- Kategori
- Doğa Sporları
Etraf Pandemi, Ben Yürüyorum
Her gün yürüyorum. Soğuk, sıcak, yağmur, kar,... farketmiyor. En az 2 saat...Açık hava misss...Etrafımda ağaçlar, çimen, doğa...Yanımda 1-2 arkadaş olursa hele en iyisi, hem hareket hem sohbet, sosyalleşmeye hasret kaldığımız bugünlerde...Arkadaş olmadığı günler benimle yürüyen kedicikler ağaçlarda müzik yapan kuşlar var. Spor fiziksel görünümümüzü güzelleştirmesi yanında beynimizden endorfin hormonu salgılatarak iyi hissetmemizi sağlar, depresyona karşı birebirdir. Kolesterolümüzü düşürür, nabzımızı ve tansiyonumuzu düzenler. Bizi yaşlanmaya karşı korur; fit ve sağlıklı bir vücuda sahip olmanın yanında beynimizin plastisitesini arttırarak zihinsel yaşlanmayı da
geciktirir. Yaktığımız kaloriler haricinde metabolizmamızı hızlandırdığı için de kilo almamızı önler.
Birçok aktivitemizin kısıtlandığı şu corona günlerinde yaptığım en
güzel hareket yürüyüş...İstanbul'un parklarını, ormanlarını
keşfediyorum bu sayede! Gençlik yıllarımdan beri spor salonlarında
spor yapan, oradaki aletlere, stüdyo derslerine alışık olan benim gibi
bir insan için epey bir değişiklik oluyor. Atatürk Arboretum'u enfes
mesela, çeşit çeşit ağaçlar, o ağaçların göletlere sarkan dalları,
dökülen yaprakları gözlere müthiş ziyafet çekiyor. Burada yürürken
gördüğüm manzaraları fotoğraf karelerine sıkıştırmaya çalışıyorum.
Benim gibi fotoğraf çekmeye meraklı birisi için burası bir cennet!
Sonra Kemer Country'deki golf sahasının dışında kalan ormanlık arazide
yürüyüş ayrı bir keyif...Sakin sakin golf oynayanları seyrederek, göz
alabildiğine yeşil bu parkur favorilerimden oldu. Cafe'ler açıkken
Kemer Country meydandaki Cafe'de yürüyüş sonrası Julius Meinl kahve ve
güzel sohbet, birkaç kahkaha...Daha ne isterim ki? Onlarca kare
fotoğraf da Kemer'deki manzaralardan çektim bu arada, o tam kıvamında
parlayan öğleden sonra güneşinin aydınlattığı fotoğraflar derhal
instagramımda yerlerini aldılar :)) Bir başka sefer de Tarabya'da yeni
açılan Atatürk Kent Ormanı'na gittik, orası da yemyeşil, sükunet ve
dinginlik veriyor insana...Yağmurlu bir günde biraz çamura battık ama
olsun, kendimizi iyice doğa ile bütünleşmiş hissettik. Şehir merkezine
yakın olması sayesinde gidiş gelişi de çok kolay. Hemen girişine bir
İşpark koymayı da ihmal etmemişler. Denemenizi tavsiye ederim. Bunun
haricinde tabii Maçka Parkı, Yıldız Parkı, Belgrad Ormanı gibi
klasikler var, mutlaka gidilip yürünülesi...Benim bir başka favorim de
Alkent'in yürüyüş yolu, hem yakın hem az insan, bol yeşillik, kedi ve
kuş, şehrin içinde bir vaha...Arkadaşlarımın da gelip gitmesi kolay
oluyor, isteyen 1 saat, isteyen 2, veya daha fazla, zevke ve
kondisyona göre tercih sizin...
Yürüyorum her gün, meditasyon gibi, ruhum ve bedenim özgürleşiyor, tam
bir terapi...yolum uzadıkça uzuyor...:)) 10,000 adım, 15,000 adım,
20,000 adım...İşte benim yürüyüş hikayem böyle, bir gün sizleri de beklerim
:))
- Toplam blog
- : 19
- : 103
- Kayıt tarihi
- : 08.02.21
Merhaba, bu blogda yaşadıklarımdan, ilgi alanlarımdan,...alıntılar yaparak sizlerle paylaşmak ist..