Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ocak '07

 
Kategori
Bilim
 

Evrenin ortak dili matematik

Evrenin ortak dili matematik
 

<ı style="mso-bidi-font-style: normal">Matematiğin Şiirselliği
<ı style="mso-bidi-font-style: normal">Şiir, bir şeyi en güzel,
<ı style="mso-bidi-font-style: normal">En etkileyici ve en gerçek
<ı style="mso-bidi-font-style: normal">Şekilde ifade etme sanatıdır. Matthew Arnold

<ı style="mso-bidi-font-style: normal">

İnsanlar, Eski Ahit’e göre bir zamanlar tek bir dil konuşuyorlarmış. Bu dil birliği insanları birleştirmiş ve olanaksız gibi görünen bir şeyi gerçekleştirmek için işbirliği yapmışlar. Babil kentinde öylesine yüksek bir kule yapacaklar ki, cennete bu kule ile ulaşacaklar. Bu affedilmez büyüklük taslama girişimi Tanrı’yı öfkelendirmiş ve Kutsal Kitap’ta belirtildiği gibi Tanrı insanların yaşamını bağışlamış ama birbirlerini anlamamaları için dillerini farklılaştırmış. O zamandan beri insanlar yeryüzünde 1500 farklı dille konuşmaktadır. Küreselleşen dünyamızda artık ülkelerin sınırları neredeyse ortadan kalkmak üzere. Bu coğrafyalarda dil birliği olmayan insanlar birlikte yaşamlarını sürdürmeye başladılar bile. Güllük’te her sabah yürüyüşe çıkan İngiliz, kapımın önünden geçerken başıyla selam veriyor. Henüz daha ortak bir dil oluşturamadık.

Oysa matematik dili öyle mi? Tüm dünyanın ortak dili. İkinci dereceden bir denklemin çözümünü dünyanın hangi ülkesindeki öğrenciye yaptırırsanız yaptırın aynı simgeleri kullanacak çözecektir. Eşsiz bir dildir. Doğru ve kısa tanımlamalarla ciltler dolusu kitaplardaki bilgiyi aktarır. Gerçi matematik dilini bilmeyenler için çoğu kez anlaşılması güç olsa bile…

Matematik dili aynen bir şiir gibi içimize derinlemesine işler. Ve dünyanın her yerinde insanlar matematik dili ile anlaşabilirler. Anlaşmak için ortak bir dildir.

Matematik insanları bilinmeyenden bilinene yolculuk yaptırır. Elinizde çözümünü bilmediğiniz bir denklem vardır. Bu denklemi türetirken aslında keşif yaptığını fark edecekler insanlar. Yaptıkları çözümden keyif alacaklar. Robert Loise Stevenson’un dediği gibi “Egzotik bir yere yolculuk yaparken o yere varmak alınacak zevkin yarısıdır.”

Newton’un elmanın düştüğünü fark etmesine dek elma düşmüyor muydu? Ama diğer insanlar bunu o güne dek fark etmemişlerdi. Newton’un doyumsuz merakı olmasaydı insanlar olağanüstü evrensel kütle çekimi yasasından ve bu yasanın denkleminden nasıl haberdar olacaktı? “ Elma neden dik olarak yeryüzüne düşüyor da, gökyüzünde her gece parlayan ay yeryüzüne düşmüyor?” sorusuna yanıt aramaya başlayan genç Newton uzun süre bunu da düşündü. Bunun nedeni ise Huygens’in Ay’ı Dünya’dan uzağa iten merkezkaç kuvveti olmalıydı. Kütle çekimi Yasası ise Newton’un elmanın düşmesini fark etmesinden 20 yıl sonra öğrenilecekti insanlar tarafından.

Galileo “Evrenin dili matematiktir” der Gerçekten de çevremizi gözlediğimiz de bu dil her yerde görülür.

Matematiğin dili her ne kadar Newton’un 17. yüzyılda ki olağanüstü buluşundan sonra yazılmışsa da tarihin ilk çağlarından beri insanlar çevrelerinde oluşan her türlü olayı merakla izliyorlardı. Birçok olayı da kusursuz dedikleri geometrik şekillerle tanımlıyorlardı. Güneş, yıldızlar ve Ay’ın hareketlerinin Dünya’nın çevresinde kusursuz çemberler üzerinde olduğunu düşünüyorlardı. O zamana dek tanrısal olduğuna inandıkları gökcisimlerinin hareketini Platon gökbilimcilerin aklını karıştırmış ve “Tanrısal işlere karışmaktan duydukları boş korkularını bir tarafa bırakıp, gökcisimlerinin hareketleri ve dönemleri konusunda bilimsel bilgiler edinme uğraşına girmelerini” de istemiştir onlardan.

Platon’dan sonra onun öğrencisi olan Aristoteles göre Dünyevi âlem sadece dört temel niteliğe sahipti: ıslak ve kuru, sıcak ve soğuk. “Toprak dedikleri şey, temelde soğuk ve kuru; Su soğuk ve ıslak; Ateş sıcak ve kuru; Hava, ıslak ve sıcak” Aristoteles Dünyevi âlemin değişebilir ve dönüşebilir olduğunu kabul ediyordu. Çünkü dört temel element değişebilir ve dönüşebilirdi. Bunu da şöyle açıklıyordu; “ soğuk ve ıslak su ısıtıldığında, sıcak ve ıslak havaya dönüşüyordu”

İnsan yeryüzüne ayak bastığından itibaren evrenin ortak dili olan matematiği kullanmaya başlamış ve bu dili sürekli geliştirmiştir. Bu dil konuşulan 1500 dilden daha kusursuz bir dildir.

1940 yıllarında Birleşmiş Milletler kurulduğunda ülkeler hangi dilin ortak dil olarak konuşulması için çok tartışmışlar ve sonunda Çince, İngilizce, Rusça, İspanyolca ve Fransızcanın ortak dil olmasını kabul etmişler. Düşünebiliyor musunuz, insanlar birleştikleri bir toplulukta bile 5 ayrı dille anlaşmaya çalışıyorlar.

Matematik dili böyle mi?

Avrupa Birliliğinde de ortak bir dil var mı?

Matematiğin dili geleceği görmemize ve ona yön vermemize yarar. Tüm tasarımlar hangi dille yapılır? Doğal olarak matematiğin diliyle. Aynen Ay’ın Dünya’nın çevresinde ve kendi çevresinde de döndüğü gibi…

Kaynak: Dünyayı Değiştiren Beş Denklem, Michael Guillen-Tübitak

 
Toplam blog
: 222
: 1359
Kayıt tarihi
: 22.07.06
 
 

Matematik öğretmeniyim. Liselerde okutulan MEB Talim Terbiye Kurulundan onaylı matematik ders kit..