Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Şubat '09

 
Kategori
Deneme
 

Evler

Evler
 

Evler var her yerde, bildiğimiz taş duvardan örülü kanlı canlı evler.

Kime ne ifade eder az çok bildiğim, benim için sığınak ve sıcak yuva olan evler.

Benim evim kadar sıcağı, huzurlusu yoktur hayatımda.Dağınıktır, çoğu zaman pasaklıdır,
dostların canını sıkacak kadar, bana yakıştıramadıkları, bir öğrenci evine benzer.

Başka evler de vardır yolumun üstü oluveren ,
bazen beni taaa gençliğimin öğrenci servislerinin pencerelerinden baktıran.


Gürçeşme yokuşunun sağ tarafında,
sabah karanlığında,
uykulu,
yarı yorgun,
akşamdan kalma ders çalışma yorgunu gözlerimi parlatan ,
içinde yanan sarı, sıcak tek ampullü kahvaltıların edildiğini hayal ettiğim,
kapıyı çalıp giriveresim gelen sıcacık evler.................
''Ben de gelsem evinize tanrı misafiri,
azıcık uyuklasam kanepenizde, odun sobanızın çıtırtılarını dinleyerek .
Belki çaydanlıktaki çay suyu da cıssssssss ederek kaynamak üzere olur.
Dinlesem o müzigi, annemin yarım bıraktığım kahvaltılıklarını sizin evde tamamlasam,
kızarmış ekmekle, peynir ekmek yesem , bir bardak ta çay içsem
sizi rahatsız etmem,
sadece mutlu ediyor evinizi seyrederek okula gitmek her sabah ''

Özlediğim, görmeyi merak ettiğim o evlere ne oldu acaba?

Yıllar var yolum düşmüyor o taraflara.

Ama her çarşıya çıkışımda , yorgunlukla bazen, düşünmeden bakıveririm evlerin camlarına.

Evime dönüş yolunda olabilirim , ya da bir dost ziyaretine gidiyor da olabilirim.

Okul dönüşü alışveriş telaşında olurum .

Camlarına baktığımda , içinde insanların yaşamadıklarını sandığım evler de var.

Duygularım oyun oynayabiliyor bazen kendiliğinden, evlerin suçu yok zaten.

Taş duvar onlar.

Hele bir de tanığım insanların yaşadıkları evlerin önünden geçiyorsam tesadüfen.

''Girip orada olmak istermiyim?'' sorusunu soruyorum kendime, beynim oyun oynuyor bana.

Misafir olsam ne isterim?
Mutlu yüzler görmek isterim.

Dışarıdan bakınca içimi soğutmayan camlar görmek isterim.
Perdeler açık olsun isterim.
İçeride soğuk fayanslı laboratuvarda yaşanıyormuş duygusu veren evler vardır mesela.
Ya da müzevari korunan, iletişim kurmanın bile kurallara bağlı olabildiğini hissettiren evler..

Ya da sıcaklığı, mutluluğu dışarıdan belli olmasın, hep içeride kalsın diye korunan saklanan,
kapalı evler....

Eski zamanlardan örneğim bir ev gibi mesela:

Yaşlı akrabalarımızdan albay emeklisi bir aile büyüğümüzün evidir o ev.
Her bayram sabahı ziyarete gideceğiz diye , karnımda kramplarla uyandıran,
çocuklarının bile esas duruşta beklediği, loş salonlu, kısık sesin zorunlu olduğu,
çok sevecen insanlar olmalarına rağmen , bana bu duygunun hiç geçmediği
ev sahipleri vardı o evin.Çocukları dayılarım ve halalalrım sayılacak yaştaydılar.
Ama mutluluklarını hissedemezdim-yanağımı okşarken bile çok kontrollü oldukları için-
hep hanım hanımcık, minik cevaplar vermekten başka karşılık veremezdim kendilerine.
Boyunlarına, kucaklarına atlamak gelmezdi içimden hiç bir zaman....

Büyüdükten sonra , annemin sitemlerine, bazen de vefasız ve hayırsız hatta terbiyesiz
bir kız olduğumu sık sık kafama kakmasına rağmen ,
gitmedim hiç bir bayram ziyaretine bir daha o eve.

Eve dönüşlerimi sevdim en çok.

Huzurlu ve mutlu yüzler görsem de görmesem de her seferinde evimin içine girmeyi.....,

hep çok sevdim çok.

 
Toplam blog
: 66
: 576
Kayıt tarihi
: 26.01.09
 
 

1963 doğumluyum. İngilizce öğretmeliği yapıyorum. 20 yaşında bir oğlum var. İzmir' de yaşayan şan..