08 Ekim '13
- Kategori
- Deneme
Evrendeki işaretler

Bir şarkı vardır dilinize dolanan radyoda ya da bir yerde duyarsınız mutlu olursunuz, birini düşünüyorsunuzdur tam o sırada o kişi sizi aramıştır ya da mesaj atmıştır şaşırırsınız. Evren sanki arzularınızı gerçekleştiriyor veya isteklerinize geri dönüş yapıyordur adeta.
İşte benimde başımdan böyle ilginç bir şey geçti bugün.. Geçen hafta sokakta yürüyordum, kulağımda kulaklık yine düşünceler alemine dalmış gidiyorum..
Aklımdan geçen soru, sorular kümesi ve cevabını bulamadığım duvara tosladığım asılsız sorularla beynimi yoruyorum. Ne mi o düşünceler? İnsanın kendine yetememe durumu.. Sanki ne yaparsanız yapın asla istediğiniz noktaya ulaşamayacaksınız gibi, hep bir eksiklik, hep bir boşluk, dipsiz kuyu misali.. Bir şeyi kapatmaya çalışırken diğer yerden üstünüze gelen başka eksiklikler e haliyle buna telaş ve streside eklediniz mi oldumu size sıkıntılar cümbüşü..
Daha fazla ne yapabilirim, diğerleriyle kendini kıyaslama belki de biz insanoğlunun en büyük problemlerinden biri. Belki de bizi başkalarından ayıran bir özelliğimiz var ama biz bunun farkına varamıyoruz varmak istemıyoruz. Hep kötü yanımızı görüp üzülüyoruz.. Kafamızda planlar var belki düzeltmek için ama sanki hep geç kalınmışlık duygusu hep başarsam dahi kendimi yeterince gösterebilecek miyim korkusu. Temeli sağlam olmayan bir zemine tuğla koydukça koyuyoruz en büyük korkumuz da bir gün bir yerden patlak verip altında kalmamız...
İnsanın korku ve endişeleri üzerine belkide sayfalarca şey yazılabilir ama bugün farklı bir şey oldu sanki evren bana bir mesaj gönderdi. Goethe ile ilgili merak ettiğim birkaç küçük şey vardı. Elbette hepimizin duymaya aşikar olduğu Genç Wertherin Acıları ve Faust. Daha önceden Faust u duysamda konusunu bilmiyordum ve bilmediğim içinde kendimden utandım açıkcası. Ve beni çok etkileyen bir dialogu sizlerle paylaşmak istiyorum..
Zavallı şeytan, bana ne verebilirsin ki?
Yükseklere göz dikmiş insan bilincini,
Senin gibiler kavrayabilir mi hiç?
Sendeki gıda doyurmaz insanı,
Elindeki kızıl altın, cıva gibi,
Avucun içinden akıp gider,
Senin kumar masalarında,
Kimse kazanmaz,
Daha sarılırken başkalarına bakar,
Göndereceğin kızlar,
Vereceğin itibarın tanrısal gururu,
Kuyruklu bir yıldız gibi,
Kayar gider;
Bunları mı sunacaksın?
Göster bana bakalım,
Koparılmadan çürüyen bir meyveyi,
Her gün yeniden yeşillenen ağacı!
*Mükemmel olmasam da, eksik olsam da maneviyatımı kaybetmek ve onu şeytana satmak istemiyorum çünkü o bana ne verebiclir ki. Hayat devam ediyor
öyle ya da böyle kaybedilen umutlar, özgüvenler zamanla düşe kalka bana geri dönecekler..