Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Aralık '20

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

ESKİŞEHİR GÜNLÜĞÜ

   Rengarek cafeleri, genç neslin yoğunlukta olduğu caddeleri, tarihi Odun pazarı evleri, Avrupa rüzgarı estiren porsuk çayı, tadı damağınızda kalacak çi böreği ve balaban köftesi... Kısaca Eskişehir :)

   Neresi olduğunun çok da bir önemi yok, yeni bir şehire ayak basmak, oranın havasını solumak, bambaşka coğrafyalarla kucaklaşmak her zaman bende heyecan yaratmıştır ama Eskişehir'in bende ki yeri farklı. Çünkü uzun yıllardır kendisine kavuşma hayali kuruyorum. Nasip bir Kaş tatili dönüşü oldu. Dolu dolu iki gece geçirdim ve iyi ki gelmişim dedim. O halde Eskişehir' de ne yapılır, nerelere gidilir, ne yenir diye merak eden herkesi Eskişehir' e ışınlıyorum:)

   Öncelikle Eskişehir' de konaklayacaklar için bir otel önerisinde bulunarak başlamak istiyorum. Siz de benim gib, ''Çantaları bırakalım, kalacak yeri önce bir ayarlayalım rahat rahat gezelim'' diyenlerdenseniz, doğru Odunpazarı'na... Osmanlı'dan izler taşıyan bu tarihi evlerden otele dönüşmüş olan Paşa Konağı otelin sizi evinizdeki kadar rahat hissettireceğinin garantisini veriyorum. Tertemiz ve özenle döşenmiş odaları, sıcak ve samimi personeli ve masmavi ve bir o kadar da sevimli bahçesinde yaptığımız kahvaltı ile burası bizden tam not aldı. Aynı zamanda gezilmesi gereken tarihi Odunpazarı evleri,Odunpazarı çarşısının içerisindeki Balmumu müzesi, Çağdaş Cam Sanatları Müzesi, Kurşunlu Cami külliyesi,Lületaşı Müzesi,Atlıhan El Sanatları Çarşısı, Yeşil Efendi Konağı otele yürüme mesafesinde. Bu yerleri gezip gördükten sonra soluklanmak isterseniz mutlaka Odunpazarı sokaklarında karşınıza çıkacak  şirin mi şirin Tarihi Kum Kahvecisinde  bir kahve molası verin ve Lületaşından ve üflemeli camdan, her biri itina ile yapılmış dekoratif ürünlerden almadan Odunpazarı'na veda etmeyin.

   Şimdi  sizi yeşile doyuran, hayvanlar alemi ile tanıştıran, rengarek çiçeklerle bezeli Japon bahçesi ile kendine hayran bırakan Sazova Bilim Kültür ve Sanat parkına götürüyorum. Baştan söyleyeyim burayı gezerken epey yoruluyorsunuz. Hem yetişkinlere hem çocuklara hitap eden bir çok aktivite mevcut. Oldukça büyük bir alana konumlanmış bu park, size eğlenceli zaman geçirmeyi vaat ediyor. Aynı zamanda içerisinde Nuh'un gemisi,masal şatosu,akvaryum bulunuyor fakat biz ne yazık ki bu alanları pandemi sebebi ile ziyarete kapalı olduğundan gezemedik.  Çok küçük bir bilgi daha vereyim, parka giriş ücretsiz. İçeride görmek istediğiniz yerlere giriş ücreti var ama bunlar da çok cüzi rakamlar diyorum ve şimdi de sizi benim çok sevdiğim ve ayrılmakta zorlandığım Porsuk çayına götürüyürum. Burası o kadar canlı, cıvıl cıvıl bir yer ki... Cafeler adeta birbiri ile yarışıyor. Önce karnımı doyurayım derseniz porsuk çayı karşısındaki cafelerin birinde mutlaka çi böreğin tadına bakın. Hemen arkasından porsuk çayına verin sırtınızı ve bir iki fotoğraf çektirin. Tabi buraya kadar gelmişken Porsuk çayının olmazsa  olmazı gondol yada bot turuna katılmayı unutmayın. Hatta benden size tavsiye ikisini birden deneyin :) Akşam şehrin ışıkları sönüpte, cafeler yıldız gibi parlamaya başlayınca mutlaka cafelerin birine oturup, gençlerin kıpır kıpır enerjisi ile içinize doldurun.

Not: Gittiğimiz cafede yaş ortalaması 17-23. Benim yaşım 30 :) İnanın o ortama girene kadar yaşımın farkında değildim. Eskişehir gerçekten de tam  ''öğrenci şehri''...

Bir gün yolunuzun düşmesini beklemeyin mutlaka Eskişehir'e gidin. İnanın pişman olmayacaksınız.

Başka bir şehirde görüşmek üzere, gidilecek yollarımız bitmesin...

 

 
Toplam blog
: 14
: 72
Kayıt tarihi
: 26.08.20
 
 

OkurGezerYazar... ..