Euro 2008

Aslına bakarsanız, final günü yazamayı planlamıştım veya elendiğimiz akşamın ertesinde. 2008 Futbol maceramızı bir kez ele almak istiyordum, ama dün akşamki maçtan sonra klavyenin başına geçmeliyim diye düşündüm.
Öncelikle şu yaşıma geldim, ben böylesine bir şampiyona görmedim. Şansımızın bu kadar yaver gittiği bir dönem görmedim. Galatasaray'ın UEFA kupasını aldığı dönemde de benzer anlar vardı, finalin finalindeki penaltılar unutmadık. Ama Euro 2008 deki son iki maçımız inanılır gibi değil.
O ünlü futbol yorumcuları bile kelime bulamıyorlar. Yorum yapmakta zorlanıyorlar adeta. Şans meleği hiç bu kadar kendini göstermemişti.
Peki oynadığımız futbol, önceki yazılarda değinmiştim, hiç göze hoş gelmiyor, gol atmakta çok zorlanıyoruz ve basit hatalar yapıyoruz. Galibiyeti gönül rahatlığı ile yaşayamıyor, doksan dakikanın sonlarına dek kan ter içinde kalıyorduk. Yalan mı? Umutların tükendiği dakikaları kimse inkar edemez. Hani şu meşhur söz var ya, top yuvarlaktır diye kafamıza kazındı adeta.
Fatih Terim olayı da bir başka olay. Çevremde bir çok kişinin eleştirilerini hala duyuyorum, bir çok kişinin elensek de kurtulsak dediğini de biliyoruz. O tarifi zor şans Terim'in yanında, yapılacak birşey yok. Taktik anlayışı, futbolcuları motive etmesi önemli. Elinde malzeme de ortada. Görünen o ki Fatih Terim uzun yıllar Milli Takımımızı çalıştıracak. Götürdüğü para ayrı bir konu, kazandırdığı fazla olması önemli. Denge bozulana kadar bu hava devam eder.
Peki Türk Futbol'u için ne demeli. Çıkış devam ediyor. Keyif sürüyor. Geleceğe yatırıma devam. Futbolumuz açısından güzel günler devam edecek gibi.
Almanya maçı ne olur. Vallahi işte bu sorunun cevabı verecek bir kişiyi şimdi zor buluruz. Sakatlıklar, cezalar var, ama yürek yerinde. Asıl düşünecek biri varsa o da Almanlar olsa gerek. Ben Çek'lerden Hırvat'lar çekinmiştim. Şimdi o çekimserlik yok içimde. Belki de tılsım burada kim bilir....