Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

13 Temmuz '16

 
Kategori
Kitap
 

Evlilik komedisi

Evlilik komedisi
 

Yazın okunacak kitaplardan


Doğumgünümde hediye edilen bu kitabı yazarı Sinan Akyüz’e Beşiktaş Mephisto Kitabevindeki imza gününde imzalatabilme mutluluğuna erişti. Yazarla sohbet etmek ve işlerimizden konuşmak, kadın- erkek ilişkilerinden bahsetmek keyifli zaman geçirmemize neden oldu. Bu nedenle, önce Sinan Akyüz’e teşekkür etmeliyim.
 
Yazarın son kitabı Evlilik Komedisi’ne gelince… Biri 45 yaşında, evlenmesinden umudu kesilmiş bir abla olmak üzere 35 ve 27 yaşlarında 3 bekar kızı olan bir annenin kızlarını evlendirme- kızların da evlenmek için aday bulma çalışmalarını konu alan, eğlenceli bir kitaptı.
 
Ben de kadın, sevgi- aşk ve ikili ilişkiler konularında yazan bir yazar olduğum için; esprili biçimde ele alınan 3 bekar kızın koca bulma çabalarına farklı gözle baktım. Sırf birileri istiyor diye, yaş daha da geç olmadan karşılarına çıkan adayları değerlendiren kızlar (daha ziyade ortanca isim olan Niver )etrafında geçen komik olaylarda editör gözüyle baktığımda sona bağlanmayan kısa tanışma hikayeleri görüyorum. Mesela ilk kez buluştuğu erkeğin üzerine aşırı alkol aldığı bir gece kusan bir kız, o ilerlemiş yaşında bile - olmayacağını bildiği halde- görüştüğü insana telefon edip, “olmayacak biliyorum ama kabalığımdan ötürü özür dilemek istedim” diyemiyor. Erkeklerin çirkin ve görgüsüz tutumlarını anlatırken, kadınların da onlardan çok da altta kalır yanları olmadığını ortaya koyuyor. Anneleri ile arkadaşlarıymış gibi rahatça konuşan kızlarda da nezaket ve terbiyeden eser görülmüyor. Yani aslında sevmedikleri erkeklerden pek de farkı olmayan kızlar, kendilerinden üstün birini arıyorlar ve bulamıyorlar. (Bu arada her kadının evlenmesi de şart değil. Toplumu dinlemeyin siz! Kitapta toplum istiyor, bekliyor diye evlenmek zorunda kaldığını hisseden kızların çabaları benim düşünceme uymuyordu.)
 
Konular sonlanınca birden bıçak kesmiş gibi bitiyor herşey. Ertesi günü ve son olarak atılan bir mesajı, telefon konuşması olmadan sonlanıyor her tanışma- görüşme olayı. Hep bir açıklama ya da özür görüşmesi, mesajı bekledim ama ne kızdan, ne erkekten öyle bir şey gelmeden konular kesildi. Bitti. Az geldi. Keşke uzasaydı. O konuşmalar ve yaşananlar da kaleme alınsaydı. Bilmiyorum, belki de yazıldı ama sonradan çıkarıldı. Bana birşeyler eksik geldi.
 
Bu kitaptan eğlenceli bir tatil arkadaşı ya da yaz dizi filmi olur ama ders çıkarılacak bir mesaj bulamazsınız. Büyük ablanın sevgi konusundaki sözleri felsefi güzellik taşısa da, o kısımlar da çok üzerinde durulmadan geçiştirilmiş. 
 
Editörden mi yoksa yazardan mı kaynaklandığını sorup öğrenemediğim bir sorun ise kitabı okuma istek ve hevesimi birkaç kez kaçırdıysa da başladığım kitabı yarım bırakmak istemeyen ben, bu kitabı da zoraki olarak tamamlayıp, bitirebildim. Sevemediğim o kısımlar da şöyleydi. “ Sahi”dedi “sen neredeydin dün?” ya da “Beni” dedi. “bir daha arayacak mısın?”, “Sen” dedi, “hiç susmaz mısın?”… Bütüüüüüünnn konuşmalarda ilk kelimeden sonra cümlenin bölünüp, araya ‘dedi’nin girmesi okumanın tadını kaçırdı. Ama kitap bitti. Bitişinde de sonuçta hoş tebessümlü, romantik komedi tarzı bir film izlemişçesine etki bıraktı.
 
Yeni kitaplarınızı bekliyoruz Sinan (Akyüz) Bey. İyi çalışmalar.
Değerlendiren: Parga yayınevi editör ve yazarı Ayşegül Toker
 
Toplam blog
: 72
: 363
Kayıt tarihi
: 20.01.16
 
 

4 kitabı olan bir editör- yazar. Hayvansever. Çevreci. Kadın hakları savunucusu ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara