Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ocak '13

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Evlilik özgürlüğü yok ediyor

Evlilik özgürlüğü yok ediyor
 

Evli kimselerin özgür olmadığı gerçek; ama zaten demek ki özgürlük de insanlar için fazlaca önemli değil. Evli olduğu halde özgür olduğunu söyleyenler var değil mi? Kı… ımla gülerim onlara! Ben evliyim ama istediğim her şeyi yapıyorum diyenler vardır ve üstelik haklıdırlar ama onlarınki sadece kâğıt üzerinde evliliktir. Şu zamparalık, aldatma filam kim çıkardıysa Allah razı olsun, aldatmasak da, zamparalık yapmasak da biraz nefes alıyoruz be yahu! Değilse dört duvar arasında resmen hapis. Sinemaya gitmek için bile kocandan (hatta bazen karından) izin alınır mı ya; bu ne salakça düzen. Ben evli değilim, evliysem de evli değilim ve evlilere acıyorum resmen! Zavallılar neler çekiyorlar!

Eminim evliliği kendisine güveni olmayan biri manitası bırakıp gitmesin, kendisini aldatmasın diye icat etmiştir. İki çocuk doğurmak ve özledikçe beraber olmak için iki insan 70 yıl nasıl birlikte yaşamak zorunda olabilir ya! Yeryüzünde böyle bir ceza var mı? Evlenmesen çevrende söylemediğini koymuyorlar. “Bunun şeyinde sorun var; sapık, gay…” filam diyorlar. Yani insanların çoğu aslında evlenmek istemiyorlar, ama evlenmeye mecburlar. Ben şahsen Venezüellalı kâinat güzeliyle bile 70 yıl evli kalmak istemem. Evli insanların kafasında bir tahtanın eksik olduğunu düşünüyorum. Biz insanları bu esaretten kurtarmak için değişik evlilik alternatifleri geliştirdik(SSES evlilik modeli) ama ahlaki değilmiş. Nikâhınızı imam camide kılsın o zaman. Karının koynundan çıkıp yüksek kaldırımda tombik Zehra’ya gitmek ahlaksızlık olmuyor.

Evli insanlar hayatta yapmak istediklerinin çoğunu yapamıyorlar. Yani düşün bir sinemaya gitmek için bile kocandan/karından izin alman gerekiyorsa (Türkiye’de evi insanların %70’inde böyle) öl daha iyi. Koca “İzin verirsen sinemaya gidebilir miyim” diye karısına yalvarıyor. Kadınsa kocasına yalvaramıyor bile. Ev alıyorsunuz o şöyle istiyor, sen böyle. Birinizin dediği oluyor ya da ikinizin dediği de olmuyor; birinizin boynu bükük kalıyor. Sen evimizi şöyle düzelim diyorsun, kocan olmaaaaazzzz! Diyor. Sen 3 çocuğumuz olsun diyorsun, hanımefendi bir tane olacak diyor. Sen kız istiyorsun, beyefendi erkek… Ya hangi salak bulmuş bu saçma düzeni!

İnsanların zevkleri, tercihleri farklıdır ve her insan kendi hayallerini yaşamak için dünyaya gelir. Evlendiğin zaman ne hayal kalıyor ne bir şey. En çok da şu arkadaşlıkların bitmesi beni sinir ediyor. Senin kız arkadaşlarını eşin, onun erkek arkadaşlarını da sen istemiyorsun. Daha doğrusu bu toplumsal bir kural: Evlendiğin gün kırk yıllık arkadaşından ayrılmak zorundasın.

Şimdi biz bunları yazıyoruz ya bazıları “Bunlar benim için geçerli değil” diyecekler. Senin için olmayabilir ama rastık çeken Makbuleler için geçerli. Sen bir tanesin, onlar bin tane.

İnsanların istekleri birleşemez. İki insan aynı şeyi yapsın diyemeyiz. Kişilerin hayatları böyle kurgulanamaz. İnsanlar (kadın erkek)  çocuklarını yapsınlar, birbirlerini arzu ediyorlarsa buluşsunlar; hatta bu ilişkilerinin bir resmiyeti de olsun ama dileyenler ayrı işlerde, ayrı yerlerde birbiriyle bağımsız, birbirlerine hesap vermeden özgürce kendi hayatlarını yaşasınlar; böyle 60–70 yıl ömür boyu aynı evde birlikte olmak zorunda olmasınlar. Birbirleriyle ne kadar süre birlikte olmak istiyorlarsa o kadar olsunlar. Bir adama/bir kadına “Ömür boyu bununla yaşayacaksın” denir mi ya! Gördüğünüz gibi SSES evlilik modeli insanların hayatına onların istediği ve aynı zamanda olması gereken bir düzen getiriyor. 30–40 tane kadın/erkek olacakmış hayatımızda. Olur tabi; 80 yıl bu dile kolay,80 yıl pasaklı Fadime ile ayı Dursun ile geçer mi ya! Al birini, 2 sene yaşa beğenmedin, değiştir kardeşim! İnsan dediğin alt tarafı et parçası, neden bu kadar abartıyorsunuz? Zaten bu insana manevi bir kimlik verenler var ya elime sopayı geçirsem evire çevire döveceğim. Senin manevi yönün yok kardeşim; olmadığı için Tanrı’ya tutunuyorsun. Senin nefsin var, şeytanın esirisin ve ne yaparsan yap günahkâr bir kulsun.

Hem evliyim hem de özgürüm diyeni döveceksin; çünkü yalan söylüyor. Tuvalete giderken bile arkasına bakan kimse nasıl özgür oluyormuş. Bir de evliliğin sorumlulukları var. Zaten sorumluluktan nefret ederim. İnsanı baskı altında tutan böyle zoraki disiplinler sorgulanmalı. Bunların ben doğru olduğundan emin değilim. Örneğin evliliğin getirdiği sorumluluklar. Eşime çocuklarıma bakacak onların geçimini sağlayacakmışım. Bu bile insanı kasıyor ya! Her şartta bunu yapamazsın ki. İşte şimdi Tayibin ülkesinde işsizim. Karıma çocuklarıma nasıl bakacağım? Yani erkeğin omzuna böyle bir sorumluluk yüklenemez. Çocuklar hastalanıyor, ölüyorlar anne baba sorumlu. Sittirsin gitsin, ben doktor muyum?

Üç günlük dünyada yaşamak istemiyorsan evlen kardeşim. İlk 3 yıl cici bici, 5–10 yıl da eh işte; sonra patatesi dişle. Kadınlar evliliği istiyorlar; çünkü kendilerine baktıracak koca arıyorlar ya erkekler neden… Düzene karşı gelemiyorlar. Ama artık dünyada Kerim Korkut var, hiçbir şey aynı kalmayacak. Dünyanın şeklini bile değiştirebiliriz; yuvarlak hoş olmuyor, dört köşeye ne dersiniz hahahahahahaha!

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..