Evlenmek isteyen bayanlara ilanen duyrulur

İnsanların en zayıf noktaları inançlarıdır.

İnançlarına kayıtsız şartsız teslim olur insanlar.

Dünya’da da en çok insanların uğruna öldüğü en önemli iki değerin “inanç ve milliyetçilik” olduğu tespit edilmiş.

Benim köyümde yaşayanlar, akşamlara kadar aynı kanallara bakıp, aynı haberleri izlerler. Fikir olarak bir arpa boyu yol almadan, Fizan’a kadar gidip gelirler.

Onlara göre en iyi başbakan, “namaz kılan” başbakandır.

Haberlerde, başbakanın her hafta Cuma namazını hangi camide kılacağını öğrenmek en iyi haberdir. Yaşamlarında bir gramlık değişiklik olmasa da, yaşam standartları artmasa da, kahvenin bir köşesinde akşamlara kadar pinekleyip, gelen misafirlerden beleş bir çay içmeyi marifet saymak… Önemsizdir. Önemli olan, inancı bütün olmaktır.

Başkalarının ikinci el elbiselerinin içinde, başbakanı alkışlamak en güzel davranıştır.

Artık köylere gelen seyyar satıcılar, dillerine Müslümanlığı taçlandıran sözleri almazlarsa satış yapamazlar.

Söze başlarken “selamünaleyküm sevgili din kardeşlerim” diye başlanmalı. İş bitince de iyi günler denmeyim,  “Allaha Emanet Olun” denmeli ki, bir daha gelişte satışlar katmerlensin.

*

İnsanların ceplerindeki parayı almanın en iyi yolu, kaliteli mal üretip satmak değil. Allayıp pullayıp satmak. Bu işin sırrı da inançları cilalamak. Ayakkabının derisini boş verin, cilaya bakın siz. Bu insanların en zayıf noktası, inançları. İnançlarına vurun cilayı. Binin sırtlarına, dokuz dağı dolaştırsınlar sizi. İnince sırtlarından “Allah Razı Olsun” diye ödüllendiriverin dilinizle. Size borçlu bile kalırlar.

*

Artık telefonlar, “Eselamünaleyküm” ile açılıp kapanıyor. Eğer birisi iyi günler diye başlarsa, bu bizden değil damgası çıkmaz mürekkeple vuruluyor. Kimileri karşısındaki kişinin zayıf noktasını biliyorsa, o kişinin beklediği hitabı kullanıp işini kıvırma siyasetleri yapabiliyor. Nabza göre şerbet ayakları yani. Yersen.

Kılık kıyafet, tip… Sakal bıyık… Konuşma, hitap şekli… Her şey. Bu gün karşı tarafı etkileme yöntemlerinin başında inanç geliyor.

Bak bunu size basit gibi görünen bir gazete ilanıyla göstereyim.

Adam İstanbullardan ilan vermiş, Çanakkale’deki bir yerel gazeteye. İlan besmeleyle başlıyor. Ben Müslümanım damgası vurulmuş. Gerisini siz okuyun ve yorumlayın.

“Bismillahirrahmanirrahim

40 yaşında İstanbul doğumlu öğretmenim. Evim, arabam, maaşım var. Çanakkale ve civarına yerleşmek iyi bir bayanla evlenmek istiyorum. Az engellide olabilir. Okul şartım yoktur.

Tel :....

Cep:....

Altında da bir not:

Çanakkale’ye 5-10 Km. civarında satılık veya kiralık bahçeli ev ya da arsa arıyorum.”

Bu ilanı aramaya cesareti olan varsa beri gelsin. İlanın içinde düşünülecek çok şey var. Birileri etkilenebilir mi?

Etkilenir.

Adam Müslüman. ilanı yazdırırken besmeleyi çekmiş. Yani oltayı atmış. Takılan takılır.

Ev, araba, maaş var. Yalnız evleneceği bayan kara cahil ve az buçuk engellide olabilirmişmiş.

İşsizlik oranının artığı bir ülkede, ballı kadayıf tatlısı.

Evlenmek isteyenlere ilanen duyrulur.