- Kategori
- Fotoğraf
Estetik bakış açısıyla arkeoloji fotoğrafçılığı
Xanten - Almanya
Eski Yunanca aisthesis sözcüğünden türetilen estetik kelimesi, duyumsamak, algılamak anlamındadır. Estetik, herkesin ulaşmaya, çözümlemeye çalıştığı bir düşünce yapısı olan güzellik felsefesidir. Ayrıca estetik, güzelin üzerine düşünme ve ne olduğunu irdeleme etkinliğidir. Estetik biliminin temelleri, ilk olarak 18. yüzyılda Baumgarten (1714-1762) tarafından atılmıştır. Bu kavram her ne kadar bağımsız bir felsefe disiplini olarak ikiyüz yıllık geçmişe dayanıyor olsa da, aslında estetik problemler eskiçağlardan günümüze tartışıla gelmektedir. Platon estetik değerlerin insandan farklı bağımsız bir “idea” olduğu ve bunun soyut olarak var olduğunu ileri sürer. Ayrıca Aristotales, “poetika” adlı eserinde sanata ve estetiğe olan bakış açısını detaylı bir şekilde anlatmaktadır. Özellikle Rönesans döneminde bu kavram üzerine büyük tartışmalar yapılır. Tartışmalarda ağırlıklı olarak; estetik varlığın gerçekliği, özü ve güzelliği ile insanın bunu algılayabilmesi üzerinedir.
Alman düşünür Baumgarten’e göre estetik; “Güzel üzerine düşünme, onun ne olduğunu araştırma sanatıdır”. Bu fikirden yola çıkarak ben de estetik bakış açısını arkeolojik eserler üzerinde düşünmeye başladım. Fotoğrafçılıkla birebir ilgilenmeye başladığım 2001 yılından itibaren birçok arkoleojik kazı ve yüzey araştırmasına katıldım. Bu çalışmalarda ortaya çıkan eserlerin fotoğraflanması, belgelenmesi hep dikkatimi çeken bir alandı. Özellikle 8 yıldır çalıştığım Doç. Dr. Emel Erten başkanlığında yapılan Olba Arkeolojik Yüzey Araştırmasında, araştırma arşivi için yaptığım çekimler beni gün geçtikçe farklı bir düşünce yapısı kazandırdı. Her yıl yaz döneminde, ortalama bir ay kaldığımız Olba antik kentinde eserler üzerinde yaptığım binlerce çekim sayesinde, arkeolojik materyallere bilimsel olarak nasıl yaklaşmam gerektiğini öğrendim. Her yıl ayni eserler üzerinde çekim yaptığım için, eserlerin var olandan farklı şekilde nasıl fotoğraflanabileceği hakkında fikir yürütmeye başladım. Güneşin konumunu, ışık koşullarını, açıyı, fotoğrafa üç boyut katarak alan derinliğini oluşturmayı, renklerin nasıl daha canlı yakalanabileceğini hesaplayarak çekimler yapılması ve bu çekimlere yerel halkın arkeolojik eserlerle iç içe olan günlük yaşantılarının dahil edilmesi gibi düşüncelerim, arkeolojik eserlerin estetik bakış açısıyla yoğrularak fotoğraflanması, idealimin temelini oluşturdu. Önceleri araştırma arşivinde coğrafi çekim kategorilerine aldığımız Olba’nın genel görünüm fotoğraflarının çekimi sırasında amatörce görüntünün önlerine çiçekler, devasa kayalar ekleyerek denemeler yapmaya başladım. Ancak bu işin daha detaylı olması gerektiği düşüncesiyle estetik değer yargılarının, eskiçağdan günümüze kadarki gelişimini ve tarihini inceleyerek, bazı kavramları daha iyi özümsedim. Bilimsel materyal niteliğindeki arkeolojik buluntular benim gözümde sanatsal değeri olan eserler oldukları için, arkeoloji fotoğrafçılığının, bilimle uğraşan biri olarak faydalandığım bir kaynaktan öte, daha farklı alanda değerlendirilmesi gereken estetik bir olgu olduğunu düşünüyorum.
