Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Şubat '15

 
Kategori
İnançlar
 

Evren, Evinim, Evrim, Evrensellik ve İslam (Kuran) ilişkisi analizi

Evren, Evinim, Evrim, Evrensellik ve İslam (Kuran) ilişkisi analizi
 

UZAYIN (SPACE) içindeki EVRENİMİZ (UNIVERSE).


Yaklaşık 13 milyar yıl önce başladı Evrenin Büyük Patlama ile yaratılış başladı. Esasen Big Bang (Büyük Patlama ) ile başlayan bu süreçte en büyük hayret verici olan durum tüm patlamalardan terör ve kaos ortaya çıkarken EVRENİMİZ 13 milyar ışık yılı büyüklüğünde. Herşey altı saniyelik bir bir süreçte patladı bunun yedi saniye olmadığı hakkında görüşler var.

Tevrat'ta "Allah dünyayı altı günde yarattı 7.gün dinlendi" ve ayrıca Kuran'da "Şüphesiz sizin Rabbınız gökleri ve yeri altı evrede (günde) yarattı" Araf 54 bize bu bilimsel bulgunun gerçek olabileceğini ancak ilkel Arapların bunları anlayabilmesi için onların anlayabileceği bir şekilde anlatılma yoluna gidildiğini görmekteyiz. Çünkü nereden bilsin ilkel Arap Evrenin 6 saniyede patlamayla başlangıca sahip olduğunu, zira altı günde yaratıldı ifadesi onların daha rahat anlamasına yönelik bir ifade olduğu belli.

Patlamadan sonra evren evrilerek bu hale geldi. 

Büyük Patlamayı bilim kanıtladı. Evrenin bununla oluştuğu, bir başlangıcı olduğu, gezegenlerin güneş sistemlerinin belli bir evrim sürecinden geçtiğini bilim sayesinde biliyoruz.

Peki Dünya üzerinde canlı hayatı nasıl başladı?

"Göklerin ve yerin (başlangıçta) bir tek bütün olduğunu ve Bizim sonradan onu ikiye ayırdığımızı ve yaşayan her şeyi sudan yarattığımızı görmüyorlar mı? Hala inanmayacaklar mı? " Enbiya 30

Geleneksel görüş yaşayan her canlıyı biz sudan yarattık sözünü "Döl" sanmıştır. Oysa bu çok basit ve sığ bir görüştür. 

Hz Muhammed "Güneşle ısınmış suyu içmeme veya o suyla banyo yapmama konusunda uyarmıştır" çünkü bugünkü bilim bize güneşte ısınmış suda bakteri oluştuğunu söylemekte bununda çeşitli deri hastalılarına yol açabildiğini bilmekteyiz.

Güneşte ısınmış suda oluşan bakteriler milyonlarca yılda elbette zamanla deniz canlılarına sonra kara canlılarına sonra hava canlılarına dönüştüğünü anlamak zor değil. Zira yaratılan tüm canlıların yüzleri sadece insan ve maymun değil diğer tüm canlılarda neredeyse aynıdır. İki göz, burun, kulak, dil, baş, omurga vb.

Enbiya 30 bize Evrim teorisinin nasıl başladığına yönelik önemli ip ucu vermektedir. Evrim teorisini kanıtlayan bir diğer unsurda yine ayetler olduğunu görüyoruz. 

Bununla ilgili üç yıl önce yazdığım tartışmayı alevlendiren ve oldukça ilgi duyulan bu makalemi okumanızı tavsiye ederim ( http://blog.milliyet.com.tr/islamda-evrim-var-mi---big-bang-ve-yaratilis-sureci--/Blog/?BlogNo=377349 )

13 milyar ışık yılı büyüklüğünde evrenin dışına çıkmamız mümkün görülmüyor. Zira çok devasa büyüklükteki top şeklinde görülen ve gittikçe büyüyen Allah'ın uzaydaki patlattığı bu havai fişek içinde kim bilir kaç tane KUL niteliğinde canlı yarattığı bir yer. 

Kıyamet Dünya için olsa bile bizden sonra kim bilir hangi gezegende yeni yaşamlar olmaya devam edecek. 

