Evlilik programları

Bizim, milletçe televizyon izleyişimiz de bir alem bana sorarsan güzel okuyucum. Nedenine gelince... 

Bir dönem Biri bizi gözetliyor'la sade insanların günlük yaşamlarını röntgenlemeye başladık. Sonra Seda Sayan'lı bol göbek atmalı, çok düşman çatlatmalı sabahlarımız oldu bizim.Yediği yemeği yapanın boğazına dizen yarışmacı nüsvetteleri de, Müge Anlı'yla başlayan dedektifçilik programlarında Dr. cimbel'cılık oynayan kim kimi niye öldürmüş? diye dedikodu yapanlar da bizim insanımız. Acun Ilıcalı'nın Kim 500 milyar ister'i de apayrı bir alemdi doğrusu. Ve şimdilerde modaysa evlilik programları... 

Bu programlardan birine katılan bir kadın yarışmacının damat adayını kandırıp 50 milyarını - iç ettiğini - okuyunca gazetede bende bu yazıyı yazma ihtiyacı hasıl oldu güzel okuyucum. 

Hani bir zamanlar, milletin ağzına geleni sayıp, rayting rekorları kırdırdığı tele vole cinsi programlar vardı ya... Şimdi o programların yerini evlilik programları aldı.Millet kafayı evlilik adaylarına taktı. 

Bu programlara kimler, niye katılır? diye düşünürken aklıma gelenleri ben de sizinle paylaşayım istedim? Ne dersiniz? 

- Hayatını şöhret olmak hayaliyle tüketen, en azından çokça tanınmak isteyen insanların yeni umut kapısı oldu bu programlar. 

- Anasına, babasına, abisine, ablasına kafayı takıp, kızanların, eski eşine ya da sevgilisine nispet yapmak ya da onlarla barışmak isteyenlerin yeni bir buluşma noktasıydı evlilik programları. 

- Kestirmeden hayatını kurtarmak isteyen, piyangocu, fırsatçı kadınların yeni avlanma alanları oldu televizyon stüdyoları. 

- İkinci baharını arayanlara, hayata yeniden başlamak isteyenlere yalandan da olsa hoş bir avuntuydu ekrandan söylenenler. 

- Bilinçaltında ya da üstünde kendini evlenme özürlüsü, evlenme kusurlusu görenlerin son şansıydı belki de bu kısmet kapıları. 

- Yanlızlık çeken yaşlılara, başındaki yaşlısına kapı arayanlara yeni bir umut kapsı, fırsat kapısı oldu bu programlar. 

- Ve de dalgasına takılmak, evlilik vaadiyle fırsatçılık yapmak isteyenlere altın tepside sunulmuş padişah sofrasıydı yaşananlar. 

- Hayatı boyu ön planda olmayı, ön sıralarda kalmayı beceremeyen, ezeli ve ebedi siliklerin, eziklerin son sahnesi oldu evlilik programları 

- Kimilerinin " Beni adam yerine koymadın. Ama bak ben buralardayım." tafrası, kimilerinin para, kariyer, zenginlik budalalığı, kimilerininse sığınacak bir ev bir yuva, son bir şefkatli eş arayışıydı bu çöpçatanlık şaklabanlıkları. 

Yani senin anlayacağın güzel okuyucum, yaşamlar, mekanlar, arananlar farklı olsa da, herkesin yaşadığı, bir yerde, yarınlar telaşıydı. 

Benim düşüncelerime gelince 75 milyonun yaşadığı bir ülkede bütün fırsatları tüketip, bütün ümitleri sıfırlayıp çareyi bu sabun köpüğü programlarda arayanların hayat sınavı hüsranla sonuçlanmıştır ne yazık ki. Yaşı kaç olursa olsun farketmez. Evleniceği adamı ya da kadını ekrandaki 3-5 dakikalık bir görüntüden seçmeyi düşünenlerin ya kendine güven sorunu, ya aşamadığı, çözemediği korku ve kompleksleri ya da kendisinin de bilemediği, çözemediği, bir yerlerde saklanan ama onları da rahat bırakmayan kişilik sorunları var demektir. 

Benim bilgim, benim görgüm, benim yaşam deneyimim bu tabloyu anlamakta, anlamlandırmakta yetersiz kalıyor heralde. Ya da hayatını birleştireceği insanı 3-5 dakikalık ekran görüntüsünden tanıyacak kadar uzmanlaşanlar insan sarrafı!...