Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mayıs '09

 
Kategori
Siyaset
 

Etnik yapı sorunu mu Kürt sorunu mu?

Tez: Kürt sorunu, Türkler ile Kürtler arasındaki bir sorun değildir.

Türk bir üst kimlik olarak kullanıldığı için, Kürt Türk ayrımı zaten yanlıştır. Türk kelimesinin altında hangi etnik yapıdan olunduğuna bakılmaksızın T.C vatandaşı olmak niteliği yatar. Bunu Kürt-Türk ayrımı olarak koyduğunuz zaman, hangi etnik yapıdan olursa olsun, herkesin Kürtlerle ilgili bir sorunu var demeye getirilmiş olur.

Bu, varolan sorunları, öznesi Kürtlük olan bir sorun olarak koyma eğilimidir. Bu bir rüzgardır, eğilimdir, ülkede yaşanan vahteşe ilişkin sorunların çözümü bu eğilim altında kalmıştır. Bu yaklaşım Türkiye için yararlı sonuçlar getirmez, çünkü gerçek soruna ilişkin doğru bir koyut değildir.

Şimdi öyle bir hal oldu ki, artık sorun da sorunlu hale geldi. Evet, 'Kürt sorunu sorunu.'

'Kürt sorunu sorunu' çözülmeden Kürt sorunu çözülemez.

Kürt sorunu sorunu; bu sorunun salt kimlik sorunu olduğu; Türkler ve Kürtler diye iki tarafı olan bir sorun olduğu; silahların durması için bu 'iki tarafın' silahlara bırakması gerektiği; af çıkması gerektiği; PKK'nin en azından 'akil adamlar' düzeyinde bile olsa muhatap alınması gerektiği; dolaylı kabul ile, bugün gelinen 'iyi' noktanın, geçmişteki PKK'nin mücadelesinin bir eseri olduğu noktalarında takılmıştır.

Oysa bu sorun salt kimlik sorunu değildir, öznesi Kürtler olan bir Türk-Kürt ayrımı ve bu ayrıma bağlı bir sorun yoktur, silahların bırakılmasında iki taraf yoktur, tek bir taraf vardır. Dolaylı olarak PKK şiddeti bugünkü 'kazanımların' nedeni kabul edilemez. Suçun affedilmesi suç kavramını ortadan kaldıracaktır; PKK sorunun tarafı değil şiddetin tarafıdır. Şiddetten kaçmak için, şiddet onore edilemez ya da dolaylı olarak meşru gösterilemez.

Sorunlarından arındırılmış Kürt sorunu ise, temelde bireysel hak ve özgürlükler sorunudur. Türkiyenin, anti-milliyetçi olarak çözebileceği etnik yapılar meselesidir. Bunun tek bir tarafı vardır, Türkiye ve Türkiye'de yaşayan tüm insanlar. Bu sorun Kürt ve Türk ayrımında konulamaz. Kürtlerin bu sorunda öne çıkması, temel bireysel hak ve özgürlükler konusunda belki en çok onların sorunlar yaşamış olmasından kaynaklanır. Ancak, böyle olmakla birlikte, bu soruna ilişkin çözümün tarafları ile Kürt etnik yapısındaki vatandaşlar eşit konumdadır. Olmalıdır, yoksa öznesi Kürtlük olan tamamiyle başka bir manası olan bir çözüm aranmış olur.

Ancak Türkiye sütten çıkmış ak kaşık değildir PKK terörünün 12 Eylülden sonra özellikle büyüdüğü uzmanlarınca söyleniyor. Bu dönemde halka karşı işlenen, ve PKK tarafından işlenen her türlü suç ceasız ve infazsız bırakılmamalıdır.

Bu ikisi yapılmaz ise bugüne kadar yapılan şiddet doğrulanmış olacaktır, haklı çıkmış olacaktır. Bu noktaya silahlı mücadele ile gelinmiş olduğu söylenecektir. Nitekim, bunu reddeden pek kimse de ortada yoktur. Zamanın ruhu o hale gelmiştir ya da getirilmiştir.

İlker Başbuğ'un başkan olmadan önce söylediği bir söz vardı; 'İnsanların dağa çıkmasını engelleyemedik.' Başkan olduktan sonra da bunu tekrarladı. Bu önemli bir açıklamaydı, çünkü ilk kez, asker sorunun boyutuna ilişkin bir gerçeği aleni olarak ifade ediyordu. Çünkü sorunu doğru koyarsan çözüm bulabilirsin. İnsanların dağa çıkmaması için bir şeyler yapılacağı umudunu veriyordu bu söz. Bu ifade bugünlerde bu anlama ters başka önemli bir anlam kazandı. İnsanların dağa çıkmasını engelliyememiş olmak düşüncesi bir tür yenilgi içeriyor ya da PKK'yi muhatap almaya varacak derecede zamanın ruhuna hizmet ettiriliyor.

Sözün özü; suç affedilemez, onbinlerce insanın ölümü üzerine 'barış' kurulamaz. Barış tırnak içinde, çünkü bu kavram iki tarafı gerektirir, oysa Türkiye'nin sorunu, bugün ortaya konulmaya çalışılan Kürt- Türk ayrımında yatmaz, kendi içindedir. Kendi sorununu, tek başına kendi çözmelidir.

Kürt-Türk sorunu yoktur, Türkiye'nin etnik yapılar ve kültürel haklar sorunu vardır. Bunu anti-milliyetçi bir mantık ile çözmek elindedir, sadece kendi elindedir.

Bireysel hak ve özgürlükleri, Türkiye'nin genel ideolojisi olarak değil, belli döneme özgü faşizan milliyetçilik anlayışı elinde gaspeden tez, kendi antitezini Kürtlük babında PKK olarak yaratmıştır.

Şimdi artık tez olarak kabul edilme haline gelmiş olan PKK'ye karşı antitezinizi, bireysel hak ve özgürlükler temelinde, hiçbir etnik yapıyı özne yapmadan koyduğunuzda, PKK'nin meşru varlık nedeni kalmayacaktır.

 
Toplam blog
: 467
: 1012
Kayıt tarihi
: 21.10.07
 
 

Ankara'da yaşıyorum. Çeşitli güncel konularda, zaman zaman "Neden olaya böyle bakılmıyor?" diye düş..