Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mayıs '10

 
Kategori
Güncel
 

Et fiyatları ve ithalat izni

Et fiyatları ve ithalat izni
 

ET FİYATLARI VE İTHALAT İZNİ


Daha önce gözlemlediğimiz gibi birçok Süt Üreticisi Süt alımı yapan toplayıcı firmaların sütü düşük fiyatla almalarını protesto ederek sütlerini vermemeye başladı. Protestolarını daha da ileri götüren, çiftliklerinin giderlerini karşılamakta zorlanan süt üretici besiciler hayvanlarının bir kısmını değerinin altında satarak giderlerini ve borçlarını karşılamaya çalıştı, dolayısıyla azalan hayvanlar nedeniyle süt üretimi azaldı süt fiyatları yeniden yükseldi. Bu kısır döngü sonucu Süt üreticilerinin elinden ucuza alınıp kesilen hayvanların piyasaya sürülmesiyle et fiyatları oldukça düşük seviyelerde seyretti. Ancak kısır döngü sonucu azalan hayvan sayısı ve teşviklerin sadece BESİCİLİK düzeyinde kalıyor olması. Et sıkıntısı yarattı. Çükü ülkemizde Damızlık Üreticiliği ile uğrasan besici çiftlik sayısı ihtiyacı karşılayamaz duruma geldi. Oysa yurtdışından kesilmiş et ithalatı yerine, hamile dişi düveler ve damızlık erkek danalar getirtmiş olsa idi çiftliklere takviye yapılabilecek hayvan sıkıntısı yaşanmayacaktı.

Ne yazık ki ülkemizin ne bir hayvancılık DEVLET POLİTİKASI ne bir TARIM DEVLET POLİTİKASI, ne de EĞİTİM, SAĞLIK POLİTİKASI YOKTUR…

Palyatif çözümler, seçime, oya tahvil edilecek çıkarlar, kısır teşvikler, geçici önlemlerle günü kurtarma içindeyiz.

Et ihraç ederken ithal eden, pirinç ihraç ederken ithal eden, şeker ihraç ederken ithal eden hatta dünyanın sayılı buğday üretici olan ülkemiz buğday bile ithal eder haldedir. İşte tüm bunlar palyatif çözümler arasında sıkışmış politikalar sonucudur.

Normal şartlarda 15- ila 18 TL/kg. arasında olan kemikli et kesim fiyatları 20 liraların üzerine çıkınca tüketiciye de 26 ile 39 TL/kg fiyatlarla satılmaya başlandı. Her konuda olduğu gibi bu durumdan nemalanan spekülatörler olduğu söylenmektedir.

Hatta ithalata giden yolda şimdiden el ovuşturup ithalattan nemalanmak için bekleyen fırsatçılar olduğu da düşünülmelidir.

Bu arada canlı hayvan akışına da başka bir açıdan bakıldığında güney ve doğu illerinden daha önceleri kaçak et getirilirken bir süredir komşu ülkelerin hayvancılık teşvikleri sonucu bizden oraya kaçak et gönderilmeye başlandığı izlendiği de bir söylenti olarak dikkate alınmalımıdır acaba?

Bütün bu gelişmeler sonucu Bakanlar Kurulu Et balık Kurumu Genel Müdürlüğüne DAMIZLIK OLMAYAN CANLI SIĞIR İTHALATI için tarife kontenjanı açtı.

Buna göre 16000 ton sığır eti taze veya dondurulmuş 7500 ton da canlı sığır ithali için izin vermektedir.

Canlı için %10 Kesilmişler için %25 gümrük vergisi uygulanacağı açıklanmıştır. Bu uygulamanın da 31 ARALIK 2010 tarihine kadar devam edeceği açıklanmıştır.

Türkiye’nin yıllık Kırmızı et tüketiminin 650 – 700 bin ton civarında olduğu istatistiksel olarak belirlenmiş yapılacak ithalatın bu miktarın ancak % 3 lük bölümünü karşılayacağı öngörülmüştür.

İthalat yapılacak ülkeler için de Deli Dana hastalığı bakımından Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (OIE) tarafından ülkeler 3 ana gruba ayrılmış. 1. Grup Belirsiz riskli, 2. grup denetlenebilir riskli, 3. grup ihmal edilebilir riskli olarak tanımlanmış.Biz de bu ayrıma uyan ülkelerden başta Almanya, Macaristan, Estonya, Letonya, Litvanya dan alım yapacağız gibi görülüyor.

Bir başka Türkiye gerçeğini ise KAMUSEN in yapmış olduğu GIDA TÜKETİM EĞİLİMİ araştırmasından yüzümüze tokat gibi çarpıyor olmasıdır.

Kamusen araştırmasına göre Memur ayda sadece 100 gr et yiyebilmektedir.

Bu da demek oluyor ki günde 3 gr. et yiyebiliyor.

Bu araştırmadan sonra daha ne söyleyebiliriz.

Daha fazla bu konuyu irdelemek omuzlarımız ağır bir yük getirecek.

Tepkisiz Tüketici bir toplum olarak susmak yeğdir mi demeliyiz.

Çok yazık susuyoruz maalesef…

 
Toplam blog
: 39
: 670
Kayıt tarihi
: 30.11.09
 
 

1950 doğumlu. 4 yıl Kimya Mühendisliği eğitimi almış, 1969’dan beri İstanbul'da yaşayan, çağdaş kasa..