihtiyaçlarının ancak % 10 u kadar alım yaptıkları gözlemlenmektedir. Bu da doğrudan üreticilerimize yansımakta ve dolayısıyla ilçemizin bölgemizin ve de en önemlisi ülkemizin önemli gelir kaybına uğramasına yol açmaktadır.”