Arkeoloji’de gerekli olan bir belgeleme tekniği vardır. Sayın Aykan Özener, arkeologlara eski eser fotoğraflarının neden gerekli olduğunu şu şekilde açıklar; “…fotoğraf, arkeologlara, arşiv yapmayı sağlayacak, çizimlerin, ölçümlerin gerektiği, karmaşık durumlarla uğraşacak vakti olmadığı zamanlarda belgeleme amaçlı hizmet eder. Doğru bir teknik kullanılarak çekilmiş bir fotoğraf sayesinde, kazı alanını gezmeden de tanıyabilmeli, bir arkeolojik objeyi görmeden de doğru ölçü ve biçiminde algılayabilmeliyiz…” Ancak bir de insanların ve fotoğrafçıların gözüne hoş görünen, estetik açıdan bir duruşu olan, tarihi eser dediğimiz zaman “eser” sözcüğünü tam olarak karşılayan arkeoloji fotoğraflarının olması gerektiğini düşünüyorum.
Fotoğraf sanatında başarılı olan kişilerin estetik gözünün gelişmiş olduğunu çok iyi bilmekteyim. Ancak bu yeti, belirli fotoğraf kategorileri için kullanılıyor. Arkeolojik fotoğraflar da bilimsel yada turistik çekimler olarak genellikle değerlendiriliyor. Bu yüzden estetik bakış açısıyla birlikte tarihi eserlere bir taş gözüyle değil geçmişten kalan kültürel bir değer gözüyle bakılmasını sağlamamız gerekmektedir. Arkeologlar Derneği Mersin Şubesi ile Türkmen Koleji’nin ortak çabalarıyla gerçekleştirdiği Küçük Arkeologlar Projesinde bir de fotoğraf yarışması düzenlendi. Bu yarışma öncesinde öğrencilerle “Nasıl Estetik Arkeoloji Fotoğrafları Çekilir” başlıklı iki saatlik uygulamalı bir seminer gerçekleştirdim. Takiben çocuklarla birlikte Mersin’de birçok antik kent ve müze dolaştık. Yarışmaya dahil edilen fotoğrafları gördüğümde çocukların bakış açılarının ne kadar değiştiğine şahit oldum. Bu da bana estetik gözün ya da düşüncenin arkeolojik eserlere de yansıtabileceğini gösterdi.
Bu tür yaklaşımlar sayesinde eski eserlere bakış açısının zamanla değişeceğini düşünmekteyim. Görsel anlamda estetik olan fotoğraflarla arkeolojik eserlere ilgi bir nebze de olsa artacaktır. Özellikle tanıtım amaçlı, halkı bilgilendirmeye yönelik müze afişlerinde ya da broşürlerde gördüğümüz çoğu arkeolojik fotoğraf bilimsel nitelik taşımaktadır. Ancak şu düşünülmelidir ki; arkeoloji ile birebir ilgisi olmayan kişilere tanıtım yapmak için bilimsel arkeolojik fotoğraflar yerine estetik, göze hitap eden, eski eserlerin fotoğraflarını sergilemek daha akla yatkındır.
Estetik Arkeoloji Fotoğraflarının Püf Noktaları
*
Öncelikle arkeolojik eserleri fotoğraflarken yazımızın konusu olan estetik bakış açısını özümsememiz gereklidir. Ernst Haas şöyle der; “Bir fotoğraf herhangi bir etkileşimin sonucunda doğar, eğer güzellik içimizde olmasaydı nasıl fark edebilirdik ki onu?” Bir etkileşim yaratmamız gerektiğinden yola çıkarak, bu tarza yakın olan fotoğrafları iyi irdelemek gerektiğini düşünüyorum. Bununla birlikte içimizdeki var olan estetik duygu ile özgün fotoğraflar yaratılacaktır.
*
Fotoğraflanacak eserin içeriği de çok önemlidir. Dask-Dogay’ın Mut’ta düzenlediği fotoğraf yarışmasındaki jüri üyelerine yaptığımız arkeolojik gezi sırasında, fotoğraf duayenlerinin ortak olarak değindiği nokta; arkeolojik eserlerin fotoğraflanmasında mutlaka o eserin içeriğinin de bilinmesinin gerekliliğiydi. Eski eserlerin çekimleri sırasında materyalin ne gibi işlevde olduğunu bilmek, fotoğrafçının bakış açısını da etkiler. O yüzden çekim için özellikle ören yerlerine yada müzelere gitmeden önce o yöre hakkında ve eserlerin niteliği hakkında akademisyenlerin yazdıklarını en azından popüler yayınları incelemek ve bilgi almak çok doğru bir yaklaşım olacaktır.
*
Arkeolojik eserlerin fotoğraflanması sırasında ışığın çok önemli bir unsur olduğunu düşünüyorum. Özellikle arkeolojik eserlerin yapısı itibariyle sert ışıkta detaylar kaybolacaktır. Güneşin yattığı zamanlar arkeolojik fotoğraflar için en uygun zamanlardır. Özellikle de detaylara vuran gölgelerin de önlenmesi gerekir.
