Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ağustos '08

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Evlilik yan gelip yatma yeri değildir!

Evlilik yan gelip yatma yeri değildir!
 

Evliliğin temelinde aşk, aşkın temelinde cinsellik yatar lafına ne kadar katılırsınız bilemem ama bu tespitte bir doğruluk payı olduğu da yadsınamaz. O zaman, mantık evliliği ve görücü usulü evliliğin temelinde yatan nedir diye bir soru akla gelebilir! Bu tarz evlilikler ilk bakışta iki ayrı tarz gibi görünse de, her ikisinde de baskılardan, ilgisizlikten ve yalnızlıktan kaynaklanan bir başkaldırı söz konusudur denebilir!

Evlilik müessesesi eşlere büyük sorumluluklar yükleyen, sermayesi ve temeli sevgi, saygı, hoşgörüden ibaret geleceğin aday aile müessesesidir. Bu temel değerlerin erozyona uğraması durumun da ise ortaya aşağıda gerekçesi yazılı bazı gelişmeler ve yargı kararları çıkacağı kaçınılmazdır!

*Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, evlilik süreci içerisinde eşiyle cinsel ilişkide bulunmayan kocayı tazminat ödemeye mahkûm etti. Yargıtay, verdiği kararda cinsel ilişkide bulunmamayı da ‘kişilik haklarına saldırı’ olarak yorumladı.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, verdiği kararda şu görüşleri dile getirdi:
“Erkek eş tarafından psikolojik nedenlerle de olsa cinsel birleşmenin gerçekleştirilmemesi kadına manevi tazminat verilmesi için yeterlidir. Ruhsal nedenlerle de olsa cinsel birleşmenin gerçekleştirilmemesi kusur oluşturur. Davacı kadının kişilik haklarına saldırının varlığı sabittir.

Bu işi biraz kurcalarsanız altından mutlaka İsveçli kadınların işgüzarlığı çıkar. Erkekleri tamamen kadın hegemonyası altına almak için “gak” da desen “guk” de sen mahkemelerden lehte kararlar çıkarıyorlar. Kim bilir, ya “Gak-guk” diyenlerin başına neler geliyordur?

Bu işler cezayla falan rayına oturmaz efendiler! Her hangi bir kasıt yoksa erkeğe haksızlık yapılıyor gibi geldi bana. Kasıttan kastım, erkeğin eşini aldatması ile ortaya çıkan ihmaldir. Cinsel ilişkilerde ruhsal nedenlerin bile mazeret kabul edilmemesi, yargının psikolojisiyle de ilgilidir. Buna esasen psikiyatrların karar vermesi daha uygun olur. Yargı işin hukuki yönünden ele almalıdır. Burada sabit olan, cinsel ilişkinin her iki taraf için bir hak olduğunun kesinleşmesidir. Burada gayet tabii ki kasıt aranır.

Gerek kadın- gerek erkek ruhsal ve psikolojik yönlerden cinsel birleşmeye hazır değilse birleşme mümkün olamaz. Eşlerin birbirlerini yıpratmadan ve haksızlığa uğratmadan ayrılmaları, tazminatı kimin ödeyeceğine ise yargı karar vermelidir.

Kadınlar için “Başım ağrıyor” ne kadar geçerli bir mazeret ise; Erkekler için de “Belim ağrıyor” haksızlık sayılmamalıdır. Aslolan karşılıklı s a y g ı d ı r…

“Kadın, eşi onunla cinsel ilişkiye girmiyor deyip kocasını da aldatabilirdi ve evliliğini de devam ettirebilirdi.” Diyenlerde olacaktır; “ “Eşine destek olup bu sorunu aşabilmek için çaba sarf etmesi gerekirdi. Para cezası aldı diye şimdi koca ilişkiye seve seve girecek mi sanıyorsunuz? Kadın düşünecek erkeğinin isteksizliğinin nedeninin” diyenlerde çıkacaktır.

Bir de;

Cinsel ilişkiye girersin CEZA,
Cinsel ilişkiye giremezsin CEZA.
Ne olacak bu erkeklerin hali?
Ben dönüyorum)))
Yanlış anlamayın.
Tabii ki K Ö Y Ü M E………………diyenlerde çıkacaktır! Çözüm olur mu? Hiç sanmam!

 
Toplam blog
: 156
: 5679
Kayıt tarihi
: 05.11.06
 
 

Söz konusu Atatürk ve Laik Cumhuriyet ise; asla tarafsız olamam! Ben; İş ve özel hayatımda Cumhur..