- Kategori
- Deneme
Eskiye Göre Ülke İyi
Her ne kadar adaletsizlikten, gelir dağılımı eşitsizliğinden söz ediyorsak da geçmişlere baktığınızda ve günümüz Türkiye'siyle karşılaştırdığımızda her şeye rağmen adaletsizlik gelir dağılımı dengesizliği dahil güzel günlere doğru geldiğimiz bir gerçektir.
Teknolojinin gelişimi sayesinde üçüncü dünya ülkeleri bile harekete geçerek piyasa ekonomisi ile tanışarak kendini yenileme çabası içine girmiş ve yaşam kalitelerini geliştirmeye başlamıştır.
80'den sonra ülkede geliştirilen serbest piyasa ekonomisi küresel sermaye tarafından çeşitli yöntemlerle ülke ekonomisini dolaylı yollardan sömürmeye çalışılıyor olmasaydı ülke halkının yaşam standardının daha üst seviyelerde olmuş olacağı kesindi. Bir kere bunun altını çizelim.
Bu bağlamda şunu da söylememiz gerekir. Liberal ekonomi kurallar ve adalet çizgisi üzerinde hayat bulduğunda iyi bir ekonomi anlayışı olduğu, bu ekonomi kurallar dışında yönetilmeye çalışıldığında maalesef toplum ahlakı başta olmak üzere her türlü kirlenmişlik kaçınılmaz oluyor.
Toplumumuz bu geçiş dönemini de atlatacaktır. Daha güzel günler göreceğiz toplum olarak.
Teknoloji henüz dünyada bu denli gelişmediği dönemlerde ülkemizdeki yansımaları farklı oluyordu. Eğitim seviyesinin oldukça düşük seyreden ülkeden çok şey beklemek akılsızlık olurdu. Karanlık bğr Türkiye'den bahsediyoruz.Henüz köylerine yol su elektrik hizmetleri olmayan ülkeden bahsediyoruz.
İşte böyle karanlık bir ülkenin bireylerinden de fazla şey beklenemezdi. 40-50 yıl öncesi Türkiye'den söz ediyorum.
Öyle bir dönemdi ki o yıllarda hala ataerkil aile düzeni devam ediyor, aile içinde en yaşça büyük kişinin dediği oluyordu. Aile reisinin bir dediği iki olmuyordu. Aile reisinin kurallarını çiğneyen olursa mirastan mahrum etme şantajları kullanılıyordu. Mesela aile reisi bir öneri sunduğunda ve o öneri aile içinde kabül görmediğinde tüm kanuni mirasları elinde barındıran aile reisi öneriye karşı çıkanı derhal dolaylı yolları kullanarak mirastan mahrum bırakılırdı. Öyke ya herşeyşn tapusu aile reisinin elindeydi. Bugün öyle değildir tabiki, ülkeye teknolojinin de girmesiyle vede topkumun temel hak ve özgürlükler bağlamında gelilme göstermesiyke birlikte durumlar değişmiştir tabi ki.
Sadece ataerkil aile düzeninde değil, o yıllarda anadolunun bazı ailelerinde aile planlaması kavramı gelişmediği için bir ailede yedi sekiz on çocuğu olanlar vardı. Doğal olarak çocuklar arasında yetenek farklılıkları söz konusu olurdu. Baba'nın yapacağı şey, yetenekli çocuğunu yeteneksiz çocuğuyla birlikte iş kurmaları. Çok da güzel yaklaşım fakat söz geçiremediği çocuğuna şark kurnazlığı yaparak en büyük çocuğunu devreye sokar amacına ulaşırdı baba olarak. Yani diyelim ki bir çocuğu kendi gayretleriyle bir iş yeri açmaya kalktığında devreye en büyük çocuğunu devreye sokarak; 'iş yerini açtırmıyorum, küçük kardeşini yanına alırsan açtırırım' diyerek kiralanmış olunduğu iş yeri bile geri verilirdi sahibine. Sonrasında farklı sonuçlar da doğurabilir olurdu eğer iş yeri açmak isteyen çocuğu hayata farklı gözlerle bakmasını bilmeseydi. Sonrasında çok dramatik çok trajik. İş yeri başkasına kiralanır. Yalvarılır yakarılır tekrar kiralanır yeniden türlü trajedilerden sonra..
Çok zor yıllardı o yıllar. Şimdi daha aydınlık ülkede (her şeye rağmen) daha güzel insanlarla daha güzel toplumda daha güzel yarınlara.