Eş Seçiminde Dikkat Edilecek Konular

Eş seçiminde adayın sizinle ortak düşüncelere sahip olması önemlidir. Ama bundan daha da önemlisi ruhların uyuşmasıdır.  Dolayısıyla sadece düşüncelere veya fiziğe bakılarak karar bizi uygun eşe götürmez.  Çünkü bu, sınırı belli olan geçici bir arkadaşlık ilişkisi değil, her gününü birlikte geçireceğiniz, ortak kararlar vereceğiniz ebedi bir yol arkadaşlığıdır; Sonsuz bir arkadaşlıktır. Bunun içindir ki ilk görüşmede filmlerde bize yansıtıldığı gibi bir anda karşınızdaki kişiye âşık olup, “işte aradığım beyaz atlı prens / dünya güzeli bu” demeniz şart değil,

Ayrıca eş adayına böyle ani âşık olmak çok sağlıklı bir durum da değildir. Nitekim bilinçaltı kuramcılarına göre, kişinin eş adayına aşık olması, her zamanda  onun etkileyici bir olduğu anlamına gelmiyor. İnsan,  bazen de  çocukluk döneminde yaşadığı  travmanın yol açtığı nevrotik etkileri gidermek amacıyla  anne-babasına benzeyen birine aşık olur. Yani  çocukluk travmaları olan kişilerin eş seçiminde aradığı gerçek şey, aşk değil, onların yetiştiren insanların baskın kişilik özellikleridir. O özelliklere sahip birini bulunca da ona aşık olurlar.

Dolaylısıysa eş adaylarının ilk görüşmede birbirlerinde arayacakları özellik ruhların birbirinden hoşlanması olmalıdır.  Ruhlar birbirine ısındıkça, o kişi gözünüze güzel gelir. Onun için ilk görüşmede ruhların birbirini sevmesi, en azından hoşlanması gerekir. İlk gördünüz hiç hoşlanmadıysanız, sizi rahatsız eden bir şey var demektir. O zaman hemen karar vermeyin ikinci bir randevu daha talep edin.

Hoşlanmak görünen özelliklerle ilgili değildir. Aday çok güzeldir ve çok yakışıklıdır, ağzı iyi laf yapıyordur veya kalemi güçlüdür. Size sosyal medya üzerinden güzel iltifatlar içeren sözler yazıyordur. Bütün bunlara rağmen karşı karşıya geldiğinizde, ne olduğunu ifade edemeseniz de sizi rahatsız eden bir şey varsa, ruhlarınız birbirinden hoşlanmamış olabilir.

Ama ruhlarınız birbirinden hoşlandı ise size göre çirkindir; ama yine de sempatik gelir. Aradığınız fiziki güzellikler belki yoktur fakat size çekici gelir.

Evlilik öncesi görüşmelerde hep konuşmayın birbirinizi tanımak için biraz da susun ve ruhunuzun sesini dinleyin.

Kısacası önce kalbinize sorun, sonra aklınıza. İkisinin de görüşü kıymetlidir, ikisinden birini yok saymayın.

Evlilik öncesi görüşmeler çok uzatılmamalıdır. Bunun daha sonra telafi edilmeyecek birçok sakıncası ortaya çıkabiliyor. Örneğin taraflardan birisi daha fazla hoşlandığı ve kalbini verdiği için adaya âşık olabiliyor. Sonradan da diğer taraf “bu iş olmayacak, çünkü birbirimize uygun değiliz” dediği zaman da diğer taraf ciddi anlamda hayal kırıklığı yaşayabiliyor.

Birkaç görüşme ve anlaşma karar vermek için yeterlidir. Nişanlılık dönemi de pek uzatılmamalıdır. Fazla görüşmekten ve tartışmaktan dolayı da sıkıntılar yaşanabiliyor. Daha da kötüsü ayrılma durumu söz konusu olduğunda, ne olursa olsun kişileri ciddi anlamda sarsabiliyor. Özellikle bir taraf çok sevmiş ve aşık olmuşsa travma derecesinde bir ruhsal yıkım olabiliyor.