*
Genellikle ören yerleri yaz aylarında dolaşılır. Bu yüzden de hava koşulları estetik anlamda çok müsait olmaz. Havanın bulutlu olduğu zamanlarda bulut kümeleri ile arkeolojik eserlerin uyumu çok hoş bir görüntü oluşturmaktadır
*
Ayrıca kış aylarında karelenen arkeolojik eserlerin azlığı da dikkat çekmektedir. Karın verdiği estetik etki arkeolojik eserlerde çok bilinmese de çok güzel görünmektedir.
*
Ören yerlerinde dolaşırken yüzeyde birçok kültür varlığına rastlarız. Bu eserler arasında; büyük tapınaklar, savunma kuleleri, agoralar, sütunlu yollar, hamamlar, anıtsal çeşme binaları, su kemerleri çeşitli tipteki mezarlar ve sivil yapılar olabilir. Bu tip mimari yapılar genellikle geniş alanları kaplar. O yüzden geniş açılı objektiflerle çalışmak daha iyi sonuçlar almamız bakımından önemlidir. Bu tip ekipmanlarla çalışarak alan derinliği de sağlanmış olacaktır.
*
Dijital devrim ile gelişen fotoğraf sanatı, bazı imkanları da beraberinde getirmiştir. Tartışma konusu olan manipülasyon’un estetik arkeoloji fotoğraflarına dahil edilme konusu kişiden kişiye değişmektedir. Estetik bakış açısında önemli olan görsellik olduğuna göre bazı müdahaleler görsel anlamda başarılı sonuçlar verebilir. Ancak arkeolojik eserlerin var olduğu karelerde olmayan bir nesne fotoğrafa katılmamalı veya olan bir nesne çıkarılmamalıdır. Bu etik olarak daha doğru bir davranış olacaktır.
*
Fisheye (balıkgözü) objektifler de estetik arkeolojik fotoğrafçılığı için kullanılmaktadır. Ancak bu objektifler fotoğrafı ve yapıyı çok fazla deformasyona uğrattığı için dikkatlice ve özenle kullanılması daha sağlıklı olacaktır. Özellikle de antik tiyatrolar için fisheye objektifi önerebilirim. Bu alanda Yrd. Doç. Dr. Suat Ateşlier başarılı fotoğraflarıyla dikkati çekmektedir.
*
Eskiçağda taş ustalığı gelişmiş bir meslek koluydu. Bu meslekte uğraşanlar varlıklı ve statü sahibi kişilerdi. Bununla beraber eskiçağın en önemli yapı malzemesi olan taşın ince işçilikle işlenmesi, görsel anlamda estetik bir görünüm sağlamaktadır. Arkeolojik eserlerinin detayları da estetik arkeoloji fotoğraflarının konusuna dahildir. Eski eserin dokusunun karelenmesi, iyi bir ışıkla detaylarının ortaya çıkması, low key çalışması ile bir insan portresi çalışması yapar gibi plastik eserin fotoğraflanması ortaya çalışmamıza uygun karelerin çıkmasını sağlar.
Sonuç olarak arkeolojik eserlerin farklı bir bakış açısıyla algılanması için birçok meslek ve sanat koluna önemli görevler düşmektedir. Ülkemiz arkeolojik alan açısından dünyada sayılı ülkeler arasında olmasına rağmen bunu yeterince değerlendirememektedir. Özellikle de gün geçtikçe artan arkeolojik tahribat nedeniyle birçok eski eser yok olmaktadır. Bunun önüne geçmek için bilgilendirme bunun yanında da bilinçlendirme çalışmaları yapılmalıdır. Sanatçılarımıza, halkımıza arkeolojik eserlerin sadece bir taştan ibaret olmadığını göstermek için, arkeolojinin estetik yanını vurgulayan fotoğraflar yaratılmalıdır. Afişlerimizde, broşürlerimizde bu tip çalışmalar kullanılmalı insanların arkeolojiye olan bakış açılarının değişmesi sağlanmalıdır.
Tuna AKÇAY
(M.A.) Arkeolog - (M.A.) Archäologe
Köln Üniversitesi Arkeoloji Enstitüsü
Archäologisches Institut der Universität zu Köln
Anadolu Fotoğraf Dergisi - Anatolien Foto Magazin
Genel Yayın Yönetmeni - Verlagsleiter