Bizler kendimizi çok ama çok fazla BİRİCİK görüyoruz. Yahudiler Tevratta Cennet üzerinden bir nepotik anlayış oluşturmakta ve kurtulanın sadece Yahudi olacağını söylemekte, aynı şeyi İsa'nın çarmıhta ilk günah için öldüğünü iddia eden Hristiyanlar devam ettirmekte. Biz Müslümanlarda onlarla sid.k yarıştırdığımız için aynı şeyi yapmaktayız ve Hz Muhammed'i "Kainatın Efendisi" diyerek Miraca çıktı diye Galaksiler arası Peygamber ilan edip hatta Kuranın "Biz İnsanı ve Cinni sadece kullukları için yarattık" sözüne aykırı şekilde "Habibim sen olmasan yaratmazdım" ile Yahudilerin ve Hristiyanların yolundan gittik üstelik FATİHA'nın 7. Ayetini umursamayarak.

Neyse konumuz sadece bu değil. Evrenin bir başlangıcı olduğunu biliyoruz ve bu evren tamamen tekamül denilen evrilerek, evinimle evrimle bugünlere geldi. 

13 Milyar Işık yılı büyüklüğündeki Evrenimiz içinde biz hiç bir şeyi neredeyse. Evrenin (Universe) dışına çıkıp uzay (Space) dediğimiz sonsuz hiçliği görsek ve 13 milyar ışık yılı büyüklüğündeki evrenimizi görsek Allah'ın ne denli muazzam bir İLAH olduğunu daha iyi anlayabiliriz.

Biz müslümanlar hayata, uzaya, inanca çok sığ ve yerel bakıyoruz. Daha evrensel bakmamız gerek.

Kuran'da anlatılanlar içinden EVRENSEL dört ilke çıkartabiliyoruz. Tüm ayetlerin bu ilekler etrafında Tavaf ettiğini ve Sa'y yaptığını anlıyoruz. Hatta Peygamberilerin kişiliklerinin bu zemin üzerine oturduğunu görmekteyiz. Bu ilkeler; Etik, Adil, Sorumlu ve Vicdanlı olmaktır. Çünkü Allah Kuran'ın başına "Enzubillahimineşşeytaniiracim" derken Ahlaksız Şeytan üzerinden "Etikliğe", "Allah zalimlere hidayet vermez" derken "Adalete", "Bu kitap (sorumluluğun temeli) takva sahiplerine yol göstermesi için inmiştir" sözleri bu ilkelerin neler olduğuna yönelik bir kanıttır.

Kuran'a bakış açımızı bu ilkelerle EVRENSELLEŞTİREBİLİRİZ. 

Uzayın başka gezegen sistemlerinde başka canlılara da vahiy gelmişse (ki gelmiştir Allahul alim)  bu vahyin temelini işte bu dört ilke oluşturarak gelmiş olması kuvvetle muhtemeldir.

Hiç boşuna kendi kıyametimizin tüm evren içinde son olacağını düşünmeyelim. Allahın yaratımı ve imtihanları belli bir dönem veya zaman aralığı için (part time) olamaz. Dolayısı ile evrenin içinde başka muhtemel canlaların hayatlarını devam ettirmesi ve zamanla kendi kıyametlerini beklemeleri bize ters gelmemeli. 

Kuran'ın içindeki ilkeler ( Etiklik, adalet, sorumluluk ve Vicdanilik) kesinlikle EVRENSEL ilkelerdir. Bu ilkeler asla değişmez, değişemez değişmesi düşünülemez. Bunun dogmatizm ile alakası yoktur. Dogmatizmin kanağını İlkelerle oluşmuş KİŞİLİK MÜSLÜMANLIĞI yerine HURAFELERLE OLUŞMUŞ sabit KİMLİK MÜSLÜMANLIĞIDIR. Bu ikisi birbirinden de kesinlikle ayrılır.

Elbette herşeyin doğrusunu onu yaratan KAİNATIN GERÇEK EFENDİSİ RABBİMİZ BİLİR...

 
Toplam blog
: 722
: 3755
Kayıt tarihi
: 23.01.09
 
 

A.Ü İktisat Fakültesi mezunuyum, daha önce Kazakistan ve Hollanda'da eğitmenlik ve tercümanlık iş..